Satrançta Dünya Şampiyonluğu unvanı her yılın son çeyreğinde, o anki şampiyon ve aynı yılın Mart ayında oynanan Adaylar turnuvasının galibi arasında 12 oyun üzerinden oynanan unvan maçı ile belirleniyor. Adaylar turnuvasında dünyanın en seçkin oyuncularından 8’i, aralarında çift turlu döner sistem ile (Bütün oyuncuların birbiriyle 2’şer defa oynadığı bir sistem) oynuyorlar ve 14 maç sonunda en çok puanı toplayan Dünya Şampiyonluğu unvan maçına çıkmaya hak kazanıyor. Dünya Şampiyonluğu unvan maçı ise 12 maç üzerinden oynanıyor, beraberlik halinde şampiyonu tie-break maçları belirliyor.
Çok değil, henüz 4 ay önce, dünyanın en yüksek ELO (uluslararası satrançta ortak kullanılan, oyuncunun gücünü gösteren puan sistemi) puanına sahip ve birçoklarına göre en iyi oyuncusu olan Norveçli Magnus Carlsen, Hintli Dünya Şampiyonu Viswanathan Anand’ı 6.5-3.5 luk skorla oyun vermeden mağlup etmiş ve Dünya Şampiyonluğu unvanını ele geçirmişti. Bu sonuç Anand’ı destekleyen satrançseverleri üzmüş ve Anand’ın bir daha geri dönüp dönemeyeceği sorusunu akıllara getirmişti. Artık 45 yaşına gelmiş, son büyük turnuvalarda ciddi bir başarı elde edemeyen, evli ve çocuklu Anand’ın adaylar turnuvasında galip gelme olasılığı birçoklarına göre çok düşüktü. Adaylar turnuvasına katılan oyuncular arasında Anand’ın dışında Veselin Topalov, Levon Aronian, Vladimir Kramnik, Peter Svidler, Shakhriyar Mamedyarov, Sergey Karjakin ve Dmitry Andreikin yer alırken turnuvanın favorisi 2830 ELO puanı ile adaylar turnuvasında en yüksek ELO puanına sahip olan Ermeni büyükusta Levon Aronian’dı.
Ancak 13 Mart Perşembe günü Rusya’da başlayan turnuvaya Anand favori gösterilen Aronian’ı beyaz taşlarla yenerek başlıyordu. İlk turdaki diğer 3 maçın berabere bitmesiyle liderlik koltuğuna oturan Hintli yıldız, henüz pes etmediğinin sinyalini ilk turdan vermişti. 2.turda Topalov-Anand partisi berabere sonuçlanırken kalan 3 maçtan galibiyetle ayrılan Kramnik, Svidler ve Aronian galibiyetle tanışmış oluyordu. 3.turda ise Azeri büyük usta Shakhriyar Mamedyarov’u siyah taşlarla ezici biçimde yenen Anand bu turun da masadan 1 puanla ayrılan tek ismi oluyor ve liderliği yeniden ele geçiriyordu. 4.turda Aronian ve Mamedyarov galip gelen isimler olurken, Anand’ın 5.turda da berabere kalmasıyla onun yarım puan gerisindeki Kramnik, Svidler ve en önemlisi de Aronian baskısını ciddi biçimde hissettirmeye başlamıştı. 6.turda sıralamada daha gerideki Topalov ve Mamedyarov’un kazanmasıyla liderliğini koruyan Anand, 7.turda Svidler’a karşı siyahlarla net kazanç fırsatlarını kaçırıyor ve bir kez daha kazanan Aronian’a yakalanmaktan kurtulamıyordu. Burada eminim ki birçok satrançseverin aklına şu düşünce gelmiştir: “Anand’ın kondisyonu yetersiz kalıyor, yaşının da etkisiyle turnuvanın 2.yarısında performansı daha da düşecek ve Aronian ya da Karjakin gibi genç bir isim 1.liğe uzanacak.” Ancak ben, Anand’a hala inananlar arasındaydım.
