Geçtiğimiz aylarda Zengezur Koridoru adıyla bilinen, Orta Asya ile Batıyı birleştiren hat, Ermenistan ile Azerbaycan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Başkanı Donald Trump arabuluculuğunda imzaladığı barış deklarasyonu kapsamında ele alınmıştı. 7 Ağustos 2025 tarihli söz konusu deklarasyon dahilinde koridor, 99 yıl ABD’ye devredilmesi kararıyla beraber ‘’Trump Rotası’’ olarak yeniden adlandırılmıştı. ABD’nin, 99 yıllığına koridoru devralması, stratejik ve ekonomik olarak kendini Avrasya’da konumlandırması anlamını taşıyarak bölgesel dengelerde değişimlere yol açtı. 25 Ağustos 2025’de ise Kalyon ve Cengiz İnşaat, Zengezur Koridoru’na Kars’tan başlayarak Azerbaycan’ın Nahçıvan sınırında yer alan Dilucu Sınır Kapısı’ndan bağlanması beklenen Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu’nun temel atma törenini gerçekleştirmişti. Gelişmeler dahilinde sürecin Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Rusya ve İran gibi bölgesel aktörler üzerindeki etkisi ve ABD’nin rolü açısından anlamı değerlendirilmelidir.
Zengezur Koridorunun Kısa Tarihi:
Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’nı kazanması üzerine, Azerbaycan ile Ermenistan arasında ateşkes imzalanmıştır. Söz konusu ateşkes anlaşmasının 9. Maddesi gereğince Zengezur Koridoru, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında bağlantıyı kuracak olan ulaşım koridorudur. Koridor, Nahçıvan’ı Azerbaycan ile Türkiye’yle bağlayarak; Nahçıvan üzerinden Türkiye’ye, sonrasında da Akdeniz yoluyla Batı/Avrupa ülkelerine ulaşım hattı sağlanması için imkan sunar. Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle koridor, Türkiye’nin bölgesel aktörlerle ilişkilerinin kuvvetlenmesi ve ulaşım hattında aktif bir role sahip olması açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla Zengezur Koridoru, bölgesel aktörler için rekabetin bir simgesi olmakla beraber, bölgedeki ülkeler arasında yıllardır tartışılan ama hayata henüz geçirilemeyen bir konudur.
ABD, bölgesel dengeleri nasıl değiştirmiştir?
7 Ağustos 2025 tarihinde, Zengezur Koridoru hakkında Washington’da gelişmeler yaşanmıştı. Ermenistan ile Azerbaycan, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda barış deklarasyonuna imza atmış, deklarasyon dahilinde de Trump, Zengezur Koridoru’nun 99 yıllığına ABD’ye devredileceğini duyurmuştu. Beraberinde koridorun adının ‘’Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası’’ (TRIPP) olacağı açıklanmıştı. ABD tarafından atılan bu devralma hamlesinin stratejik ve ekonomik avantaj başta olmak üzere birkaç nedeni olduğu söylenebilir. Rusya’nın Ukrayna işgali, Kafkasya ile Orta Asya’nın Moskova gündeminde geri planda kalmasına neden olmuştur. Amerika’nın ise bu fırsattan yararlanarak söz konusu bölgelerdeki faaliyetlerini geçtiğimiz yıllarda arttırdığı görülmüştür. Bölge, tarihsel olarak Rusya ile İran’ın etkisi ve kontrolü altında olması nedeniyle Amerika için stratejik açıdan önem taşımaktadır. Aynı zamanda Zengezur Koridoru’nun Çine’e uzanması, ABD’nin koridorda kontrol sahibi olduğu sürece Çin’in ticaret yollarını da kapsayan bir hakimiyet elde etmesi anlamına gelmektedir. Kısacası ABD bu girişimle beraber, Avrasya coğrafyasına giriş yaparak aleyhtar ülkelerin de bulunduğu bir bölgede kontrol sahibi olabilecektir. Ekonomik bir hamle olarak bakıldığında ise Orta Asya’yı Batı’ya bağlayan ticaret yolunda konumlanmak, Amerika’ya büyük bir üstünlük sağlayacaktır.
Türkiye açısından Zengezur Koridorunun Önemi
Zengezur Koridoru, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle içinde bulunduğu bir projedir. Koridor projesinin gerçekleşmesi için ise ön koşul Azerbaycan ve Ermenistan arasında daimi bir barış antlaşması imzalanmasıdır. Bu barış anlaşması, iki ülke arasında savaşın bitmesinden beri de masada tartışılmaktadır. Bu anlaşmanın imzalanması sonucunda bölgedeki dengelerin değişmesi beklenmektedir. Söz konusu anlaşmanın imzalanabilmesi için Azerbaycan bir takım şartlar sunmakta; şartların içinde, Ermenistan anayasasında değişiklik yapılması ile bağımsızlık bildirgesindeki maddelerin kaldırılması gibi başlıklar bulunmaktadır. Anlaşmanın imzalanması sonucunda Kafkasya’nın normalleşmesi ve orta koridor gibi demiryolu, denizyolu, karayolu ağlarının Ermenistan’ı da dahil ederek, Türkiye üzerinden batıyla Çin arasında hat oluşturulması gibi projelerin gerçekleşmesi öngörülmektedir. Bu tür bir senaryo, Türkiye’nin çıkarları ile uyumlu olmakla beraber, Ankara tarafından sürecin başından beri desteklenmektedir.
Gelişmeler, Türkiye için ne anlama gelmektedir?
