Bu hafta, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında tırmanmakta olan gerilimi yumuşatmaya yönelik bir görüşme gerçekleştirildi. Angela Merkel ile Binali Yıldırım arasında gerçekleşen bu görüşmede, Avrupa Birliği’nin lideri konumunda görülen Almanya ile ilişkilerimizi rayına oturtmaya yönelik karşılıklı açıklamalar yapıldı. Özellikle Binali Yıldırım’ın iki ülkenin son yıllarda birbirlerine vakit ayıramadığını söylemesi dikkat çekiciydi. Peki gerçekten de bu iki ülke birbirine vakit ayıramadı mı? Yoksa Almanya ve Türkiye hükumetleri kendi seçmenlerinin gözünde yerlerini sağlamlaştırmak için birbirlerine mi yüklendiler? İki ülkenin ilişkilerinde son iki yıllık dönemi inceleyerek bu sorulara cevap vermeye çalışalım.
Almanya ve Türkiye’nin ilişkilerini kötü yönde etkileyen belli başlı etkenleri şöyle sıralamak mümkün olabilir:
1. 15 Temmuz Darbe Girişimi
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ardından Türkiye sık sık Almanya’nın FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerini ülkesinde barındırdığını ve bu örgütlerin militanlarının kendilerine teslim edilmesi için bütün belgelerin hazırlanıp gönderilmesine rağmen Alman hükumetinin gereğini yapmadığını savunarak tepkisini ortaya koydu.
2. İncirlik Üssü’ne Alman Milletvekillerinin Alınmaması
Darbe girişimiyle bağlantılı olarak Türkiye, Almanya’nın terör örgütleri hakkında gerekli hassasiyeti göstermemesi gerekçesiyle Alman milletvekillerini üsse almamıştı. Bu olaydan sonra hatırlayacaksınız ki Almanya, İncirlik’te bulunan askerlerini Ürdün’e konuşlandırmaya başlamıştı. Hatta Ürdün’de, Ürdün askerleri tarafından Alman askerlerinin silahlarının alınarak yerlere yatırılmasının görüntüleri ortaya çıktıktan sonra Alman hükumeti bunun sebebinin İncirlik’teki olay olduğunu değerlendirmiş olacak ki bu olaydan sonra Türkiye hakkındaki açıklamalarını sertleştirmişti.
3. Alman Gazetecilerin Türkiye’de Tutuklanması
Die Welt gazetesinin yazarı Deniz Yücel’in ve daha sonra Büyükada’da insan hakları aktivisti 6 Alman’ın tutuklanması Türk-Alman ilişkilerine bomba gibi düşmüştü. Bu olay, son yapılan görüşmenin de önemli konularından biriydi.
4. İki Ülke Medyalarının Tutumları
Bu süreçte gerek Alman gerekse Türk basını karşılıklı karalama kampanyaları yürüttü ve iki ülke halkları da birbirleri hakkında olumsuz izlenimler edinmişti.
Bunlara ek olarak bazı Türk bakanlarının Almanya’da yapacakları toplantıların iptal edilmesi iki ülkenin arasını iyice açmıştı.
Son görüşmede ise hem Yıldırım hem de Merkel karşılıklı açıklamalarıyla bu gidişata son vermek istediklerini açıkça belirttiler. Merkel, Deniz Yücel üzerinden Türkiye hakkındaki sıkıntılarını dile getirdi. Yıldırım’ın açıklaması ise şu şekildeydi:
Deniz Yücel ve diğer zanlılar tabii ki belirli suçlamalara maruz olarak tutuklu durumdalar. Bunlar mahkemelerin kendi kapasitesinde görülüyor ve bunlardan geçmişte birkaç tanesinin mahkemesi görüldü ve gereği yapıldı. Ümit ediyorum ki hukuk devleti kuralları içinde gereği yapılacaktır. Bize düşen mahkemenin işini kolaylaştırmak ve onların önünü açmak.
Yıldırım’ın “mahkemenin işini kolaylaştırmak” sözünden kastı neydi bilinmez fakat Deniz Yücel görüşmelerin 1 gün ardından serbest bırakıldı.
Görüşmede ayrıca diyaloğun devam etmesi, ikili ilişkilerin geliştirilmesi, AB’nin mülteci anlaşmasıyla taahhüt ettiği 3 milyar Euro’nun ödenmesi ve terör gibi konular ele alındı.
Bütün bu gelişmeler göz önüne alındığında iki ülkenin birbirine yeterince vakit ayırmadığını söylemek çok da doğru olmaz. Yine de çok uzun yıllardır Avrupa Birliği’ne girebilme hayaliyle yaşamış ve hükumetlerimizle de bu yönde çok sayıda adım atmış bir ülke olarak Almanya gibi bir ülke ile ilişkileri normalleştirmek diplomasimiz açısından çok faydalı olacaktır.
Fakat insan şunu da düşünmeden edemiyor: Neden son dönemlerde iki ülke bu denli restleşti? Acaba iki hükumet de seçmenlerinin milliyetçilik duygularını kabartıp seçimlerde kendilerini güvence altına mı almayı hedefledi? Muhtemelen iki ülke ilişkilerini bu gibi iç siyaseti ilgilendiren konular da çok etkiledi.
Umarım bu görüşme Almanya ile diplomatik ilişkilerimizde bir dönüm noktası olur ve iki ülke de ilişkileri sağlam temeller üzerinde yeniden inşa etmek adına gerekli adımları atar.