Geçtiğimiz dönemlerde Başbakan Erdoğan’ın kürtajla ilgili konuşması, Sağlık Bakanlığı’nı uyarıya geçirmişe benziyor.  Tıbbi gereklilik dışında kürtaja yasak getirmeye hazırlanan Sağlık Bakanlığı’nın kanun tasarısı önümüzdeki ay, Haziran’da Meclis’e sunulacak.

Bakan Akdağ, düzenlemeye ilişkin olarak, ”Önümüzdeki ay içerisinde bu çalışmaları Bakanlar Kurulu’na yetiştirmeyi planlıyoruz. Ondan sonrası Bakanlar Kurulu ve Meclis’in işi” dedi.

“Kişisel yaklaşımım, prensip olarak gerekmedikçe, tıbbi gereklilik olmadıkça kürtaj yapılmamasıdır.” diye konuşan Akdağ, sezaryenin de gerekmedikçe yapılmaması gerektiğini şöyle açıkladı: “Şimdiye kadar birçok yaptırım uyguladık. Birtakım başka yaptırımlar ya da tedbirler alabiliriz. Örneğin; tıbbi gereklilikler dışında kadının mutlaka normal doğuma öncelikle iknasını isteyebiliriz. Tıbbi gereklilik yoksa onun normal doğuma ikna edilmesi için bir süreç tarif edebileceğiz. Bunun üzerinde çalışıyoruz.”

Kişisel kararları ve özgürlüğü kısıtlayıcı bu yaptırımların sebebini, Başbakan’ın “En az 3 çoçuk!” mesajlarını meşrulaştırma ve bunu teşvik etme amacına bağlamamak içten değil.

Kişisel olarak şunu belirtebilirim ki; hiçbir devlet, hiçbir yönetim kadın haklarını ihlal eden, kadının özgür yaşamının önünü kesen böyle bir yetkiye veya tasarıya sahip olmamalıdır. Kadının sadece doğurmasını ve evde çocuk bakmasını öngören böyle bir yasanın kabulü, hem ülkedeki cahil bir toplumun, hem de illegal ve sağlıksız ortamlarda yapılan kürtajların önünü açmakla kalmayacak; anne ölümlerinin de artmasına sebep olacaktır.

Yine belirtmeliyim ki; bir kadının nasıl doğum yapacağı, ancak o kadını ve doktorunu ilgilendiren bir mevzu olmalıdır. Tıbbi gereklilik dışında bir insan “Ben bu şekilde doğum yapmak istiyorum.” dediğinde, ancak doktorunun öngördüğü kararlarla uygulamaya gidilmelidir.

Bakanlık olarak “Hayır efendim, normal doğum yapacaksın ki biz cerrah doktorlarımızı ve sizleri mağdur edelim.” gibi bir uygulamayla, medeniyet seviyesine ulaşmamız işten değildir. Kaldı ki doktorların, “Sayın Bakan, bu hastaya şu şu sebeplerden ötürü sezaryeni uygun gördük, siz ne dersiniz?” demesi ne kadar yersizdir!

Hangi insan neyin daha uygun olduğunu bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanından daha iyi bilecektir?

Böyle bir uygulamanın getirdiği anne-bebek ölümlerinin tek sorumlusu -Türk Hekimini sorumlu tutacak olan- Devlettir.

Leave a Reply