Türkiye açısından soru işaretlerine neden olan mesele, Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerçekleşmesi istenen bu anlaşmanın hangi zeminde imzalanacağıdır. Anlaşmaya ilişkin adımların Washington’da Trump tarafından atılması, Türkiye’ye Amerika’nın sahaya geldiği mesajını vererek Kafkasya’daki dengelerin de değiştiğini göstermiştir. Türkiye açısından bu durumun soru işaretlerine neden olması, 10 yıla aşkın süredir Irak ile Suriye bölgelerinde Amerika ile yaşanan gerginliklerden kaynaklanmaktadır. Bu koşullarda Ankara, Amerika’nın bölgeye girişine kuşkuyla yaklaşmaktadır. Amerika’nın bölgeyi istikrarsız hale mi getireceği yoksa güvenli hale mi getireceği hakkında belirsizlik söz konusudur. Her şeye rağmen, Türkiye’nin sürece katkıları kapsamında gelişmeler görülmektedir. Zengezur Koridoruna bağlanması beklenen Kalyon ve Cengiz İnşaat’ın hat temellerini atma töreni 25 Ağustos 2025 tarihinde gerçekleşmiştir. Söz konusu hattın, Kars’tan başlayarak Azerbaycan’ın Nahçıvan sınırında yer alan Dilucu Sınır Kapısı’nda son bularak, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu’nu oluşturması beklenmektedir. Dolayısıyla, anlaşmanın Washington’da imzalanması Türkiye için en ideal senaryo olmamakla beraber, koridor projelerinin devamı Türkiye için olumlu bir işaret anlamına geliyor olabilir.
Ermenistan ve Azerbaycan’ın Kazançları Nelerdir?
Azerbaycan ile Ermenistan arasında Trump’ın da imzaladığı bir iyi niyet belgesinin gündeme gelmesi barışın sağlanması başta olmak üzere iki ülke için de olumlu kazançlara neden olmuştur. Bilateral ilişkilerdeki olumlu gelişme, ticaret koridorunun açılması için gerekli bir başlangıç atıldığını göstermiştir. Azerbaycan için arabuluculuğun Amerika tarafından yürütülmesi, Amerikan yaptırımlarının kaldırılmasına neden olarak ülkeye kazanç sağlamıştır. Koridorun Ermenistan topraklarından geçmesi ise Ermenistan’ın ticari ilişkilerinin özellikle ABD ile gelişmesi açısından yararlıdır. Bölgesel aktörlerin Rusya’yı bölgeden uzaklaştırma çabaları göz önünde bulundurulduğunda, koridor projesinin gerçekleşmesi ile ABD’nin bölgeye girmesi sonucunda Rusya’yı bölgeden dışlama senaryosu da mümkün hale gelmiştir. Tarafların savaşmayacakalarını taahhüt ederek güvence vermeleri de bölgesel dengeler açısından önemli bir gelişme olmuştur.
Rusya ve İran’ın tutumları nelerdir?
Süreç kapsamında ilk aşamada İran’dan tepkiler, 11 Ağustos 2025 tarihinde koridor için bir tehdit şeklinde yükselmişti. Dini lider Hamaney’in başdanışmanı Velayeti, bölgenin güvenliği adına ABD Koridorunu engelleyeceğini duyurmuş ancak ardından; İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ise koridora karşı olmadıklarını fakat ABD’nin kontrolü ile ilgili endişeler olduğuna ilişkin daha ılımlı bir tutum sergilemişti. İran yönetimininden gelen mesajlara bakıldığında, Amerika’nın sahadaki varlığının İran’ın sürece kuşku ile yaklaşmasına sebep olduğu söylenebilir. İki liderin tutumları arasında fark görülmekle beraber, ABD’nin koridoru devralarak bölgede etki sahibi olması, İran için ülkenin kuzeyini baskı altına alan stratejik bir tehdit olarak yorumlanmıştır. Dolayısıyla İran, ABD’nin bölgeye girişine sıcak bakmamaktadır ve sergileyeceği tutumun gelişmeleri tolere etmek ile tamamiyle reddetmek arasında kararsız bir konumda olduğu görülmektedir. 2020’den beri Ukrayna meselesi gibi konu başlıkları ile meşgul olduğu görülen Rusya’nın ise savaş nedeniyle Kafkasya bölgesinden geri çekildiği yorumu baskındır. Rusya’nın Kafkasya’da 1990-2000’li yıllarda olduğu gibi baskın bir aktör olmadığı görülmektedir. Rusya’nın, Ukrayna meselesini bitirip bölgeye tekrardan dönüp dönemeyeceği hakkında ise soru işaretleri vardır. Dolayısıyla Rusya’nın süreci sessizce takip ediyor olması bu konuda ılımlı ve ticari ağları geliştirmeye yönelik bir politika izleyeceği şeklinde bir izlenim vermektedir. Rusya’nın bölgedeki etki kaybı, bölgesel güç rolüyle ilgili soru işaretleri yaratarak olası iktidar boşluğunun kim tarafından doldurulacağı hakkında da sorular yaratmıştır. Bölgesel dengelerdeki bu değişimin ise ABD’nin bölgeye girişi ve Azerbaycan’ın ticari ilişkilerini ilerletmesi gibi sonuçları olduğu görülmektedir. Zengezur koridorundaki proje gelişmeleri nedeniyle Rusya ve İran’ın bölgede ikincil plana itilen aktörlere dönüştüğü gözlemlenmektedir.

Kaynakça:
https://www.bbc.com/turkce/articles/cvg37708x4do
Resim: https://www.bbc.com/turkce/articles/c5yp2kw3142o
Öne çıkarılan görsel: https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiye-zengezur-koridorunun-acilmasiyla-kuresel-tedarik-zincirlerinde-merkez-olabilir/3660256

