Milli İttifak’a İçeriden Bir Bakış

Bu zamana kadar ekranlarda hep dört büyük partiyi gördük, onları dinledik onları konuştuk. Fakat seçimlere azımsanmayacak bir oy potansiyeliyle giren bir parti daha var o da Büyük Birlik Partisi ile ittifak yapan Saadet Partisi. (Milli İttifak)

Aylar öncesinden konuşulmaya başlanmıştı aslında bu ittifak. Önceleri MHP’nin de içerisinde yer alacağı söylense de Bahçeli seçime tek parti olarak girme kararı aldı. Bu durum İttifak’ın etkisini biraz azaltsa da hiç kuşku yok ki yine de büyük bir oy potansiyeli olarak 7 Haziran’da pusulada olacak.11146278_1409710336012537_8699701735543238764_n

Açıkçası çok fazla bir bilgim yoktu ne söyledikleri, ne yaptıkları hakkında. Seçim beyannamelerini inceledim ve itiraf etmeliyim ki genel olarak beğendim. En beğendim madde ise belirlenecek sayıda imzaya ulaşacak vatandaşlara, Meclis’e kanun teklifi verebilme hakkının verilmesiydi.

Milli İttifak’ı daha da yakından tanıyabilmek için Anadolu Gençlik Derneği Bilkent Temsilcisi ve Saadet Parti gönüllüsü Ali Başaran ile sohbet ettim ve ardından bir röportaj gerçekleştirdim, ittifakın kuruluş sürecinden,  zorunlu din derslerine kadar birçok konuyu konuştuk.

İttifak sürecine gelmeden önce biraz Saadet Partisi özelinde bir soru sormak istiyorum. Son dönemde Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın partiyle kavgalı olduğu yazıldı çizildi basında. Saadet Partisi’nde bir bütünlük var mı?

Saadet partisi bir ideoloji partisidir bu anlamda kendisinin ilkeleri ortadadır sadece bugünün  söylemi değil 1969’dan bu yana olan söylemlerdir. Sayın Erbakan’ın çalışmaları da hala bu söylemlerle aynıdır, fikirsel olarak bir fark yoktur. Sadece neyin nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda farklılıklar vardır. Fatih Bey’in açtığı Erbakan Vakfı da şu an milli görüş için çalışmaya devam etmektedir.

Neden böyle bir ittifaka gerek duydu bu iki parti?

İttifak konusu ülkenin durumuyla alakalı bir durum diyebiliriz, bu durum bizi Milli bir duruş sergilemeye itti. Son dönemlerde yaşanan siyasal sorunlar sonucunda ortak ilkeler üzerinde bir araya geldik Büyük Birlik Partisiyle. Özellikle bölünmeye giden bir süreç içerisindeyiz, bu ittifak kirli pazarlıklarla ülkemizin oyunlara alet edilmesine karşı çıkmak için aynı zamanda.

”Erdoğan’ı samimi bulmuyoruz. Eğer gerçekten Mursi’nin idamına karşıysa miting meydanlarından seslenmek yerine bölge ülkelere bizzat gidip liderlerle konuşmalı ve idamın engellenmesi için somut adımlar atmalı.”

Aylar öncesinde Milli İttifak haberlerinin içerisinde MHP’nin de adını duyuyorduk fakat daha sonrasında Bahçeli tek parti olarak katılacaklarını açıkladı. Neden MHP yer almadı bu ittifak içerisinde?

Parti tabanlarıyla birçok ortaklaşmamız olduğu için bu dönemde onların da kapısı çalındı fakat üst yönetim kabul etmedi ilginçtir ki iktidar olma gibi bir heyecanları yok.

1999 yılında da Fazilet Partisi Devlet Bahçeli’ye başbakanlık teklifinde bulunmuştu ancak sayın Bahçeli bu teklifi, bu birleşmeyi elinin tersiyle itmiş ve DSP ile koalisyon yapıp başbakan yardımcısı olmayı tercih etmişti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Saadet Partisi tarafsız olmayı seçerken Büyük Birlik Partisi seçimini Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan yana kullandı, ittifak yapan bu iki partinin yaşadığı bu görüş ayrılığına ne diyorsun?

Aslında iki tarafın da kendince sebepleri vardı bu dönemde. Fakat tepki noktasında ortaktık, biz tepkimizi oy kullanmayarak verdik sadece.

”2008’de Lübnan’da, Hizbullah İsrail’i yenilgiye uğrattı. Bu noktada Hizbullah’a Suriye üzerinden gönderilen yardımların çok büyük bir önemi vardı. Bu yüzden Suriye ile bağların kopartılması ve oranın bir kan gölüne çevrilerek İsrail’in rahatlatılması planlandı ve ne yazık ki AKP Hükümeti de bu planın bir parçası oldu.”

Seçim çalışmaları ne durumda? Halkın tepkisi ne yönde Milli İttifak’a?

