Röportajımızda Muharrem İnce’ye “Memleket Partisi Parti Programı”nı göz önünde bulundurarak iç ve dış politikayı ilgilendiren sorular yönelttik.
Göç ve mültecilik konusunu son zamanlarda ülkede giderek daha çok konuşulan bir konu, ve iktidar da sıklıkla göç politikaları üzerinden eleştiri alıyor. Memleket Partisi programında, ülkelerine dönmek isteyen mültecilerin güvenle geri dönmelerinin sağlanacağı, kalacakların da entegre edileceği yazmakta. Konu hakkında İnce’nin düşüncelerini almak için sorular yönelttik.
“Göç politikanızın Türkiye’deki kültürel ve etnik sorunları çözebileceğine inanıyor musunuz?”
İnce, ülkenin şu anki durumu hakkında “Türkiye’ye girmek serbest, çıkmak yasak” dedi. Kendi politikalarına göre bu durum düzeltilmeli. “Uluslararası hukukta yardım etmeye mecbur olduklarımız var.” diyerek mültecilerin tamamen reddedilmesinin imkansızlığına dikkat çekti. “Bir, giriş kısmını denetleyeceğiz; iki, bol keseden dağıtmayacağız; üç, geri gönderme politikasında çok sert olacağız.” Diyerek hem girişin hem de çıkışın daha iyi gözetlenmesi sonucu bu sorunu çözmek istediklerini açıkladı.
Türk Tabipleri Birliği başkanı Şebnem Financı’nın tutuklanmasıyla ilgili soru sorduk.
“Türkiye karşıtı bütün eylemlerin içerisinde bu kadın var.” Diye yanıtladı. Tutuklanma şeklini yanlış bulsa da suçlu olduğunu belirtti. “Sabah altıda evine gidilip kelepçelenmesini yanlış buluyorum, öyle olmasın. Almanya’ya gitmiş yine aynısını konuşmuş. Kadın Türkiye düşmanı!” Bunun yanında “Türkiye kimyasal silah kullanıyor dedin mi Türkiye’yi Saddam’ın ülkesi yaparsın. Amerikan uşaklığı yaparsın.” diyerek konudaki duruşunu belirtti.
“Ben 12 yaşındaki çocuğa kaçakçı muamelesi yapan devletten yana değilim. Ben o çocukların öldürülmesini kınıyorum. O ayrı mesele.” diye ekledi.
Kürtçenin ülkemizdeki tartışmalı konumu hakkında “Ben Kürtlerin özgürce konuşmasını istiyorum çünkü sıkıntı duymuyorum.” dedi.
Ülkemizin büyük problemlerinden biri de iş hayatında, özellikle siyaset alanında, kadınların sayılarının az olması. Kız çocuklarının eğitim almalarına engel olunması, kadınların kariyer yapmalarının bazı çevrelerde teşvik edilmemesi ve istenmemesi gibi faktörler bu duruma büyük etki ediyor.
“MYK’da 23 kişi var. 23 kişiden 4’ü; parti meclisinde ise 65 kişiden yalnızca 10’u kadın. Burada bir eşitsizlik yok mu?”
Kadın-erkek eşitsizliğinin varlığını kabul ediyor ve partilerinde de bunu gözettiklerini belirtiyor İnce. Fakat kadınlar aktif siyaset hayatına başvurmazsa sayı eşitsizliğinin devam edeceğini vurguluyor. “Evet, eşitsizlik var fakat müracaat yoksa zorla kadın bulacak halimiz yok.”
Bu noktada dikkat edilmesi gereken nokta ise kadınların müracaatlarının azlığının da eşitsizlikten doğması. Eğer kız çocukları eğitim görmez ve kariyer anlamında teşvik edilmezlerse ilerde siyasi alanlarda başvuru yapma ihtimalleri doğal olarak kısıtlı kalır. Bu durumda İnce’nin çözümü sadece zaten başvuru yapan ve iş hayatına atılmış kadınları kapsıyor, ancak toplumumuzdaki her alanda bütün kadınların eşit olması daha etkili bir çözüm olabilir.
Seçimler yaklaştıkça akıllarda partiler arası ittifaklara yönelik sorular oluşuyor. İnce’nin özellikle CHP ile ilişkisi uzun zamandır tartışma konusu.
“Herhangi bir partiyle ittifak yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünmeseniz de böyle bir teklif gelse kabul eder misiniz? İttifak durumunda müttefikiniz için fedakârlıkta bulunur musunuz?”
İnce, bu soruya bir örnekle cevap verdi. “Yarın akşam Ümit Özdağ ile yemek yiyeceğiz, konuşacağız.” Bu cümleyle ittifaklara veya en azından başka partilerle görüşmeye açık olduğunu belirtmiş oldu. Partileri arasında bir takım düşünce uyuşmazlıkları olabileceği ihtimali hakkında soru sorduğumuzda, “Asgari müştereklerde buluşmak şartıyla. Çalınan paraları geri alacağız, Atatürk’ü tartışmayacağız, Anayasa’nın ilk dört maddesi tartışmaya açık değildir, eğitimi tarikatlardan temizleyeceğiz, mültecileri geri göndereceğiz; ana politikalarda uzlaşabiliriz.” diye yanıt verdi. Yani taviz vermeyeceği bazı noktalarda uzlaşılırsa görüşmelere sıcak baktığı çıkarılabilir.
Dış politika, bir hükümetin yaklaşımlarına en çok özen göstermesi gereken noktalardan biridir. Özellikle Türkiye’nin hassas jeopolitik konumunu ve günümüz uluslararası ilişkilerini göz önünde bulundurarak fikirlerini almak istedik.
“Türkiye’nin dış politikada hangi çizgide yürümesi gerektiğini düşünüyorsunuz?”
“Atatürk’ün çizgisinde.” Diye yanıt verdi İnce. “Yurtta barış, dünyada barış.” Bu konudaki pozisyonu hakkında “Ne yazık ki bu iktidar döneminde dış politika dışişleri bakanlığından alındı, parti koridorlarına taşındı. Devletten devlete ilişki kurmak yerine kişilerle, fraksiyonlarla, aşiretlerle ilişki kuruldu.” diyerek detay verdi.