Geçtiğimiz günlerde Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milletvekili Seçimi Kanunu’nda düzenlenen yüzde 10’luk seçim barajının “ağır” olduğunu belirtti. Yüzde 10 barajının ittifaklarla veya başka kararlılıklarla aşılabileceğinden bahseden, istikrar ve normalleşme ile demokrasi konularına değinen Bahçeli sayesinde seçim barajı yeniden gündeme gelmiş oldu. Devlet Bahçeli’nin ifadelerinin sorulduğu Başbakan Binali Yıldırım ise seçim öncesi partilerin birbirlerine destek açıklamasında bulunabileceklerinden bahsetti ayrıca “Seçim kampanyamızda doğrusunu isterseniz seçim barajına yönelik bir taahhütte bulunmadık. Anayasa değişikliği kampanyasında bu sistem değişikliği ile Türkiye’de sürekli iktidar, sürekli istikrar döneminin başlayacağını, artık zayıf iktidarlar döneminin sona ereceğini söyledik. Sistemin ülkemizin istikrarı, kalkınması bakımından getireceği faydaları anlattık.” dedi. Ancak AK Parti’nin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamesi’nde “Temsilde adalet ile yönetimde istikrar arasında denge sağlayacak şekilde seçim barajı yeniden düzenlenecektir.” ifadesi yer almaktadır. Bir açıklama da CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’dan geldi. Tezcan, barajlı siyasetin, seçimin barajlı demokrasi olduğunu barajın hiç olmaması gerektiğini belirtti. Eğer illa seçim barajı isteniyorsa yüzde 3’ün düşünülebileceğini ancak olmamasının en makul düzenleme olacağını ifade etti. Anlaşılan seçim barajı bir süre daha gündeme gelecek.
Daha önce yazdığım bir yazıda Anayasa’nın 67.maddesinin 5.fıkrasından bahsetmiştim: “Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir.” Demek ki istikrar ve temsilde adalet arasında denge sağlanmalıdır. Hiç şüphesiz yüzde 10 barajı bu dengenin istikrar ilkesi lehine bozulması demektir. 3 Kasım 2002 erken genel seçimlerinde yüzde 10 barajı nedeniyle meclise sadece CHP ve AKP girebilmişti. Acaba MHP’de yine böyle bir endişe mi var ki Devlet Bahçeli yeniden seçim barajı konusunu gündeme getirdi?
Aslında iki partinin mecliste bulunması sadece seçim barajının yüksek olmasıyla ilgili olmayabilir. 2011 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki partili sistem istediğinden bahsetmiş, ikili sistemlerde parlamentonun daha iyi işlediğini belirtmişti ve hatta ilginçtir ki Devlet Bahçeli bu ifadelerden sonra çok sert açıklamalarda bulunmuştu. Daha sonra Anayasa’da değişikliğe gidilmesi konusunda MHP, AKP ile anlaşmış ve Türkiye referanduma gitmişti. Ancak “İki partili sistem mi geliyor ?” tartışmaları devam etti ve hatta eskisine göre daha çok konuşulmaya başlandı. Burhan Kuzu, mecliste iki partinin olacağına yönelik ifadelerde bulundu. Bunun yanı sıra Anayasa değişikliğinden sonra bazı kanunlarda değişiklik yapılması ihtiyacı ortaya çıktı. Şu an uyum yasaları olarak adlandırılan bu değişiklikler henüz yapılmadı. Bu çerçevede anayasanın iptal davasına yönelik 150.maddesinde iktidar ve ana muhalefet partisi meclis grubu yetkilidir ifadesi “Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna..” olarak değiştirilmişti. Diğer yasalarda ve TBMM iç tüzüğünde de bu değişikliğe paralel olarak ana muhalefet ifadesinin kaldırılması ve onun yerine 2.parti ifadesinin yer alması söz konusudur. Böylelikle artık oy oranlarına göre partiler 1. 2. ve 3… olarak ifade edilecektir. İki partili sistem mi olacak tartışmalarında bahsi geçen konulardan biri de bu olmaktadır. Uyum yasalarında tartışılan bir diğer konu ise seçim barajı mevzusu. Başbakan’ın ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla bu konuda bir değerlendirme yapılması olası gözüküyor.
Yeni kurulan İYİ Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın ise “Barajın düşmesi Türkiye’nin siyasal yaşamının demokratikleşmesi için gereklidir. Ancak bizim böyle bir endişemiz yok ve bu işe kafa yormuyoruz” dedi. En son yapılan anketlerde gerçekten de İYİ Parti’nin baraj endişesi yokmuş gibi görünüyor ancak aynı şeyi MHP için söylemek pek mümkün değil. Henüz konuşmak için erken olsa da baraj düşürülmezse MHP baraj altında kalabilir gibi gözüküyor. Bu açıdan bakıldığında Devlet Bahçeli’nin baraj yorumu pek tesadüfi değil hatta manidar. Keşke gerçekten Türkiye’yi demokratikleştirmek amacıyla seçim barajının ağır bulunmuş olduğuna inandırılabilseydik. Umarım öyle ya da böyle bunca yıldır değiştirilecek denilip dokunulmayan bu baraj, düşürülür ve istikrar ile temsilde adalet arasında denge sağlanmış olur.
KAYNAKÇA
https://www.akparti.org.tr/site/haberler/iste-ak-partinin-secim-beyannamesi/78619#1
https://www.sondakika.com/haber/haber-chp-li-tezcan-israrla-secim-baraji-araniyorsa-10220565/
http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/son-dakika-bahceliden-ilginc-secim-baraji-aciklamasi-2082035/
http://www.milliyet.com.tr/uyum-yasalari-icin-hazirlik-son-gundem-2525308/http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/718829/_iki_partili_sistem__ve_MHP.htmlhttp://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa_Degisikligi.aspxhttp://t24.com.tr/haber/iyi-partili-koray-aydin-yuzde-20nin-altinda-degiliz-hdplilerden-oy-aliyoruz,486864