Arjantin’de Futbol Kültürü

Arjantin futbolla bütünleştirdiğimiz, futbol deyince akıllara ilk olarak gelen ülkelerdendir. Bu durumun başlıca sebeplerinden birisi de Arjantinli insanların, futbolu kendi kimlikleriyle özdeşleştirmiş ve hayatlarının her noktasına entegre etmiş olmalarıdır. Tarih boyunca savaşlarla tahrip edilen bu güzel Güney Amerika ülkesinin futbolla tanışması sömürge yıllarının bitmesine yakın tarihlerde gerçekleşti. Sömürge olmanın getirdiği olumsuzluklar, futbol ile aşıldı bu ülkede. Gerek genç nüfus, gerekse de ülkeye akın eden göçmenler kendilerini futbolla bağdaştırıp, onunla ifade ettiler. Kısacası Arjantin milletinin bel kemiğini oluşturan nesiller futbolla yatıp futbolla kalkınca bu spor, Arjantin kültürünün temel elementleri arasında yerini aldı.

“Futbolla yaşamak” deyimi tam da Arjantin insanına uygun bir deyim aslında. Onların futbol tutkusu inanılmaz boyutlarda. Hayatlarının her alanında futbolun kokusunu alırsınız. Manavından tutun, okuldaki hocasına, işyerindeki yöneticisine kadar herkesin tuttuğu, fanatiği olduğu bir takım var. İşin güzel tarafı ise bu ülkede mahallî takımlara ilgi üst düzeyde. İnsanlar oturdukları semtin takımlarını tutuyorlar, radyolarında her şeyden önce kulüple ilgili haberler duyuruluyor, gazetelerinde futbol manşetleri kaplıyor ilk sayfaları. Evlerin bir köşesi, geçmiş kuşakların kulüple ilgili bıraktığı hatıralarıyla dolu oluyor. Tutulan takımlar öyle bir ölçüt haline gelmiş durumda ki; evlilikler sırasında karşı tarafın hangi takımı tuttuğu çok önemli. Rakip takımın taraftarına mesafeli yaklaşıyor insanlar. Çünkü takımlar arasındaki rekabet son derece çekişmeli ve neredeyse her takımın iki-üç ezelî rakibi var. Ancak tüm bu çekişmelere rağmen bir milli maç bahis mevzu olursa, tüm ülke tek yürek oluyor ve ülkede hayat duruyor.

y

Marketler açık ama kasiyerler yerinde değil maç izliyor, tüm öğrenciler okulda ama hepsi bahçeye konulan bir televizyonun önünde öğretmenleriyle maçı izliyor ve ülkenin hiçbir yeri buralardan farklı değil. Futbol insanların psikolojilerine de o kadar etki edecek seviyede ki; insanlar futbol olmadığı zaman, hayatlarında bir şeyler eksikmiş gibi hissediyorlar ve bu durumdan olumsuz etkilenebiliyorlar. Bu durumu Apertura (Açılış Ligi) ve Clausura (Kapanış Ligi) arasındaki o kısacık arada bile gözlemleyebiliyorsunuz.

Özetle; futbolun bu kadar hayatın içinde olduğu ve herkesin bir “taraftar” olduğu bu ülkede, taraftarlık işi tribünlerde de kendini çok farklı boyutlarda hissettiriyor. Maç öncesi-maç sonrası etkinlikleri, koreografileri, tezahüratları ve holiganlarıyla bambaşka bir tribün kültürü var Arjantin futbolunun. Bu tribün kültürü ise bir sonraki yazımın konusu olacak.

https://www.youtube.com/watch?v=jjGi8Xqu7MA

Leave a Reply

1 comment

  1. Talha Şeker

    Saatlerini ayırıp yazdığın yazı bu olmamalıydı.

    DAHA İYİSİNİ YAPABİLİRSİN NAİL.