2011 yılının başından beri ülkemizde sporda yaşanan şiddetin önlenmesine yönelik sporda şiddet yasası, tam ismiyle ‘Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’ yürürlükte. Bu kanun, içinde tribünde meşale yakılmasından şike ve teşvik primine kadar birçok maddeyi barındırıyor. Kanun kimilerine çok sevimli görünse de zaten endüstriyelleşme ve piyasanın pençesinde olan futbol ve tribün kültürünü yozlaştırmak, taraftarlığı öldürmek adına düzenlenmiş havasını da ciddi şekilde hissettiriyor. Bu durumun son peydahlarından biri de tribünlerde ‘E-bilet’ uygulaması.
E-bilet nedir?
Tam adı Elektronik Bilet olan uygulama ile kişiye özel elektronik kart oluşturulacak. Kartta kişinin ismi, soy ismi, kimlik numarası ve fotoğrafı bulunacak ve kişinin izlemek istediği maç bu karta yüklenecek. Bilet organizasyonları bilet alımından maç bitimine kadar Federasyona ait olacak. Kart için alınan kimlik bilgileri federasyon bünyesindeki bir merkezi veri tabanında tutulacak. Bu veri tabanı Maliye ve İçişleri Bakanlıklarının erişimine açık olacak. Elektronik kart ve biletlerin satış ve dağıtımına ilişkin yerel uygulamalar kulüpler tarafından, sistem üzerinden merkezi satışlar ise ilgili federasyonlarca yapılacak. Elektronik kart bilgilerinin kulüpler adına reklam ve pazarlamasında ilgili federasyonlar yetkili olacak. Federasyonlar bu yetkilerini kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devredebilecek.
Bu uygulama aslında ilk bakışta ‘teknolojinin nimetlerinden faydalanma’ ve ‘karaborsayı önleme’ olarak görülse de taraftar gözüyle bakıldığında bambaşka bir tablo çıkıyor önümüze. Futbolun piyasanın bir nesnesi olmaya yani bir metaya dönüşmesiyle başlayan taraftarı ‘seyircileştirme’ ya da ‘müşterileştirme’ düşüncesi, E-bilet ile bir kez daha dayatılmak isteniyor. Bundan önce meşale, pankart, konfeti ve deplasman gibi tribünün en temel öğelerini ve haklarını yasaklayan zihniyet bugün de E-bilet ile, takımının mücadelesine omuz vermek için tribüne koşan taraftarı fişleme, tribünlerde gruplaşmayı önlemeye çalışma yoluna gidiyor. Yani uygulama tamamen taraftar karşısında yer alıyor.
- Elbette tribünlerde şiddet olayları yaşanmaktadır; ancak bu olayların önüne geçmek için tribün kültürünü yok etmek isteyen uygulamalar bütünüyle her geçen gün daraltılan taraftarın alanına müdahaledir. Bu noktada unutulmaması gereken en önemli durum taraftarların kulüplerin gerçek sahibi olduğu ve tribünlere uygulanan bu denli yaptırımların isyancısını yaratacağı ve ‘gerçek şiddet’ olaylarının yaşanabileceğidir. Bu sebeplerden ötürü başta E-bilet uygulaması ve deplasman yasakları olmak üzere taraftarlığı yozlaştıran tüm uygulamaların karşısındayım. Bu uygulamaların karşısında yer alan tüm taraftar gruplarını da selamlıyorum!
Bursaspor tribünlerinden Texas’ın söylediği gibi: “Bizim, sokaklarda dizlerimiz yara bere içinde oynarken gönül verdiğimiz futbolda E-Bilet’e yer yok.”