Dün geceki maçta Galatasaray, beklenmedik şekilde aldığı beraberlikle, gruptan çıkma şansını iyice zora soktu. Aslında Galatasaray, takım olarak, taraftarıyla oyuncusuyla, hep beraber bu maça odaklanmıştı. Fakat, bu sezon ki Avrupa serüveninin en başından beri olduğu gibi bu maçta da şans faktörü aleyhimize işledi. Maçtan birkaç saat önce başlayan sağanak yağmur, saha zeminini adeta bir bataklığa dönüştürdü. Yeni yapılan, çimleri yakın vakitte yenilenmiş bir saha zemininin birkaç saatlik yağmurla bu hale gelmesi kesinlikle saha kalitesiyle alakalı bir durum ki, Fatih Terim de maçtan sonra bunu belirtti zaten. Galatasaray kulübü tarafından yapılan açıklamada da sahanın drenaj probleminin belirlendiği ve tarafsız teknik sorumlulara konuyla ilgili danışılacağı belirtildi.
Gelelim maça. Sezonun başından beri topa sahip olarak, kısa paslarla oyunun hakimiyetini eline alan ve ilerde basan bir futbol oynayan, bütün hazırlıklarını bu yönde yapan, bu maça da bu şekilde hazırlanan Galatasaray takımı için, zemin şartları, olabilecek en kötü durumdaydı. Her şeye rağmen, maça düşündüğü oyunla başlamaya çalışan Galatasaray’da oyuncular, zemine ayak uydurmakta oldukça zorlandı. İnatla yerden oynamaya çalışan takımda, yavaş yavaş zemine uygun futbol başlamıştı ki, kontradan gelen Cluj takımı, rastgele vurulan topun, Dany’ye çarpmasıyla ağlara gitmesi sonucu 1-0’lık bir üstünlük yakaladı. Erken gelen bu golün ardından Galatasaray yine oyunu rakip yarı sahaya yıkmaya başlamıştı ki, bu dakikalarda, 28. dakikada 10 kişi kaldı Cluj takımı. Umutlar yeşermişti iyice. Bunun üstüne 35. dakikada penaltı kazanan Galatasaray’da Melo, kötü bir vuruşla penaltıdan yararlanamayan isim oldu. Bunun üstünden 5 dakika geçmişti ki, Fatih Terim maçtaki en büyük hatasını gerçekleştirerek, zemine uygun oynamaya çalışan ve bunu başaran belki de tek isim olan Hamit’i oyundan alarak yerine Burak’ı soktu. Sağ kanattaki etkili oyunu bu şekilde bitirmiş oldu Terim. Bunun üstüne Elmander de zeminin azizliğiyle sakatlanınca, yerini Emre Çolak’a bırakmak zorunda kaldı ve ilk yarıda gol bulamayan Galatasaray, soyunma odasına 1-0 geride gitti.
İkinci yarı ilk yarıya göre farklıydı. 10 kişi kalan Cluj tamamen kendi ceza sahası çevresine kapandı. Galatasaray zeminin gerektirdiği futbolu oynayarak, oyunu tamamen, rakip yarı sahaya yıkıp, doldur boşalt oyuna döndü. Bu zeminde yapılabilecek tek oyun buydu belki, fakat bu oyuna uygun bir santrforu yoktu maalesef Galatasaray’ın. Buna rağmen ardı ardına ortalar açan Galatasaray’da nedense, hiçbir oyuncu ceza sahası dışından vurmayı düşünemedi. Belki de Fatih Hoca’nın direktifiydi bu, ama ben öyle olmadığını düşünmek istiyorum. İkinci 45 dakika boyunca, benim hatırladığım, bir tane Eboue, bir tane Selçuk, bir tane de Sabri’nin uzaktan şutu vardı. Bunlardan da yalnızca bir tanesi, Selçuk’un şutu kaleyi buldu. Gelelim üçüncü oyuncu değişikliğine. Bana kalırsa Eboue sahadaki en mücadeleci oyunculardan biriydi o sırada. Ama diyelim ki, daha hücuma yönelik bir oyuncu almak istedi Fatih hoca. Bu isim aylardır top oynamayan Sabri mi, yoksa sezona iyi bir giriş yapmış olan Engin mi olmalıydı? Nitekim Sabri oyuna girdikten sonra pek etkinlik gösteremedi. Galatasaray’ın tek golü ise, 77. dakikada Burak Yılmaz’dan geldi. Yine doldur boşaltlar sırasında, Amrabat’ın çok güzel yere açtığı ortada, kaleciden önce topa kafa vurmayı başaran Burak topu ağlara gönderdi ve Galatasaray’ın bu sezon Avrupa’daki ilk golünü atmış oldu. Yalnız aynı zamanda, son dakikada müsait bir pozisyonda topu yan ağlara göndererek, galibiyet golünü de kaçırdı Burak.
Kısacası, bu maç için pek futbol konuşma imkanımız yok maalesef. Bir mücadele oyunu şeklinde geçen maçta, iyi bir şekilde kapanarak, skoru korumak adına daha iyi mücadele eden Cluj, zeminle ve rakiple mücadele etmek zorunda kalan Galatasaray karşısında 1 puanı kurtarmayı başardı. Şimdi Cluj’u ve Braga’yı deplasmanda yenerek, Manchester United’ın ikisini de mağlup etmesini, Braga’nın da Cluj’u yenmesini bekleyeceğiz gruptan çıkabilmek için. Ancak unutmamak gerekir ki, gruptan çıkamasak da Avrupa Ligi’ne gidebilmeliyiz. 1999-2000 sezonunda da Galatasaray, UEFA’ya geçmeden önce Şampiyonlar Ligi’nde ilk 3 grup maçında 1 puan toplamıştı. Galatasaray’a bu haftaki Kayseri maçında, ve kalan grup maçlarında başarılar…