Çok büyük bir pozitif enerjiyle karşılık veriyor bize seçmen, daha öncesinde baraj problemini gören insanlar bu ittifak sayesinde baraj probleminin kalmayacağını düşünüyor. Her ne kadar parayla çalışan o anket şirketlerinin farklı açıklamaları olsa da bu bir araya gelen İttifak’ın baraj problemi yoktur.

Bu seçimlerde ekonomik vaatlerin ön planda olduğunu görüyoruz. Saadet Partisi’nin beyannamesini incelediğimde de ekonomi ilk göze çarpan alandı. Dönemin modasına mı uydu Saadet Partisi yoksa çok önceden planlanmış mıydı bu seçim programı?

Milli Görüş zaten var olduğundan bu yana içerisinde temel ekonomik doktrinler barındırır, bu vaatler onların bir yansımasıdır.Bildiğiniz üzere insanları köleliğe ve yoksulluğa alıştırılmaya çalışıyor AKP, biz öncelikli olarak buna müdahale etmek istiyoruz bu yüzden ekonomik vaatler daha ön plandaymış gibi görünebilir. Amacımız insanların düşünebilir hale gelmesini sağlamak, özgürlüğünü verme anlamında ekonomik refah bu yüzden önemlidir. Biz seçmene ”Senin maaşını 1500 liraya çıkartarak,geçim derdini ortadan kaldırarak, ülkeni düşünebilir hale gelmeni istiyoruz” diyoruz.

Bizim diğer partilerden farkımız şudur, onlar kapitalist düzeni savunuyorlar,planlarını ve programlarını kapitalist düzene uydurarak açıklıyorlar fakat biz bu düzeni kesinlikle reddediyoruz. Faizin olmadığı bir adil düzen vaadediyoruz seçmenlere.

Milli İttifak’ın hayalinde nasıl bir Türkiye var?

AKP’nin Türkiyesinde insanlar 1000 liraya tabii oluyorlar,sabahın yedisinde kalkıp halk ekmek kuyruklarında 2 tane ekmek alabilmek için metrelerce kuyrukta bekliyorlar, işten yorgun argın gelip 2 saat televizyon izledikten sonra uyuyorlar. Biz böyle bir toplum istemiyoruz.Manevi bağları gelişmiş, kendisine güveni olan,geçim derdi kaybolmuş,ülkesinin derdiyle hemhal olan bir millet istiyoruz. Milletin feryadının ortaya çıkışı olacak 8 Haziranda. En başında meclis çalışmaları çok farklı bir noktaya gelecek, ”Bana ne Amerika’dan” diyenler mecliste olacak.

Medya’da yer almakta zorlanıyor musunuz?

Basın-yayın kuruluşlarının büyük çoğunluğunu hükümet medyası oluşturduğu için çok fazla yer bulamıyoruz. TRT bizi geçtiğimiz gün 11 saniye haber yaptı mesela.  Fakat gittikçe göz ardı edilemez bir duruma geldiğimiz için bu süreler artıyor.

Milli İttifak’ın çıkış noktalarından belki de en önemlisi Çözüm Süreci olduğuna göre merak ettiğim bir soru var. Kürt Sorunu’na nasıl bir çözüm getireceksiniz?

Çözüm Süreci sadece Türkiye’yi değil tüm Ortadoğu’yu ve İslam coğrafyasını ilgilendiren bir mesele. İnsanları ayrıştıran ve kutuplaştıran bir noktada değil birleştiren bir noktada hareket etmek gerekir. Milli Görüşün duruşu burada nettir, bizler inanlar olarak kardeşiz dolayısıyla bizleri birleştiren inanç unsuru etrafında toplanmamız gerekir,buradan bahsedilen birliktelik sadece Türkiye ile sınırlı değil tüm İslam coğrafyasından bahsediyoruz.

Biz muhattabın değişmesinden yanayız, çözüm süreci çözülme süreci olmamalı. Muhattap bu noktada halk olmalı örgüt değil. 30 bin insanın katiliyle bir masaya oturup pazarlık yapmanın sebebi nedir, insan haklarıyla ilgili verilmesi gereken haklar varsa zaten bunların pazarlıksız verilmesi gerekmez mi?

Son olarak, Diyanet Kurumu oldukça tartışmalı bir hal aldı son günlerde. Sizin görüşünüz nedir bu kurum hakkında?

Saadet partisi önce ahlak ve maneviyat diyen bir parti, dolayısıyla birilerinin çıkıp biz Diyaneti ve zorunlu din derslerini kaldıracağız demeleri bizi ilgilendirmez. Diyanet İşleri başkanı, başbakanının emriyle atanmasına karşıyız. Diyanet İşleri kendi içerisinde özerk olmalıdır. Zorunlu din ise olmazsa olmazımızdır çünkü maneviyatı olmayan bir ülke ayakta kalamaz.

 

Leave a Reply