Galatasaray ligin 6. hafta karşılaşmasında TT Arena’da Antalyaspor’u 1-0 geriden gelerek 3-1 mağlup etti ve milli takımlar arasına moralli girmiş oldu. Bu maçın hikayesinin her yanı ise Galatasaray’ın kabus gibi geçen sezonu sonunda unuttuğunu gösteriyordu.
Gündüz maçlarını seviyor Galatasaray taraftarı. Bu senenin ilk gündüz maçında da stadı dolduran 40 bini aşkın taraftar vardı ve uzun bir aradan sonra TT Arena ilk defa bu kadar renkli, şen-şakrak bir havadaydı. Riekerink “Bey” derbi kadrosunu hiç bozmadan çıktı sahaya. Çünkü derbideki Galatasaray, özellikle ilk yarıda tam bir büyük takım oyunu sergiledi, pozisyonlara girdi, topa hakim oldu, rakibe az pozisyon verdi ve sergilenen bu güçlü oyunu bir kez daha görmek istercesine aynı kadroyu sahaya sürdü. İlk yarı sonucu sizi şaşırtmasın, sahanın mutlak hakimi Galatasaray’dı ilk yarıda. Yüzde 72 lik bir yüzdeyle topa sahip olan Galatasaray, Bruma’nın müthiş oyunuyla sürekli Antalyaspor kalesini rahatsız etti. Eren bulduğu pozisyonları değerlendirebilseydi maç ilk yarıda çok rahat bir hal alırdı. Ne var ki golü bulan Antalyaspor oldu ve daha sonrasında hakem Özgür Yankaya’nın çok tartışılan bir kararı sonrası Eto’o’nun golü iptal edildi ve maçın dönüm noktası oldu.
56. dakikada frikikten golü bulan Selçuk ise haftalardır yoğunlaşan tepkilere karşı biraz olsun rahatlamış oldu. Bu dakikadan sonra hiç hız kesmeyen Galatasaray, Alman yıldızı Podolski’nin iki gollü dönüşü ile sonuca ulaşmış oldu ve sahadan 3-1 ‘lik galibiyetle ayrıldı. Bu maç hem Podolski’nin dönüşü açısından, hem Selçuk’un kendine gelmesi açısından hem de taraftarın tekrardan tribünleri doldurması açısından tam Galatasaray’ın istediği bir maç oldu. Bu sezon performanslarıyla çıtaları çok yükseklere koyan Eren ve Tolga bu maçta alıştırdıkları performansları izletmeseler de yine pozisyon ürettiler, her daim oyunun içinde olup, rakibe dinlenme fırsatı vermediler.
Rakibin şu an ligin en zayıf ekiplerinden biri olduğu kuşkusuz. Ancak şu da bir gerçek ki artık Galatasaray’ın oynamaya alıştığı bir oyun var. Özgüveni yüksek ve oynamaya, yeteneklerini sergilemeye aç bir Bruma’sı var, enerjisiyle takımı ayakta tutan bir Tolga’sı, ileride sürekli gol arayan bir Eren’i var. Topla ne zaman buluşursa buluşsun gol atabilecek bir Podolski’si ve “haksız rekabet” Muslera’sı var. Sneijder, Sigurdsson, Sinan, Yasin, Selçuk, Josue gibi diğer orta saha ve hücum oyuncuları da var ki, bu kompozisyon Galatasaray’a gol atamayacağı bir takım bırakmıyor. Ancak bu kadar komple bir hücum hattının aksine, savunma hattı her maçta gol yemek zorundaymışçasına oynamaya devam ederse bu heyecan bu sene tüm taraftarın kursağında kalır. Evet Hakan elinden gelenin en iyisini yapıyor belki, Sabri sürekli koşuyor sürekli çabalıyor belki, Chedjou savunma yapmak için kendini hırpalıyor belki ama futbol böyle duygusal oynamaya gelecek bir oyun değil. Yani senelerdir sağ bek alınır ama her seferinde bir yerden sonra Sabri formayı ondan geri alır, hep bir stoper aranır, ancak bir türlü bulunamayınca forma yine Hakan’a kalır. Ancak bu oyuncuların yaptıkları pozisyon hataları olsun, mevkilerinin gerektirdiği teknik kapasite bakımından olsun veya da çabukluk bakımından olsun bu oyuncular bu takımın seviyesinde değiller. Umarız Cavanda ve Serdar özellikle bu iki oyuncudan çok daha iyisini yaparlar ve bu takımı mükemmele yakın bir hale getirmiş olurlar.
Bir not da Selçuk için düşmek isterim ki Selçuk iki sezondur gerçekten öyle bir oyun oynuyor ki partneri olan oyuncu Selçuk’un görevini de yapmak zorundaymış gibi hissediyor. Bu durum bu sene de Tolga için geçerli ve bu maçta Tolga’nın yaptığı hataları oyuncunun yorulmuşluğuna bağlamak yanlış olmaz (Ayrıca çok fazla pas hatası yaptı denilen maçta 125 defa topla buluşup, 92% pas yüzdesiyle ve 9 ikili mücadele kazanarak oynayan bir Tolga vardı dün sahada). Çünkü hem savunmada hem de hücumda bir şeyler üretmeye çalışıyor 6 haftadır. Buna rağmen Selçuk’ta hala bir canlanma belirtisi, hala bir hırs inat kıvılcımı yok. Evet frikikten golünü attı ama genel olarak yine oyunu çok alt düzeydeydi. Orta sahada De Jong katıldığı zaman formayı bulması çok zor olur Selçuk’un. Tabi De Jong takıma katılırsa, Tolga daha hücuma yönelik oynayacağı için o görevi tam anlamıyla görebilir mi bilinmez ancak Selçuk’un dahil olduğu bir orta alan kurgusundan daha iyi bir performans sergileyeceği kuşkusuz olur. Savunma hattındaki sorunlar çözüldüğü takdirde, zaten halihazırda rakiplerinden fikstür olarak çok çok avantajlı bir durumda olan Galatasaray, bu lig yarışında ipi göğüsleyen takım olur.