Merve Kavakçı 18 Nisan 1999 seçimlerinde Fazilet Partisi’nden İstanbul milletvekili olarak seçildi. Ted Ankara Koleji mezunu Ankara Tıpta okuyan ancak başörtüsü sonucu okulu bırakıp ardından eğitimine ABD’de devam biriydi. 2 Mayıs’taki yemin töreninde ise meclise başörtüsüyle gelince başta DSP milletvekillerinin büyük tepkisini çekmiş, ‘Dışarı, dışarı!’ sloganları altında meclisten dışarı çıkarılmıştır.
Merve Kavakçı’nın meclise başörtüsüyle gelmesi ciddi bir problem miydi?
Merve Kavakçı başörtüsüyle aday olmuş ve halk tarafından öyle seçilmiş biridir. Ancak Merve Kavakçı daha aday olduğu ilk günde bile başörtüsüyle meclise girmesinin yasak olduğunu biliyordu. Başörtüsüyle aday olmak yasak olmasa da meclise başörtüsüyle girmek yasak. Bunu elbette biliyordu. Buna rağmen girmesi hataydı. Ne var ki meclisteki olaydan sonra peşini bırakmadılar Kavakçı’nın. Vatandaşlıktan çıkardılar, gece gece DGM savcısı peşinde bir polis ve kamera ordusuyla Kavakçı’nın evini basıp arama yaptı, gözaltına aldı. Kavakçı’nın çocukları okullarında yuhalattırıldı. Bunlar en basit kelimeyle insanlık dışı hareketlerdi. Zira Ecevit de şikâyetini dile getiriyordu: ‘ Merve Kavakçı olayı mecliste çözülmüştür, devamındaki olaylar hoş değildir.’
Bu olay neyi simgeler?
Bu olay milli görüşçü olmayan kesimin Refah Partisi’nin iktidarı ardından Fazilet Partisi’nin aldığı yüzde15lik oy oranının da verdiği hazımsızlığın bir kadın ve başörtülü milletvekilinden çıkarılmasıdır.
Sonuç
Evet o anda Kavakçı’nın meclisten çıkarılması kanunlar gereği yapılması gereken bir olaydı. Ancak seçilmiş birine yapılmış bu hareket demokrasiye ufak bir darbedir. Hele ki ardından yapılanlar maalesef insanlığa sığmamaktadır. Peki başörtüsü irticayı getirir mi? Hayır. Özellikle Türk solu başörtüsüyle barışmak zorundadır.