UEFA Avrupa Ligi’nde son 32 ye iki takımımız kalmıştı. Bir tanesi UEFA’nın iki numaralı liginde grup aşamasını lider olarak tamamlayan Beşiktaş, diğeri de UEFA tarihinde bir ilki yaşayarak ve yaşatarak 2 kez Şampiyonlar Ligi’ne 2 kez de UEFA Avrupa Ligi’ne giden ve başlı başına bir tarihi olaya neden olan Trabzonspor. Dilerseniz Trabzonspor’dan başlayalım.
Bordo-Mavili ekip sürpriz şekilde katıldığı Şampiyonlar Ligi’nde aldığı İnter galibiyeti ve grubu dramatik şekilde Cska Moskova’nın arkasında 3. sırada bitirmesi sebebiyle beklentilerin arttığı bir takım haline geldi. Kağıt üzerinde Psv Eindhoven ile eşit güçlerdeki takımlar olarak gözüküyordu. Ancak Trabzonspor’un bu kadrosu Avrupa’da üst düzey konsantrasyonla oynanan harika 2 İnter maçı dışında çok fazla güven vermedi. Bu konsantrasyon sorunu Psv karşısında da kendini gösterince maçın başında yenilen 2 gol ile tur Karadeniz Fırtınası’nın ellerinden kayıp gitti. Olcan’ın golü solmaya yüz tutan umutlara verilen bir yudum sudan öteye gitmedi. Rövanş maçında da rakibin baskılı oyununa çözüm bulamayan, tura dair umutlarını çoktan kaybeden Trabzonspor için 4-1 lik ağır yenilgi İnter galibiyeti ile akıllarda kalan sezonun kötü bir şekilde sona ermesine neden oldu.
Beşiktaş için ise son finalist Bragayla eşleşmek hem dezavantaj hem de avantajdı. Disiplinli, ataklara hızlı çıkan, iyi savunma yapan ve takım olmayı başaran bir ekiple oynayacak olmak ilk bakışta dezavantaj gibi gözükse de Carvalhal faktörü turu Beşiktaş’a getirdi. Rakibini (aslında doğduğu, büyüdüğü şehrin takımı ve futbola başladığı kulüp) iyi analiz eden Carvalhal’ın ilk maçtaki taktiksel başarısıyla gelen 2-0 lık galibiyet Beşiktaş için turun kapılarını araladı. Ancak ikinci maçtan önce Beşiktaş’ın kadrosunu görünce Carvalhal’ın ilk maçta rakibini tanıyarak çıkardığı kadronun aynısını çıkarmanın kendi takımını tanımamak olduğunu bizler hemen anladık. Ancak Sayın Carvalhal bu durumu 1-0 geriye düşünce anladı ve Almeida’yi Necip’in yerine oyuna sürdü. Bu hamle ile Beşiktaş rakip sahada topu tuttu ve rakip kaleye gidebildi. Ataklarda iki takım da şanssız olunca maç 1-0 sona erdi ve Beşiktaş ilk maçtaki skora rağmen zorlanarak turu geçti.
Beşiktaş’ın sıradaki rakibi Atletico Madrid. Simone’nin gelmesiyle çıkışa geçen Madrid Beşiktaş’a ters gelebilecek bir kadroya sahip değil. Dengeli iki maç bekliyorum. Savunma disiplinini iyi sağlayan takım turu geçecektir. Beşiktaş’ta ideal defans dörtlüsü İsmail-Egemen-Sivok-Hilbert bu maçlarda oynayabilirse ibre Beşiktaş’tan yana. Birbirine benzer iki takımın mücadelesinde umarız ki gülen taraf temsilcimiz Beşiktaş olur. Ancak yoğun lig ve kupa maratonunda yorgunluk ve sakatlıklar da Beşiktaş için dezavantaj olabilir. Ne olursa olsun son 16’ya kalan Beşiktaş’ı tebrik ediyor, Atletico Madrid karşısında başarılar diliyoruz.