Turnuvanın 2.yarısının ilk turunda, Anand siyah taşlarla Aronian’a karşı oynarken iki oyuncu da yüksek ihtimalle liderliği koruma içgüdüsüyle erken bir berabere ile puanları paylaşıyordu. 9.tur ise turnuvanın kırılma noktasıydı adeta. Anand beyaz taşlarla Topalov’a karşı vezir ve piyonlardan oluşan oyun sonunu oldukça yüksek bir teknikle oynayıp kazanırken, liderliği paylaştığı Aronian Mamedyarov’a, onları yarım puan geriden izleyen Kramnik ise Karjakin’e yenilerek Anand’ı bir anda zirvede yalnız bırakıyorlardı. 10.turda Hintli eski şampiyon Mamedyarov’la berabere kalarak puan farkını korurken Kramnik, Svidler’a da yenilerek şansını büyük oranda tüketiyordu. Bütün maçların berabere bittiği 11.tur ve sadece Topalov’un Svidler karşısında kazandığı 12.turdan sonra Anand turnuvayı kazanmaya oldukça yakındı artık. 13.turda ise turnuvanın zayıf halkası olarak gösterilen Dmitry Andrekin, büyük bir sürpriz yaparak Aronian’ı yeniyor ve Karjakin’le berabere kalan Anand, son tur öncesinde 1.liği garantiliyordu. Son tur Svidler ile rahat bir berabere yapan Hintli yıldız, başından sonuna kadar kontrol ettiği Adaylar Turnuvası’nı, 8.5 puanla lider tamamlıyor ve yılın son çeyreğinde bir kez daha Carlsen ile karşılaşmaya hak kazanıyordu.
Turnuvanın favorisi olmamasına rağmen tecrübesi ile galip gelen Anand’ın satranç kısmından daha önemli bir tebriği hak ettiğini düşünüyorum. Sadece 4 ay önce Carlsen’e karşı oldukça ağır bir yenilgi alan Anand’ın bu kadar kısa süre içinde mental olarak toparlanması ve böylesine güçlü bir turnuvayı bu şekilde kontrol ederek kazanması takdire değer. Her ne kadar satrançseverlerin çok büyük bir çoğunluğu Carlsen’i favori olarak görse de Anand’ın da, özellikle mental olarak iyi hazırlandığı takdirde unvan maçında eşit şansa sahip olduğunu düşünüyorum. Kabul etmek gerekir ki Carlsen çok güçlü bir oyuncu, şuan diğer oyuncuların bir seviye üzerinde oynuyor ve yaşının da verdiği dinamizmi sonuna kadar kullanıyor. Ancak Dünya Şampiyonluğu unvan maçı sadece 2 oyuncu arasında oynanan 12 oyundan oluşan bir maç. Yaşlı bir kurdun Adaylar Turnuvası’nda olduğu gibi yeniden canlanıp kendisinden 21 yaş küçük rakibini tahtından indirme şansı olmadığını kim söyleyebilir. Cevabı yıl sonunda oynanacak Carlsen-Anand Dünya Satranç Şampiyonluğu Unvan Maçı’nda göreceğiz.
Yılmaz
Kalemi 1000 beygir gücünde olan bu yazardan daha fazla satranç yazısı yazmasını bekliyoruz.
Fakrullah Başkan
Kurtlar aleminde tek kanun düşeni yemektir, kurt kocayınca köpeklere maskara olur, aç kurt aslana saldırır, ağacı kurt, insanı dert yer,ardında yüz köpek havlamayan kurt, kurt sayılmaz, çobansız koyunu kurt kapar,keçi kurttan kurtulsa gergedan olur,köpeksiz sürüye (köye) kurt girer (iner),kurda neden boynun (ensen) kalın? demişler, işimi kendim görürüm de ondan demiş, kurt dumanlı havayı sever, kurtla ortak olan tilkinin hissesi, ya tırnaktır ya bağırsak gibi atasözlerimiz var hangi dağda kurt öldü? de bunların hiçbiri gazetenizde yazılmıyor ???
türkçemiz bozuluyor sizin gibi gençlerin sahip çıkması gerekli
Taner
Yazıyı okuyunca Adaylar Şampiyonası’nı izlemiş gibi oldum.Kalemine sağlık.