Başkenti İstanbul’dan tam 14.854 km uzakta. İstanbul’dan uçağa bindiğiniz zaman bu ülkenin sınırlarına girmek için tam 19,5 saat uçmak zorundasınız. 7 buçuk saat saat farkı, değişik mevsim var. Kabaca bizim için dünyanın bir ucu. Aslında birçok ülke için de öyle. Nereden mi bahsediyorum? Tahmin edebileceğiniz gibi Avustralya’dan. Arada bu kadar tezatlık varken bütün bu mesafeleri birleştiren bir 2 hafta var her yıl. İşte o 2 hafta bu gece başlıyor, Avustralya Açık Tenis Turnuvası, bir başka deyişle, yılın ilk Grand Slam’i bu gece start alıyor. Tenisseveler bu turnuvayı iple çekiyor çünkü son Grand Slam’in üzerinden 4 ay geçti ve yeni bir sezon başladı. Raketlerin ne yapıcağı merak konusuyken, biz seyircilere de oturup bu turnuvanın keyfini çıkarmak kalıyor.
Erkeklere bakacak olursak Djokovic ve Federer rakiplerinden biraz daha öne çıkıyor gibi. Nadal’ın hala sakatlığı nedeniyle eski günlerini arattığını görüyoruz. Bu isimlerin dışında Murray’in Avustralya’yı sevdiğini söyleyelim. İskoç tenisçi son 5 yılda burada 3 kez final 1 kez de yarı final oynadı. 8 numaralı seribaşı Raonic ve 9 numaralı seribaşı David Ferrer iyi bir hazırlık dönemi geçirdiler ve favoriler zorlayacaklardır. Geçen senenin şampiyonu Stanislas Wawrinka ise unvanını korumaya çalışacak ama işi kolay değil. İsviçreli raketin ilk turdaki rakibinin turnuvada kalan tek temsilcimiz Marsel İlhan olduğunu hatırlatalım. Maç; Pazartesi’yi Salı’ya bağlayan gece oynanacak. Uzun süre kortlardan uzak kalan Del Potro geçen hafta Sydney turnuvasıyla kortlara dönmüş, 2 tur geçmiş ve bu büyük turnuvada da yer alabileceğini açıklamıştı. Ancak son dakikada sakatlığı nükseden Arjantili raket turnuvadan çekildiğini açıkladı ve hayranlarını üzdü. Son Grand Slam şampiyonu dünya 9 numarası Marin Cilic ve her zaman tehlikeli bir isim olan 12 numara Tsonga da daha önceden turnuvada yer alamayacaklarını açıklamışlardı.
Kuralara geldiğimiz zaman Djokovic’İn daha kolay, Federer’in ise zorlu eşleşmeler çektiğini söyleyebiliriz. Son 4 yıldır yarı finalde kalan Federer’in bu yıl bu çıtayı geçip finale kalabilmesi için olası rakipler olarak Robredo/Karlovic, Murray ve Nadal’ı üstüste geçmesi lazım. 34 yaşındaki efsane bunu başarabilecek mi, heyecanla bekliyoruz. Djokovic ise üst üste iyi servisçilerle karşılaşmak zorunda kalacak gibi. 4.turda dev adam John Isner ve çeyrek finalde Raonic Sırp raketin olası rakipleri.
Bayanlarda ise yine en büyük favori Serena Williams. Buradaki açlığını da hesaba katarsak bu yıl daha hırslı olacaktır. Bu Grand Slam’de 5 kez mutlu sona ulaşan Amerikalı tenisçi en son şampiyonluğunu ise 2010’da kazanabildi ve o yıldan beri çeyrek final ötesini göremedi. Onun dışında formlarıyla Kvitova, Wozniacki ve Sharapova turnuvayı zorlayan isimler olucaktır. Yeni koçuyla Radwanska da plaseler arasında. Geçen yıl burada yarın final çıkartan Bouchard’a da dikkat etmek gerek. Rakiplerini geçmeleri durumunda Williams ile Wozniacki’nin çeyrek finalde karşılacağını da hatırlatalım. Turnuvaya eleme turlarından katılan temsilcimiz Çağla Büyükakçay ise ilk 2 eleme turunu geçerken final maçında Alman rakibine yenilerek ana tabloya kalamadı.
2 hafta boyunca gece yarılarında içimizi ısıtacak heyecan fırtınası olucak. Turnuvanın Eurosport ekranlarından verileceğini hatırlatarak yazımıza son verelim. Keyifli bir turnuva olsun!