Galatasaray, Şampiyonlar Ligi H grubundaki ilk üç maçında hak ettiği puanları alamamıştı. Son vuruşlardaki etkisizlikle beraber futbol şansının Galatasaray’dan yana olmaması da bunda etkiliydi. Dördüncü maç öncesi grupta bir puanla sonuncu durumda bulunan sarı kırmızılı ekip için dünkü maç tam anlamıyla bir tamam mı devam mı maçı haline gelmişti. Sahaya bu durumun bilincinde çıkan futbolcular, son derece güzel bir mücadele örneği gösterdi. Ve Galatasaray 3 puanı hanesine yazdırmayı başararak 4 puanla, ikili averajla Cluj’un önünde grup ikinciliğine yükseldi, ipleri eline almış oldu. Tabi Manchester United’ın son 10 dakikada bulduğu 3 golün de bu ikincilikte payı olduğunu belirtmeden geçmemek gerekir, onlara da bir teşekkür borçluyuz.
Önceden de söylediğim gibi, Galatasaray bu sene, ayağa pas yaparak, topun ve oyunun hakimiyetini elinde bulundurarak oynamak istiyor. Ve dün gece bu oyunu çok güzel bir şekilde sahaya aktardılar. Maçta zaman zaman oyunu sahasında kabul etmiş olsa da, bu durumdan çabuk kurtulmayı başaran Galatasaray, oyunun büyük bölümünde oyunu yönlendiren taraftı. Orta sahanın yüksek performansla oynadığı maçta, Galatasaray istediği zaman oyunu yavaşlattı, istediği zaman hızlandırdı, yani istediğini büyük oranda oynamayı başardı.
Önceki maçlarda Galatasaray’ın en önemli eksiği son vuruşlardaki isabetti. Dünkü maçta Burak yıldızlaşarak üç gol buldu ve takımın bu konudaki talihsizliğini yenmesinde büyük rol oynadı. Kaçırdığı pozisyonlar da vardı fakat, transferinden bu yana hayal kırıklıkları yaşatan Burak, bu maçla fazlasıyla ümit verdi kendisinden çok şey bekleyen camiaya. Bu konuya değinince Hamit’ten bahsetmemek olmaz. Hamit’de geldiğinden beri hayal kırıklıkları yaşatıyordu. Manchester United deplasmanı ve bazı maçlarda bölüm bölüm sergilediği performanslar dışında beklenenin çok altında bir çizgi çizen Hamit dünkü maçta, özellikle ikinci yarıda, belki tam anlamıyla değil ama, eski Hamit’i izletir gibi oldu. Yaptığı iki asist, rakip sahadaki pas trafiği, sağ kanadı aktif biçimde kullanması, beklenen Hamit’in gelmekte olduğunun habercisiydi sanki. Olumsuz olaraksa Umut’un performansında bahsetmek gerektiğini düşünüyorum maalesef. Umut dün özellikle ikinci yarıda hiçbir varlık gösteremedi. Bu sezon çok iyi bir performans ortaya koyan Umut’un bu form düşüklüğünün bir maçla sınırlı kalmasını dilerim.
Son olarak, Galatasaray savunmasına değinecek olursak… Galatasaray savunması, göbekte oynayan oyuncuların sürekli bir rotasyon içinde olması sebebiyle bekleneni veremiyordu ve Galatasaray savunmasıyla güven veren bir görüntü çizmiyordu. Fakat dün oldukça başarılı bir oyun ortaya koyan savunma dörtlüsünde, Cris özellikle kritik müdahalelerde bulundu ve tecrübesini sahaya yansıttı. Riera’ya ise özel bir parantez açmak istiyorum. Savunma menşeili olmasa da, dün savunmada yaptığı müdahaleler, soğukkanlı hareketleri, topu tehlikeli bölgeden uzaklaştırırken atağı da başlatan pasları vermesi, bence gerçekten büyük bir özveri ve mücadeleydi. Bir senedir verim alınamayan Riera’nın böylece takımda kendine yer bulmaya başlaması da geniş kadronun kullanılması açısından önemli.
Şimdi ipleri elinde bulunduran Galatasaray’ın önünde iki çok önemli maç daha var, Avrupa yolculuğunda. Birinciliği garantilemiş Manchester United’ı evinde ağırlayacak olan Galatasaray, son hafta da Braga deplasmanına çıkacak. Bu iki maçta şu ana kadar oynamaya çalıştığı oyundan taviz vermeden, dünkü maçtaki performansı üstüne koyarak devam ettirdiği takdirde, gruptan çıkmayı başarması işten bile değil artık sarı kırmızılı ekibin. Şimdiden başarılar Galatasaray’a…