Geçtiğimiz dönem Türkiye siyasetinin en sancılı konularından biri MHP’deki kurultay süreciydi. Partideki kötü
gidişat ve önlemez çatırdamalar uzun yıllardır genel başkanlık yapan Devlet Bahçeli’nin bir türlü gündemi haline gelemedi. MHP’nin içinde olup biten kırılmalar esnasında sivrilen Meral Akşener, Koray Aydın, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan ayrı saflarda aynı ülkü için çalışmaya başlayıp genel başkanlığa aday oldular. Muhaliflerin yoğun uğraşlarına rağmen Genel Başkan Devlet Bahçeli delegelerinin karşısına çıkma cesareti gösteremedi. Partililerin talepleri, toplanan imzalar, söylemler hiçbir şekilde sonuç bulamadı. Çeşitli yollarla her defasında engellenen kurultay en sonunda yılan hikayesine döndü.
Başta Meral Akşener olmak üzere MHP’li muhalifler azımsanmayacak bir halk desteğini arkalarına alarak adım atmaya başladılar. Muhaliflerin mücadeleleri, yıllanmış Bahçeli liderliğinden sıkılmış olan MHP seçmeni için yeni bir soluk ve umut haline geldi. Bu gelişmeler esnasında merkez sağ oylarını bölmek istemeyen, muhalefette aktif bir parti görmekten çekinen hükümet yanlısı medya organları da sürekli çalıştı. Muhaliflere yönelik karalama kampanyaları ve Bahçeli lehine subjektif yorumlarıyla dikkat çeken kimi oluşumlar onların iktidar tarafından ne denli istenmediğinin bir kanıtı olarak değerlendirilebilir. Gazetecilik objektifliğine uymayan kalemlere ek olarak konferansları engellenen, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakılan muhalifler yine de alanları terk etmeyerek hitap ettikleri geniş kitleye güven aşıladılar. Özellikle 2017 Anayasa Referandumu sürecinde Bahçeli’nin “EVET” kararını MHP karakterinden taviz olarak yorumlayan dört muhalif tercihlerinin “HAYIR” olduğunu ilan etmiş, sonucun “HAYIR” çıkması için ülkeyi karış karış gezerek mitinglere,toplantılara imza atmışlardır.
Bugünlerde ise Türkiye merkez sağının şimdiye kadarki en etkili isimlerinden Meral Akşener ile önemli siyaset adamı ve akademisyen Prof. Dr. Ümit Özdağ beraber hareket etme kararı aldılar. Genel başkanlık koltuğunda
Akşener’in oturacağı yeni bir parti kurma hazırlığında olan ikilinin ilerleyen süreçte siyasetimizde ciddi kırılmalar sağlayacağını umuyorum. Mevcut sistemde siyasal parti açığı olduğu,seçmenlerin partilerden umduğunu bulamadığı aşikar. Hâl böyleyken Meral Akşener ile Ümit Özdağ ortaklığındaki bu yeni parti merkez sağ ve liberal kesim için kayda değer bir alternatif olabilir. İlk etapta ciddi bir çıkış yakalanmasa bile siyasi arenadaki dengelerin sarsılması oldukça etkili olacaktır.
Türk siyasetindeki partilerin gelişim süreçlerini göz önünde bulundurarak Akşener & Özdağ ortaklığında kurulacak bu yeni oluşumun dinamiklerini incelediğimizde AK Parti’nin doğuşunu anımsayabiliriz. Hâlihazırdaki partilerinden yenilik ve değişim talepleri sebebiyle ayrılan, kurultaylardan yana yüzü gülmemiş iki ayrı ekibin argümanlarını seslendirebilme amacıyla sıfırdan parti inşa etmeleri ve merkez sağ-liberal kesimi kucaklamaları yönünden benzerlik taşıdığını iddia edebiliriz. Haklı ve yenilikçi adımlar her zaman layığını bulmuş, halk tarafından kabul görülmüştür.
Bu bağlamda, kurulacak parti doğru argümanlar ve politikalarla iddialı bir duruş sergileyebilirse, uzun zamandır yakınılan muhalefet boşluğunu kısa vadede doldurup demokrasiye katkı sağlayabilir. Buna ek olarak merkez sağ ya da liberal kesime hitap ederek siyasete yeni bir soluk getirebilir. Tüm bunlara aksi ihtimal olarak ise partinin kitle edinemeyip tabela partisi sıfatında kalması diyebiliriz. Hangi ihtimalin gerçek kılınacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.