Eurosport Türkiye’den Emre Özcan ve Emre Yazıcıol Röportajı: Bölüm -2- Snooker

1111

Eurosport Türkiye

İşinin en iyisi  ve  en özgünü olmak bu işi yapan kişinin hem neredeyse vazgeçilmez kılınmasını hem de yaptığı işin başkaları tarafından daha çok sevilmesini sağlar. El Clasico’da maçında atılan bir golden sonra  televizyondan gelen kulağı tırmalayan sözde gol sevinci bağırışlarından değil müsabaka sırasında izleyicinin, olayın ve atmosferin içine dahil edilmesini sağlayan uzun “es” ler den, pozisyonların ardından izleyicilerle aynı anda  verilen  reaksiyonlardan ve bir sürü bisiklet süren adamın yol üzerinden geçtiği bir Fransız köyünde üretilen peynirin damakta bıraktığı tadın izleyiciye anlatılmasından,  yani Eurosport Türkiye spikerlerinden bahsediyorum. Eurosport spikerlerinin her spor branşını aynı ölçüde ve hassasiyetle  anlatması, nasıl olur da  bu insanların hepsi aynı spor kanalında toplanmış sorusunu da akıllara getirmiyor değil. Belki kurum  olarak uzmanlaştığı spor dallarını usta bir aşçı gibi en özgün ve sade şekilde sunabilecek potansiyele sahip kişileri aralarına dahil ediyorlar belki de bir karar alıp nasıl bir müsabaka anlatım tarzlarının olması gerektiğine karar veriyorlar.

Emre Özcan:

“Aramızda spor müsabakalarının nasıl anlatılacağına dair konuştuğumuzu söylersem çok gerçekçi olmam sanırım. Sizin de söylediğiniz gibi Eurosport’un diğer kanallara göre sunum olarak  farklılıkları var. Bu anlamda da kanala sizin bahsettiğiniz şekilde anlatım yapabilecek potansiyele sahip arkadaşlar  dahil oluyor. Ayrıca Eurosport’un,  Türkiye’deki en ciddi spor kanallarında biri olmasının da çok büyük etkisi var. Toplamda elli spor müsabakası anlatıyoruz ve her birimiz en az iki veya üç dalda uzmanlaşmış durumda. Bu da diğer spor kanallarına göre bizi farklı kılıyor.”

Türkiye’ de Snooker sıralama veya PTC turnuvası düzenlenebilir mi? 

Emre Özcan :

“Türkiye’de bir snooker turnuvası düzenlenmemesi için aslında hiç bir sebep yok. En net örnek olarak Bulgaristan’ı gösterebiliriz. Bulgaristan’da bilardo kültürü olmamasına karşın sponsorlar aracılığıyla turnuvalar düzenleniyor. Eğer Bulgaristan’da oluyorsa Türkiye’de  bir snooker turnuvası da olabilir. Benim bildiğim herhangi bir adım daha yok ama çok faklı açıklamalar geliyor bu konu hakkında. Geçen sene federasyondan bazı kişilerle konuşup herhangi bir girişimin olup olmadığını sorduğumda, bana herhangi bir adımın atılmadığını söylediler. Fakat Snooker birliğinden yapılan açıklamada, Türkiye’nin turnuva düzenlemek için olası yerlerden biri olduğunu söylemişlerdi. Ayrıca üç ay önce worldsnooker.com’da Türkiye’den bazı kişilerle görüşmeye başlandığına dair haberler çıkmıştı. Önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye’de bir snooker turnuvası düzenlenmesi olası gözüküyor eğer bu haberler ciddiyse.”

Emre Yazıcıol:

“Bazı sponsorların Türkiye’de bir snooker turnuvası düzenlenmesi için girişimde bulundukları haberini aldık ama devlet desteği olmadan bazı projeler Türkiye’de yapılamıyor. Federasyonun da bu işe biraz ilgi göstermesi gerekiyor. Şu anda federasyon snookerla çok fazla iç içe değil.  Tabi Türkiye’de on veya on beş snooker masası olması, çok az oynanan bir spor olması ve profesyonel bir snooker oyuncumuzun da  olmaması buna neden olabilir. Bu sporun popülerliğini arttırmak için yurt dışında yaşayan Türklerle iletişime geçilebilir.  Avrupa’da özellikle de İngiltere ve Almanya’da yaşayan Türk snooker oyuncuları var. Kendileriyle Facebook üzerinden konuştum ve Türkiye için seve seve oynayabileceklerini belirttiler ama federasyondan henüz böyle bir talebin gelmediğini söylediler. “

Snooker ve Asya Pazarı

Son yıllarda Snooker Ada sporu olmaktan çıkıp Asya sporu olmaya doğru yavaş yavaş ilerlerken, Dünya Snooker Birliği Başkanı Barry Hearn’ün de çabalarıyla, Asya’dan özellikle de Çin’den gelen talebi karşılamak için bir çok sıralama ve PTC turnuvası düzenlenmeye başlandı. Sürekli uzun saatler süren uçak yolculuklarına maruz kalan oyuncular açısından ise bu durum biraz sorun teşkil etse de;  hem para ödüllerinin cep dolduran miktarlarda olması hem de Çin’deki büyük  ilginin Büyük Britanya’dakine göre çok daha yoğun olması oyunculara motivasyon kaynağı oluşturuyor. Ding Junhui ve Marco Fu Asya’dan çıkan en önemli iki oyuncu olarak kabul ediliyor ki turnuva performanslarına bakıldığında bu tespitin doğru olduğu aşikar. Bu oyuncuların Asya’da snookerın yüzü olması, ileriki yıllarda turnuvaları domine edebilecek genç oyuncular için çok önemli. Asyalı bir dünya şampiyonu görmemiz önümüzdeki yıllar için çok muhtemel gözüküyor.

Emre Yazıcıol:

“Özellikle Çinliler bu sporu çok sevdiler. Diğer Asya ve uzak doğu ülkelerine baktığımızda, snookera olan ilginin Çin’deki kadar olmadığını görüyoruz. Güney Kore ve Japonya’da daha çok üç bant kültürü var. Çin hem nüfus hem de kültür olarak çok güçlü bir devlet. Eğer bu ülke bir spora bu kadar meraklıysa, size  bu sporun popülerliğinin arttırılması da belli  açılımlar sunar. Zaten Snooker ve Barry Hear’de bu durumdan yararlanmaya çalışıyor. İngiltere’de snookera olan ilginin 70’lere ve 80’lere göre bir hayli azalması da turnuvaların ve oyuncuların Asya’ya doğru yönelmesindeki en büyük etkenlerden biri.”

Emre Özcan:

“Barry  Hearn’ün,  snookerı küreselleştirmek gibi bir çabası var. Aslında bu durumdan dolayı çok eleştiriliyor; özellikle de oyuncular tarafından çok tepki var. Çin’de ve kıta Avrupa’sında düzenlenen bir çok turnuvadan dolayı, genellikle rahata alışmış “top onaltı” oyuncuları, uzun süren yolculuklar yapmak zorunda. Bu durum “top onaltı” daki oyuncuların işine çok fazla gelmese de, diğer oyuncuların çok sık turnuvalara katılması kendileri için daha avantajlı bir durum oluşturuyor. Eğer bu spor İngiltere’den çıkıp başka bir ülkeye veya kıtaya geçiş yapacaksa, bu sebeplerden dolayı Çin, snooker için en doğru adres olur.”

@yvzsft

Leave a Reply

1 comment

  1. adnan müftüoğlu

    biraz önce snooker masasından konuşuyordunuz İzmir Gümrük,de 2 Adet snooker masası var saati 14 TL.