tenis_21.07.2015

Williams’ın turnuvaya ilk turda veda etmesi büyük sürpriz oldu.

Gerçekten ilginç sonuçlara imza atılan bir turnuvayı geride bıraktık. 10 yıl aradan sonra İstanbul’a gelen ve turnuvanın 1 numaralı seribaşı olan Venus Williams’ın İstanbul’dan bu kadar erken ayrılması büyük bir şok oldu. Williams’la birlikte Sırp Jankovic ve Ukraynalı Svitolina’nın da ilk turda elenmesiyle turnuvanın ilk 3 seribaşı 2.turu görememiş oldu. WTA düzeyindeki turnuvalarda bu pek sık rastladığımız bir olay değil. Şahsi fikrim bu oyuncuların maçlara yüksek konsantrasyonla çıkmamış olmaları. Bunun bir nedeni seyirci azlığı olabilir. Bu gibi büyük kapasiteli bir merkez kortta parmakla sayılacak kadar seyirci olması gerçekten raketler adına hayalkırıklığı olabilir. Ancak favori isimlerin yenildiği raketlerin de oyunlarının hakkını vermek gerek. Örneğin; yerinden de takip ettiğim Williams-Bondarenko maçında Bondarenko’nun oyunu inanılmazdı. Dünya 106 numarası Müthiş vuruşlar ve istikrarı Venus’ün bir türlü maça girememesine neden oldu. Turnuvayı Ukraynalı Tsurenko kazandı. Tsurenko bu şampiyonlukla sıralamada 71.sıradan 47.sıraya tırmanmış oldu ve şampiyonluk ödülü 43 bin doların da sahibi oldu.

1437520762634

İpek kariyerindeki önemli galibiyetlerden birisini aldı.

Tabi İpek Soylu’ya da ayrı bir parentez açmak lazım. Bu turnuvada geçtiği tur ve topladığı puanla 180.sıraya çıkan İpek bu hafta itibariyle bayanlarda Türkiye’nin 1 numarası. Yıllardır yazılarımda bahsettiğim ve Aralık ayında da röportaj yaptığımız İpek, geçen haftaki ilk tur galibiyetiyle artık çok daha bilinen ve tanınan bir isim haline geldi. Şu an için bu tür maçlarda çok iyi oynamaması, heyecanlanması, stres yapması olağan şeyler çünkü İpek WTA düzeyinde turnuvalara yeni yeni katılıyor ve bu düzey gerçekten alt düzey turnuvalara göre çok farklı. Bu geçiş dönemini tamamladığı ve yeteri kadar maç tecrübesine ulaştığı zaman çok daha güzel başarılar geleceğine eminim. Bu çıkışının sinyallerini zaten çok uzun zamandır veriyordu ve henüz 19 yaşında aldığı başarılar ülkemiz için alışık olmadığımız bir durum. Ancak tabi ki asıl süreç şimdi başlıyor. İpek’in daha da ünlenmesiyle bu süreci iyi yönetmesi, rahatlamaması, aynı çalışma ve azimle yoluna devam etmesi gerek. Çünkü tenis öyle bir spor ki üstüste 3 turnuvada ilk maçlarınızı kaybetseniz bir anda çok arka sıralara düşebiliyorsunuz.

Son olarak organizasyonla ilgili de bir not düşmek isterim. İpek’in ve Çağla’nın oynadığı gün, yani ilk tur maçlarının oynandığı gün İpek’in maçının başlama saati yaklaşık 23:45 idi. Merkez korta tam 5 maç koyup maçları 1’de başlatan bir program vardı. Maçların çoğunun 3 sete uzamasıyla son maçları beklemek ve izlemek çile haline geldi. Yıllardır tenis maçları izlerim lokal saatle bu kadar geç başlayan bir maç hatırlamıyorum. Maç sona erdiğinde 01:30’a geliyordu. Zaten tesisin şehir merkezine olan uzaklığı belli. Eve vardığımızda saat 03:00’ü gösteriyordu. O saatte kendi aracı olmayanlar nasıl kalıp izlesinler? Ertesi gün işe gidecekler nasıl izlesinler? Sadece seyirci için değil, oyuncu için de tamamen negatif bir şey bu. Nitekim İpek ertesi gün 13:30’da oynadığı 2.tur maçını 6-0 6-0 kaybetti ve kesinlikle çok yorgun gözüküyordu. Zaten aksi de düşünülemezdi. Gerçekten inanılır gibi değil. Ayrıca turnuva öncesi boğazda yapılan gösteri maçı da büyük hayâl kırıklığıydı. Bununla ilgili eski raketlerimizden İpek Şenoğlu’nun yazısına göz atmanızı tavsiye ederim. Umarım gelecek yıllarda bu noksanlar kapatılıp daha profesyonel bir planlama yapılır.

ip

 

Leave a Reply