Amerika Birleşik Devletleri Anti Doping Ajansı USADA’nın başkanı Travis Tygart uzun bir müddet sabır göstererek Everst’in tepesine tırmanmayı başarmıştı. Lance Armstrong’un eski takım arkadaşlarının itirafları Tygart’ın dayandığı ve güç aldığı batonlarıydı adeta. Tırmanış takımları epeyce eskiydi fakat o hiç yılmayıp sonunda zirveye ulaştı. Şimdi Tygart’ın yapması gereken tek şey kalıyordu: USADA başkanı yere eğilip karların arasına elini daldırdı ve Lance’in suçluluğunu kanıtlayan delillerden çok sıkı bir kar topu yaptı. Son bir kez aşağıya baktı ve kar topunu bıraktı. Artık olaylar kontrolsüz bir biçimde büyümeye mahkumdu; kar topu gittikçe büyüyordu.
Kar Topunun Düşüşü
Kar topunun büyümesinde rol oynayan ilk kar tanecikleri yine USADA tarafından yağdırıldı. Lance Armstong’un eski takım arkadaşları Tom Danielson, George Hincapie, Levie Leipheimer, Christian Vande Velde ve David Zabriskie doping kullandıklarını itiraf ettikleri için altışar ay cezaya çarptırıldılar. Bu 5 bisikletçi, Armstrong’un ömür boyu men cezası almasıyla sonuçlanan gelişmelerde de itiraflarıyla önemli rol oynamışlardı. Öte yandan bir dönem Lance Armstrong’un US Postal’dan takım arkadaşı olan Güney Afrika Şampiyonu David George’un dopingli olduğu ortaya çıktı.
Bisiklet dünyası hızla ilerleyen kar topunu daha da büyütecek gelişmelere gebeydi. Hollandalı Rabobank şirketi profesyonel bisiklet sporundan desteğini çektiklerini bildirdi. Şirketin yönetim kurulu üyesi Bert Bruggink, “Uluslararası profesyonel bisiklet dünyasının artık bu sporu temiz ve adil şekle getireceğinden umudumuzu kestik. Yakın gelecekte gidişatın değişeceğine de emin değiliz.” diyerek bisikletin içine düştüğü umutsuzluğu hazin bir şekilde ifade etti. Bruggink, 17 yıldır destekledikleri profesyonel bisiklet sporundan çekilmelerinin sadece kendileri için değil, olaylarda hiçbir suçu olmayan bisikletçiler ve bisiklet severler için de bir kayıp olduğunu vurgulayarak, Lance Armstrong olayının aslında sadece onunla sınırlı kalmadığını en iyi şekilde ifade eden isim oldu.
Yaşanan gelişmelerin ardından vicdanının sesini dinlemiş olacak ki Avusturalya Bisiklet Federasyonu’nun (CA) başkan yardımcısı Stephen Hodge de profesyonel bisiklet kariyeri sırasında performans artırıcı ilaç kullandığını itiraf ederek görevini bıraktı. Kariyerinin bir döneminde doping kullandığını, ancak bundan gurur duymadığını belirten Hodge, yaptığı hatanın gelişmekte olan Avusturalya bisikletine darbe vurmamasını dileyerek istifa etti. Ayrıca, o sıralarda erkekler yol yarışı koordinatörü Matt White’ın Lance Armstrong’un doping yaptığını itiraf etmesinin ardından, White da CA tarafından görevden alındı.
İmaj Tazeleme Çalışmaları Başlıyor
Avustralya bisikletinin bu kadar çürümesinin ardından bu etkiyi azaltmak veya en azından tepeden git gide büyüyerek yaklaşan kar topunun daha fazla büyümesini önlemek amacıyla, Avustralya Olimpiyat Komitesi Başkanı John Coates ilginç bir öneri sundu. Buna göre Olimpiyatlara katılmak isteyen Avustralyalı sporculardan, geçmişlerinde doping kullanmadıkların dair bir sözleşme
imzalamasın isteyeceklerini belirten Coates, “bisiklette olduğu gibi Avustralya Olimpiyat Komitesinin yüzünde bir yumurta istemiyorum” diyerek kendilerini güvenceye almak istediklerini açıkça belirtti. Bisiklet Federasyonu Başkan Yardımcısının bile geçmişte doping kullandığını açıklayıp görevinin bırakmasının ardından böyle bir önlem aldığı için kimse Coates’i suçlayamaz ama bence bu iyi niyetli bir girişim olarak kalmaya mahkum çünkü doping yapan sporcu milyonları nasıl aldatıyorsa pekala bir sözleşmeye de imzasını basabilir, öyle değil mi?
Avustralya Olimpiyat Komitesi’nin bu iyi niyetli girişiminin ardından bir ilginç adım da Uluslararası Bisiklet Birliği UCI Başkanı Pat McQuaid’ten geldi. Başkan doping konusunda görüş bildirmek isteyen bisikletçiler için gizlilik esasına dayalı özel bir telefon hattı açacaklarını açıkladı. Sporcuların kendilerini güvende hissederek doping hakkında bildiklerini anlatmaları hedeflenen bu özel hatla birlikte McQuaid doping kullanımının azalmasını bekliyor fakat şahsen bu hamlenin de sözleşme hamlesi ile aynı kaderi paylaşacağını düşünüyorum.
Tüm bu olaylar silsilesi Lance Armstrong’un yaşadıklarından sonra bisikletin yerle bir olmuş imajının düzeltilmesiyle ilgiliydi. Armstrong’un suçlu olup olmaması önemli değildi, sonuçta bunca olay onun doping olayından sonra ortaya çıkmıştı. Onun gidişinden sonra önlemler alınmaya başlanmış, yetkili makamlar adeta Armstrong’un arkasından “senden sonra bir daha böyle bir şey olmayacak” demeye çalışıyorlardı. Bu yüzden kamuoyunun gözü hep Lance Armstrong’taydı. Yaşananlara sessiz kalışına bir anlam verilemiyordu. Hayranları, düşmanları, kısacası herkes bir adım bekliyordu ve Lance’in cevabı da çok gecikmeyecekti.
kaynak: www.uci.ch, www.europsort.com, www.cyclingtr.com, www.mtbtr.com, www.cyclingweekly.co.uk, www.usantidoping.org