Bugüne kadar oynadığı 17 maçın 13’ünü kazanan ve bu derecesiyle Doğu Konferansı’nda ilk sıraya yerleşen Knicks’in sezona bu kadar hızlı başlayacağı açıkçası pek beklenmiyordu. Ancak takım, koç Mike Woodson önderliğinde bu sene daha da uyumlu bir görüntü çiziyor. Takım artık sadece Carmelo Anthony’nin eline bakmıyor, Raymond Felton ve Jason Kidd’in oyun kurma yetenekleriyle birlikte Ronnie Brewer, Steve Novak hatta agresif veteran Rasheed Wallace bile takıma önemli katkıda bulunuyorlar.2000’li yıllarda başarısızlıklardan belini doğrultamayan Knicks’in bu sene şu ana kadar gösterdiği olağanüstü performans, taraftarı için oldukça sevindirici oldu.
Madison Square Garden’daki 7 maçını da kazanan Knicks , Miami ile birlikte iç sahada maç kaybetmeyen 2 takımdan biri. Daha da önemlisi, Mike Woodson geçen sene içinde göreve geldiğinden beri sadece 1 kez Garden’da kaybeden Knicks’in, Mike Woodson’la ev sahibi olduğu maçlardaki derecesi 17-1. En son kazanılan Phoenix maçına kadar, evindeki ilk 6 maçta çift haneli farklarla galip gelen Big Apple temsilcisinin bu başarılı performansını sürdürmesiyle Atlantik Grubu’nu Brooklyn Nets ve bocalayan Celtics’in önünde ilk sırada bitirmesi zor olmayacaktır.
Takımın en skorer ismi Carmelo Anthony, 17 maç sonunda %45.7 isabet oranıyla maç başına 26.4 sayı atıyor ve bu alanda Kobe Bryant ve Kevin Durant’den sonra 3. sırada bulunuyor. Artık savunmaya daha önem veren bir Anthony var, nitekim son oynadıkları Charlotte maçında topu kapmak için bench e uçarak parmağını kesti ve parmağına 6 dikiş atıldı. Geçen hafta Doğu Konferansı’nda haftanın oyuncusu seçilen Carmelo güçlü bir MVP adayı. Raymond Felton ise geçen seneki felaket Portland performansını geride bırakmış gözüküyor. 15.2 sayı 6.9 asist ortalamaları yakalayan Felton, sorumluluk almadan kaçmıyor, gerekirse önemli basketlerle takıma katkıda bulunuyor. Jeremy Lin geçen senenin flaş ismiydi, ancak en azından şu ana kadarki katkısıyla, Felton’ı guard pozisyonuna getirmek, Knicks için uzun vadede daha avantajlı oldu diyebiliriz. Tyson Chandler %72,1 lik şut isabetiyle NBA lideri durumunda. Bu sene sayı ortalaması da biraz yükselmiş ve maç başına 12,5 sayı atıyor. Savunmada ve ofansif ribauntlardaki katkısı takım için çok önemli. Maç başına 4.1 ofansif ribaund oldukça etkileyici bir istatistik.
J.R Smith, artık şutlarını dikkatle seçiyor, kendisi için değil takım için oynuyor. Ondaki bu değişimin en büyük mimarı hiç kuşku yok ki Mike Woodson’dır. Charlotte maçında son saniyelerde önce topu kapıp, skor eşitken son saniyede attığı basketle maçı kazandırdı. Ronnie Brewer, savunması ve geliştirdiği şutuyla, Iman Shumpert’ın eksikliğinde takıma oldukça yararlı bir transfer oldu. Çaylak Chris Copeland, Phoenix Suns maçında Rasheed Wallace’ın çift teknik faulden atılmasıyla eline geçen ekstra süre fırsatını iyi kullanıp, oynadığı kısa zaman diliminde 8 sayı attı. Kurt Thomas tecrübesiyle ve oyun bilgisiyle ondan önce tercih ediliyor, ancak Copeland da umut veren çaylaklardan birisi.
Knicks’de takım içindeki arkadaşlık ve sahadaki uyum da göze çarpıyor. Savunmada herkes daha gayretli, hücumda topu iyi bir biçimde dolaştırıyorlar, hücum sıkıştığında ise Carmelo gibi NBA’in belki de en iyi birebir oynayan oyuncusuna sahipler. Şu anda takımdaki belirsizlik şu ki; Iman Shumpert ve Amar’e Stoudemire gibi topu elinde tutmak isteyen ve skor üretmeye dayalı oyunu olan 2 oyuncunun kadroya girmesiyle tıkır tıkır işleyen düzen ne ölçüde etkilenecek? Eğer bu ikili etkili bir biçimde kadroya entegre edilirlerse Knicks, Doğu’da Heat’le çekişebilecek bir pozisyona gelir.
Knicks, sezonun geri kalanında bu çizgisini bozmazsa, çok büyük ihtimalle Atlantik Grubu’nu ilk sırada tamamlar ve Doğu Konferansı’nı Heat’in ardından 2. sırada tamamlar diye tahmin ediyorum. En son 20 yıl önce bu seneki gibi 6-0 lık dereceyle başlamışlardı ve o seneyi 60-22 gibi muazzam bir dereceyle bitirmişlerdi. Bu yıl, Doğu’daki istikrarsız takımları ve Knicks’in kalitesiyle birlikte ortaya koyduğu etkili basketbolla en azından 50 galibiyet alması şaşırtıcı olmaz.