Tenis dünyasında her yıl 4 Grand Slam Turnuvası olur. Kimisi bol sürprizlidir, kimisi ise 0 sürprizli. Kimisinde büyük seribaşlarından bazıları erken turlarda elenir, şok denir, kimisinde 1 ve 2 numaralı seribaşları final oynar. Bundan sonra ileride nasıl bir turnuva olursa olsun, geçtiğimiz 2 hafta yapılan 2014 Amerika Açık Tenis Turnuvası gibisi çok zor gelecektir ve onun kadar ilginci zor bulunacaktır. Erkek tenisi açısından, Hırvat Marin Cilic’in şampiyon tamamladığı bu Grand Slam uzun yıllar unutulmayacak ve modern tenis dünyasının en ilginç Grand Slam’lerinden biri olarak hatırlanacaktır.
Cilic hayatının en güzel günlerini yaşıyor.
Turnuva öncesi Rafael Nadal’ın sakatlığı ve turnuvadan çekilmesiyle olağan favoriler Novak Djokovic ve Roger Federer olarak gözükürken, plase olarak Tsonga-Murray-Wawrinka üçlüsü gözüküyordu. Grand Slam’e hazırlık niteliği taşıyan 2 turnuvanın birinde Federer, diğerinde ise Tsonga şampiyon olurken, Dünya 1 numarası Djokovic ise 2 turnuvadan da erken elenerek turnuvaya hiç hazır görüntü vermemişti. Amerika Açık kuraları çekildiğinde de Federer’i favori görenler bir kat daha arttı çünkü gerçekten özellikle Djokovic’e nazaran çok kolay bir kura çekmişti. Federer elendiği yarı final maçı dahil oynadığı 6 maçta ilk 10 raketten kimse ile karşılaşmadı. Bu gerçekten büyük bir kura şansı idi. Djokovic ise önceki 2 turnuvadan daha diri ve alıştığımız Djokovic görüntüsü verip çeyrek finale kadar set vermeden geldi. Çeyrek finalde Murray’i de iyi bir oyundan sonra 3-1 ile geçen Sırp raket son 4’e kalmıştı. Plasedeki diğer isimler Wawrinka ve Tsonga’nın da elenmesinden sonra Djokovic-Nishikori ve Federer-Cilic yarı finalleri oluştu. Bu eşleşmelerden 10 kişiye sorsanız 10 kişinin cevap vereceği Djokovic-Federer finali değil Nishikori-Cilic finali çıktı ve bu turnuvayı unutulmazlar arasına soktu. İki favori raket de kendi kapasitelerinin hakkını veremezken, Nishikori ve Cilic ise sağlam ve istikrarlı bir tenis oynayarak finale yükseldiler. Özellikle Cilic’in Federer’i sürklase etmesi büyük bir şok oldu. Aynı harika oyununu finalde Nishikori karşısında da sürdüren Hırvat tenisçi Cilic, çeyrek final ve yarı finalde olduğu gibi final maçını da 3-0 kazanarak hayatı boyunca unutamayacağı bir başarıya erişti. Müthiş servislerinin meyvesini toplayan 25 yaşındaki raket dünya sıralamasında 16.sıradan 9.sıraya tırmandı. Bu turnuvada yaşananların büyüklüğünü sayısal verilerle desteklemek gerekirse;
İyi bir kura çeken Federer bu şansı değerlendiremedi.
-38 Grand Slam(9 yıl) sonra Federer, Nadal, Djokovic’ten birinin olmadığı bir Grand Slam finali oldu.
-Grand Slam şampiyonluğu yaşamamış iki tenisçinin finalde karşılaştığı en son Us Open finali 1997 yılında olmuştu.
-Marin Cilic, 2003 Wimbledon’da Federer’den sonra çeyrek, yarı final ve finalde set kaybetmeden Grand Slam şampiyonu olan ilk isim oldu.
-İlk 10’da yer almayıp Amerika Açık’ı kazanan son raket 2002 yılında Pete Sampras(17 numara) idi.
-Nishikori Amerika Açık’ta finale yükselen ilk Asyalı erkek oldu.
-Yarı finalde Cilic 3-0 Federer ve Nishikori 3-1 Djokovic doğru skorlarına verilen toplam oran 1’e 187 idi.
Bunun dışında, geçtiğimiz 2 hafta yaşananlardan parantez açmamız gerekenler;
Bayanlarda Serena Williams’ın dominasyonluğunu sürdürerek, set bile kaybetmeden toplamda 18.Grand Slam şampiyonluğuna ulaşması ve tabii ki 18 yaşındaki milli raketimiz İpek Soylu’nun gençler kategorisinde çiftlerde şampiyonluğa ulaşması. Bu başarıyla birlikte İpek Soylu; bir Grand Slam şampiyonu olan ilk Türk Tenisçi oldu ve büyükler kategorisine geçerken gençlere ancak böyle güzel veda edilebilirdi. Teklerde ilk turda elenen ve çiftlere katılmaya da son anda karar veren İpek, daha önce hiç birlikte oynamadığı partneri ile müthiş bir başarıya ulaşarak göğsümüzü kabarttı. Geçtiğimiz 2 senenin yıl sonu yazılarında da (21.12.2013 – 15.12.2012) İpek’in ne kadar güzel bir geleceğe sahip olabileceğinden bahsetmiştim. Gerçekten olgunluğuyla, yeteneğiyle, istikrarlılığıyla gelecek vaat ediyordu ve meyvelerini toplamaya başladı, en azından ülkenin büyük bir kısmı adını bile duymamışken bu şampiyonlukla ne kadar değerli bir sporcumuzun yetiştiğinin bütün ülke farkına vardı. Aynı başarıyı ilerideki turnuvalarda da devam ettirmesi dileğimizle…
