Mart ayında tenis sezonu gerçekten hareketli geçti ve geçmeye devam ediyor. Grand Slamlerden sonraki erkeklerde en büyük turnuva serisi olarak lanse edilen Masters Tenis Turnuvaları bu ay içinde başladı. Aynı Grandslamler gibi 2 hafta süren Masters Turnuvaları, 1 yıl içinde 9 kez yapılıyor ve yine Grandslamlerden sonra oyunculara en çok puan kazanma şansı veren turnuvalar olarak göze çarpıyor. Bu nedenle, tüm raketler bu turnuvalarda en yüksek efor ve motivasyonla oynuyor. Sakatlık ya da dinlenme ihtiyaçları olmadığı sürece tüm büyük raketler bu turnuvalara katılıyor ve bu da biz tenisseverlere kuşkusuz rekabet dolu ve keyifli maçlar izleme şansı veriyor. Örneğin, uzun bir süre sonra, 4 Martta başlayan ve 17 Mart tarihinde sona eren yılın ilk Masters Indian Wells turnuvasında Djokovic, Federer, Murray, Nadal kare asını aynı turnuvada görme şansını yakaladık ve bu kare astan belki de kendisine en az şans verilen Nadal’ın şampiyon olması turnuvayı çok daha güzel bir hale getirdi. Daha da güzeli, 2 efsane ismin, 2 dev rakibin, 2 iyi dostun yeniden aynı kare içinde görebilmek ve maçlarını izleyebilmek oldu. Gerçekten Roger Federer-Rafael Nadal maçlarını tenis dünyası çok özledi. Turnuvanın sonunda ise, geçen ay Güney Amerika’da toprak kortta başarılı performanslar çizen Rafa, 7 ay sonra çıktığı ilk sert kort turnuvasında böyle büyük ve formda isimlerin olduğu turnuvada şampiyon olarak otoriteleri şaşırttı ve büyük bir iş başardı.
Nadal’ın uzun süren kortlara dönüşü ve turnuvaları kaçırışı onu dünya 5 numarasına düşmesine yol açmıştı ve bu da seribaşı olmadığı için turnuvada finale giden yolda kendisine daha engelli bir yola neden oldu. Çeyrek finalde Nadal, ezeli rakibi Federer ile eşleşti ve bu eşleşme 2004’den bu yana bu ikilinin karşılaştığı en düşük tur oldu. Bu büyük maçı Nadal 6-4, 6-2 ile 2-0 alarak rakibi karşısında 29.maçta 19.galibiyetini aldı. Federer’in ufak bir sakatlığı vardı ve bu onu maçtan sonraki açıklamalarına göre az da olsa etkiledi. İsviçreli raket, Nadal’ı yeniden böyle büyük bir turnuvada görmenin kendisini çok heyecanlandırdığını da söyledi. Nadal ise Federer’e olan saygısını yine gösterdi ve “Tarihin en iyi oyuncusuyla oynadığım her maç benim için çok özel” açıklamasını yaptı. Nadal’ın yarı finaldeki rakibi 6 numara Tomas Berdych oldu ve İspanyol raket, bu maçı da 6-4, 7-5 ile kazanarak finale yükseldi. Finaldeki rakibi ise, yarı finale sürpriz bir şekilde Novak Djokovic ve Andy Murray gibi 2 ismi iki maçta da geriye düşüp 2-1 ile deviren Dünya 7 numarası Juan Martin Del Potro oldu. Finalde ise “comeback” i yapan Rafa oldu ve ilk seti 6-4 kaybetmesine rağmen diğer setleri 6-3 ve 6-4 ile kazanarak kariyerindeki 22. Masters turnuvasını kazandı. Bu rakam aynı zamanda, onu tüm zamanların en fazla Masters turnuvası kazanan ismi yaptı. Bu şampiyonluğun bir başka ödülü de Ferrer’i geride bırakarak tekrar 4 numaraya yükselmesi oldu. Şampiyonluktan sonraki açıklamalarında ise “Böyle büyük isimlerin favori zeminlerindeki turnuvada şampiyon olmuş olmam benim için büyük bir zafer, benim için duygusal bir hafta oldu” dedi.
Bu turnuvadan hemen sonra ise 2.Masters turnuvası olan Miami Masters Tenis Turnuvası başladı. 31 Martta sona erecek olan turnuvaya Nadal dinlenmeye ihtiyacı olduğundan katılamayağını açıkladı. Federer de zaten sezon başı vücudunu dinlendirmek amacıyla bu turnuvaya katılmayacağını açıklamıştı. Dolayısı ile büyük isimlerin biraz daha az olacağı bir turnuva oluyor ama yine de Djokovic, Murray, Ferrer ve Del Potro gibi isimler var. Ancak, turnuvanın ilk büyük sürprizi halihazırda gerçekleşti ve 5 gün önce Indian Wells’de finale çıkma başarısını gösteren Del Potro 2.turda Dünya 89 numarası Tobias Kamke’ye 2-0 yenilerek turnuvaya çok erken veda etti. Geçen hafta başardığı büyük iş ve yendiği büyük isimlerin ona biraz rehavet getirdiğini söylesek yalan söylemiş olmayız tabi. Bakalım geçen haftaki turnuvanın 2 az başarılı ismi Djokovic ve Murray, Rafa ve Federer’in olmadığı turnuvada beklenildiği gibi finale uzanabilecekler mi, göreceğiz.