“Beşiktaş’ın sıradaki rakibi Atletico Madrid. Simone’nin gelmesiyle çıkışa geçen Madrid Beşiktaş’a ters gelebilecek bir kadroya sahip değil. Dengeli iki maç bekliyorum. Savunma disiplinini iyi sağlayan takım turu geçecektir. Beşiktaş’ta ideal defans dörtlüsü İsmail-Egemen-Sivok-Hilbert bu maçlarda oynayabilirse ibre Beşiktaş’tan yana.” Bu sözler Braga ile oynanan maçtan sonra yazmış olduğum yazının bir bölümü. O gün de söylediğim gibi Beşiktaş için bu turda önemli olan savunma disiplinini sağlayabilmekti. Maç öncesinde Roberto Hilbert’in yokluğu ve İsmail Köybaşı’nın tam hazır olmaması nedeniyle sağ bekte İbrahim Toraman sol bekte ise Veli Kavlak’ı gördük sahada. İbrahim Toraman tercihini anlıyorum. Daha önce o bölgede ve ön liberoda oynamış hatta Galatasaray maçında hücuma katılarak gol atmış bir stoper. Ancak Veli Kavlak tercihini anlamak gerçekten çok zor. Üstelik yedeklerde İsmail Köybaşı varken yani kadroya girebilecek kadar hazırken, İsmail’i riske etmemeyi düşünüyorsak da daha önce o bölgede çok oynamış, en azından çabukluğuyla durumu toparlayabilecek bir Ekrem Dağ varken savunma bilinci sadece pres yapmak olan bir orta saha oyuncusu Veli’yle başlamak o kadar yanlıştı ki.
Maç öncesinde Tiago, Diego ve Arda’sız bir Atletico Madrid’e karşı Veli-Ernst- Fernandes-Necip orta sahasıyla (Braga maçındaki gibi) hem orta alan kontrolunu almak hem de rakibin etkili kanat oyuncularını durdurmak bu maç için en olağan taktiksel anlayıştı. Fakat Carlos Carvalhal yapılabilecek en kötü ilk 11 seçimini yaptı. Orta sahadaki en iyi 4 oyuncusundan 3 ü olmayan Atletico kanatları kullanarak Beşiktaş’a ilk yarıda tam bir korku filmi yaşattı. Sayın Carvalhal’ın ikinci yarı hatasını anlaması ve cesur değişikliği çok önemliydi ancak iş işten geçmiş gibi gözüküyor. İkinci maçta İnönü baskısı ve erken gelecek gollerle Beşiktaş ibreyi kendi tarafına çevirebilir. Ancak erken kopulan lig yarışından sonra Avrupa’ya yoğunlaşan Beşiktaş en azından bu maçtan bir beraberlik çıkarabilmeliydi.
Beşiktaş’ın sorunları gerçekten çok büyük. Oyuncular paralarını alamamakla birlikte geleceklerinin de ne olacağını bilmiyor. Bu şartlar altında onları ve hocalarını fazla eleştirmek doğru olmaz. Ancak Carvalhal sene başından beri Burak Kaplan, Atınç Nukan, Muhammed Demirci ve Mehmet Akyüz gibi oyunculara şans vermedi. Beşiktaş artık oyuncu öğüten bir kulüp olmamalıdır. Transferler yanlış olabilir ancak her oyuncuya eşit sürede olmasa da kendini gösterme şansının tanınması gerekir. Bu hem kadro içi adaleti ve forma rekabetini artıracak hem de tüm oyuncuları zinde tutacaktır. Beşiktaş bahsettiğim oyuncuları daha fazla kullansaydı bundan kötü durumda olmazdı ama bu 4 tane genç oyuncuyu takıma adapte edebilirdi. Sayın Carvalhal kötü bir hoca olmadığı gibi çok da iyi bir insan. Bir şekilde kulüpte kalması gerekiyor. Ancak büyük fedakarlıklarla gelecek yeni yönetimin artık alt yapıya doğru kayarak küçülmesi ve kulübü yerli bir hocaya emanet etmesi gerekiyor. Bu ekonomik şartlar altında asırlık çınarın ayakta kalması gerçekten zor. Beşiktaş’ın geleceği bu sene Avrupa Ligi’ni kazanmaktan daha önemlidir. Yeni bir planlamayla kulüp ayakta kalabilir ve daha iyiye gidebilir. Tabi ki taraftarın gözüne hoş gelen değil terini akıtan oyuncularla olabilir bu ayaklanış. Quaresmayla değil Pascal Noumayla, Yıldırım Demirören anlayışıyla değil Süleyman Seba anlayışıyla.