2014 Dünya Kupası’nın başlamasına yalnızca 2 gün kaldı. Herkesin heyecan içerisinde beklediği bu büyük turnuva, henüz grup aşamalarında, birbirinden heyecanlı ve çekişmeli maçlara sahne olacak. Hayal kırıklıkları olacak, favoriler taraftarlarını üzecek, sürpriz takımlar üst tura çıkacak. Turnuvaların en önemli parçalarından biri olan “Ölüm Grubu” nda ise güçlü takımlar elenmek zorunda kalacaklar. Bu turnuvanın ölüm grubunun hangi grup olduğuna dair otoriteler farklı görüşler ortaya koyuyorlar. İspanya, Hollanda, Şili ve Avustralya’nın bulunduğu B grubu diyenler de var; Almanya, Portekiz, ABD ve Gana’dan oluşan G grubu diyenler de var. Ancak bir “Ölüm Grubu” nun en önemli özelliği takımların arasındaki güç dengesidir. Bu sebeple; İngiltere, İtalya, Uruguay ve Kosta Rika’nın bulunduğu D grubu daha çok öne çıkıyor. Zira bu grupta neler olacağını tahmin etmek oldukça zor.
İtalya
Gök Mavililer, Dünya Kupası’na, Avrupa elemelerinden namağlup bir şekilde geldiler. Dünya Kupası tarihinin, Brezilya’dan sonraki en başarılı takımlarından olan İtalya, iki önceki dünya şampiyonu olmasının ve geçtiğimiz Avrupa Kupası’ndaki başarılarının vermiş olduğu özgüvenle katılıyor turnuvaya. Kadrolarındaki oyuncuların kalitesi tartışılmaz. Juventus’a geldiğinden beri ikinci baharını yaşayan ‘Başbakan’ Pirlo ve takım kaptanı Buffon, son kez Dünya Kupası arenasında oynayacaklar. Bu iki ismin tecrübelerinin yanında, ilk kez bu arenada boy gösterecek oyuncuların hırsı da İtalya’yı sürükleyecek temel dinamikler olacak. Özellikle orta alanda bu sezon PSG formasıyla öne çıkan Veratti-Motta ikilisinin uyumu da büyük önem arz ediyor. Bunun yanı sıra, sezonu 22 golle Seria A’nın gol kralı olarak bitiren Immobile de forvet hattında Balotelli’yle beraber takımın en önemli kozu olacak. Şayet İtalyanlar, Dünya Kupası tecrübelerini, genç oyuncuların yetenekleriyle harmanlayabilirlerse; onları finalde görmemiz kimse için sürpriz olmaz.
İngiltere
İngiltere Milli Takımı, bundan önceki neredeyse her turnuvada olduğu gibi, bu turnuvaya da grup elemelerinde rahat bir performans sergileyerek gelmeyi başardı. Avrupa elemelerini, İtalya gibi namağlup tamamladılar. İngilizler adına, taraftarlar bu defa çok daha yüksek beklenti içindeler. 1966 yılında alınan Dünya Kupası haricinde kayda değer bir başarı gösteremeyen İngilizler, 1990 yılındaki yarı finalden bu yana da çeyrek finalden ötesini göremediler. Ve bu sefer de henüz grup aşamalarında, turnuvanın en önemli takımlarından ikisiyle karşı karşıya gelecekler. İngilizlerde, kariyerinin en iyi sezonunu geçiren ve ilk Premier Lig şampiyonluğuna çok yaklaşan Steven Gerard ve Chelsea’ye veda eden Frank Lampard da büyük ihtimalle bu kupada son kez oynayacak. Yine Liverpool formasıyla inanılmaz bir sezon geçiren Sturridge ve takım arkadaşı Sterling, İngiltere Milli Takımı’nın gol yollarındaki en önemli silahları olacak. Takımın kaderindeki en belirleyici rol ise, son yıllarda belini bir türlü doğrultamayan Wayne Rooney’nin olacak. Şayet İngiltere’nin altın çocuğu, takım arkadaşlarıyla birlikte yeteneklerini sahaya yansıtabilirse, çok önemli işler yapabilirler. Ancak bu ölüm grubunda, üç takım arasından üst tur şansının en az olduğunu düşündüğüm takım da İngiltere. Her ne kadar bireysel anlamda çok yetenekli olsalar da, takımda ateşleyici bir hava olmadığı için, grup aşamasında elenmeleri sürpriz olmayacaktır sanırım.
Uruguay
Gruptaki takımlar arasında, bu turnuvaya katılma serüveni açısından en zorlusu, Uruguay’ın serüveni oldu. Dünya Kupası’na play-off oynayarak katılmaya hak kazanan Uruguay, az kalsın birçok futbolseverin büyük bir yıkıma uğramasına sebep olacaktı. Zira kupa tarihinde iki kez bu kupaya uzanmış ve Suarez, Cavani, Forlan gibi birçok yıldıza sahip Uruguaysız bir Dünya Kupası elbette eksik kalırdı. Geçtiğimiz Dünya Kupasında eski günlerini hatırlatarak, dünya dördüncüsü olmayı başaran Uruguay Milli Takımı, bu defa daha da ileriyi hedefliyor. Kalesinde Muslera’ya, savunmada Atletico Madrid forması altında şahane bir sezon geçiren Godin ve tecrübeli Lugano’ya, forvet hattında ise Premier Lig’de yılın oyuncusu seçilen Suarez’in yanı sıra süper yıldız Edinson Cavani ve emektar Forlan’a sahip olan Uruguay oldukça kaliteli bir kadroya sahip. Takımın teknik patronu ‘El Maestro’, Arjantin tarzı, topu gol bölgesine olabildiğince hızlı bir şekilde ulaştırmayı ve doğrudan skora etki edecek bir oyun anlayışını benimsetmiş durumda. Oscar Tabarez, bu turnuvada da bu oyun felsefesinde vazgeçmeyerek; takıma hırslı, inatçı ve savaşçı bir futbol oynatacak. Bakalım, bu anlayış, onları bu ölüm grubundan çıkarmaya yetecek mi?
Kosta Rika
Kuşkusuz grubun en zayıf halkası olan Kosta Rika için, turnuva başlamadan bitti diyebiliriz. Zira İngiltere, İtalya ve Uruguay’ın yanında şansları yok denecek kadar az. Takımın en önemli oyuncuları olarak, kaptan Bryan Ruiz ve Olympiakos forması giyen Joel Campbell’ı söylemek mümkün. Tarihlerinde de pek bir başarı gösterememiş olan Kosta Rika’nın en tehlikeli yanı ise, kaybedecek hiçbir şeyinin olmaması. Bu açıdan bakıldığında ise, diğer üç takıma çıkaracakları ufak bir zorluk grubun kaderini belirlemede önemli rol oynayacaktır.