28 Kasım 2015
Yine öldürüldük. Yine öldürdüler. Yine korktular barıştan, adaletten, kardeşlikten… Sevmiyorlar işte bizi. Barışı isteyenleri, yürekli olanları, kardeşliği isteyenleri sevmiyorlar. Haksızlığın karşısında olanları, nerede bir vicdansızlık varsa orada ‘’dik’’ duranları sevmiyorlar.
‘’Çünkü korkuyorlar’
Korkularının sebebi belli. Eğer ki bir gün buralara barış gelirse, işlerine gelmeyeceğini biliyorlar. İşte bu yüzden kaostan beslenenler, kandan beslenenler, acıdan beslenenler menfaatleri için bizleri öldürüyorlar.
Sayesinde Türkiye’de yıllardır bekletilen ve cezasız bırakılan pek çok fail-i meçhul, bombalanma ve işkence davası yeniden başladı. Cizre’de gözaltında kaybedilen 21 kişinin, Lice’de öldürülen 16 kişinin, Roboski’de bombalanan 34 kişinin avukatıydı Tahir Elçi. İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları Ortak Platformu gibi örgütlerin kurucu ve üyesiydi. En son, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yıllar süren mücadelesiyle 1994’te Şırnak’ta masa büyüklüğünde bombalarla bombalanan 38 kişinin davasını kazanmıştı. O böylesine önemli işlere imza attı.
Yakın zamanda ise hakkında linç kampanyaları yürütüldü. İnsan hakları savunucusu biri ancak bu kadar kötülenebilirdi. O ise yılmadı yine de devam etti konuşmaya. Sonra baktılar olmuyor, yetmiyor bu yaptıkları, yetmiyor Tahir’i susturmaya. Yetmiyor kahpe nefretlerini dindirmeye… Çekip vurdular Tahir Elçi’yi. Gönlü güzel insan, son sözlerinde yine ‘’barış’’ dedi. Çatışma istemiyoruz dedi. Her zaman hakkın, hukukun yanında olduğu gibi yine insanlar yaşasın diye uğraştı. Ama izin vermediler vurdular Tahir Elçi’yi.
Ape Musa’yı, Hrant’ı, Gaffar Okkan’ı vurdukları gibi…
Çünkü, bu ülkede barışı istemek öldürülme nedenidir!
Bizler bugün hayatını barış ve insan hakları mücadelesine adamış çok önemli bir hukukçuyu ve aktivisti kaybettik. Lütfen daha iyi tanıyın ve unutmayın Tahir Elçi’yi …
Bir de sana diyeceğim var Diyarbakır.
Ne çok üzüldün, ne çok üzdüler seni.
En son Baro Başkanını aldılar senden. Yine üzdüler seni Diyarbakır. Biliyorum hüzünlüsün, biliyorum için kan ağlıyor.
Ama şairin dediği gibi:
Üzülme, sen üzülme başını öne eğme
Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır
Ağlama sen ağlama kanlı bezler bağlama
Bu yangın söner bir gün, ağlama Diyarbakır.
Dik durmanın vaktidir. Beraber direneceğiz. Beraber inşa edeceğiz barış dolu günleri. Barışı isteyenlerin hayallerini.