Hilmi Hakan Kahraman: Nurettin Kantarelli’yi yakından tanıyabilir miyiz?
Nurettin Kantarelli: Öncelikle ben bir işçi çocuğuyum. Babam işçiydi. Pendik Lisesi’nden mezun oldum ama 3 senelik liseyi 9 yılda bitirdim, liseyi dışarıdan bitirme gibi bir durumum olmuştu. O zamanlar Genel Yetenek tarzı sınavlar olurdu, ben de bu konulara meraklı olduğum için Üniversite Sınavları’nda yüksek puan alırdım ancak lise mezunu olmadığım için üniversiteye giremiyordum. Askere gidip hanyayı konyayı görünce biraz aklım başıma geldi herhalde. Liseyi bitirmeye karar verdim, kalan 2 dersim vardı: Geometri ve Cebir. Üniversite Sınavı’nda yüksek puan almama rağmen gidemememe yol açan bu 2 dersi de vererek liseyi bitirdim.
Kahraman: Matematikten zorlananlar hayata küsmesin diyorsunuz yani, CEO da olabilirler.
Kantarelli: Her şey olabilir. Ben genç arkadaşlarımıza örnek olması için anlatıyorum. Okul her şey değil. Okuldan ayrılınca sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. İş hayatı çok daha farklı. Okulda öğrendiğiniz her şeyi iş hayatında çok daha farklı bir şekilde öğrenmeye başlıyorsunuz. Benim için de öyle olmuştu. Yine ben daha şanlıyım çünkü çalışarak okumuştum. Bazı şeyleri daha erken idrak etme fırsatım olmuştu. Genelde arkadaşlar okuldan ayrılınca bir anda genel müdür olacağını, dünyayı kurtaracağını zannediyor ama böyle bir şey yok. Sırasını bekleyen çok insan var önlerinde. Rekabet çok sert, hele ki günümüzde çok daha sert yaşanıyor.
Kahraman: Yoğun çalışan bir iş adamısınız. Ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?
Kantarelli: 4 çocuğum var. Birisi Amerika’da, diğeri Ankara’da yaşıyor, Bilkent’ten mezun hatta. Bir de 9 yaşında ikiz kızlarım var. Tabii boş zamanlarımı, hafta sonlarımı mutlaka ailemle geçirmeye çalışıyorum. Ancak göreve başlarken bu sürecin çok zor olacağını tahmin ediyorduk eşimle birlikte, o da çok iyi bir Galatasaraylı. Belli fedakârlıklar yapmak zorunda olduğumuzu bilerek girdik bu işe. Belli bir süre için tatillerimizin az olacağını biliyorduk yani. Kısaca eşim benim eşim, işimse metresim şeklinde gidiyorum. Ne ondan vazgeçebiliyorsunuz ne ondan. Her hafta sonu, her maç günü Store’da olmam gerekiyor çünkü bu işin içinde olmazsanız yürümez. Perakendecilik masa başından yürütülmez.
Kahraman: Üniversite hayatınıza dönersek…
Kantarelli: Uzun lise hayatı ve Üniversite Sınavı’ndan sonra kendimi Boğaziçi Üniversitesi’nin önünde buldum. Ön kayıtta Elektronik Mühendisliği ve İşletme’yi yazdım. İkisine de girme hakkına sahip oldum ve İşletme’yi seçtim. Tabii Elektronik Mühendisliği’ni seçseydim şu an çok farklı bir noktada mı olurdum bilemiyorum. Dil öğrenmem gerekiyordu, lisede tek takıntısız geçtiğim ders İngilizce’ydi ama hazırlıkta ciddi bir biçimde dil öğrenmemiz gerekiyordu. Ben orada eksikliğimi fark ettim ve o dönemde yurt dışında var olan çalışma kamplarına gittim. Ertesi sene AIESEC Sınavları’na girerek yurt dışına stajlara gittim, İngiltere ve Polonya’ya. Bu süreçlerden sonra İngilizce seviyem gayet iyi duruma gelmiş oldu. Bir de ben üniversiteye gittiğimde lise mantığıyla, geçelim yeter düşüncesiyle hareket ediyordum ancak öğrendik ki curveler falan var(gülüyor). İlk dönemden sonra işi biraz daha sıkı tutmamız gerektiğini anladım, çalışıyor olmama rağmen biraz daha fazla zaman ayırdım ve sene kaybı yaşamaksızın 5 senede okulumu bitirdim.
Kahraman: Okuldan sonra da iş hayatına yöneldiniz. O dönem nasıl başlamıştı?
Kantarelli: Okulumda sınıf arkadaşlarımdan 6 yaş daha büyüktüm ve o yaşlarda bu önemli bir fark yaratıyor. Ancak okulu bitirince askerliğini önceden yapmış biri olarak ben avantajlı konuma geçtim. İşe girerken askerlik faktörü önemli tabii. İlk olarak Altınyıldız’da İç Denetçi olarak işe başladım. Daha sonra tepe yöneticimiz NASAŞ’a geçti ve beni de yanında götürdü. Satın Alma Müdürlüğü, Grup Tedarik Müdürlüğü gibi görevlerde bulundum. Grubun İsviçre’deki iştirakine Genel Müdür olarak atandım ve 33 yaşında Genel Müdür olmuş oldum. Daha sonra İngiltere’de başka bir grupta çalıştım. Türkiye’ye dönüş yapınca yine Altınyıldız’a döndüm. 1994’te Mavi Jeans’te Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Orada finansla birlikte pazarlama, perakendecilik gibi unsurlar da işin içine girmeye başladı. Biraz pazarlama biraz perakende derken git gide daha çok perakendeci olmaya başladım. Genel Müdür’ümüzün ayrılmasıyla ben Genel Müdür oldum ve 12 yıl orada Genel Müdürlük yaptım. Sonra bir yabancı grup söz konusu oldu ve Türkiye’de 36 markalık bir perakendecilik zinciri oluştu.
Kahraman: Şimdi de Galatasaray Mağazacılık ve Perakendecilik A.Ş.’nin yani kısaca Galatasaray Store’un başındasınız.
Kantarelli: Aralık ayından beri Galatasaray’dayım. Galatasaray benim 2000 yılında üye olduğum sonrasında da perakendecilik bir yandan Galatasaraylılık bir yandan takip ettiğim bir yerdi. Bilmediğim bir şey değildi açıkçası. Sizler nasıl kafanızdan geçiriyorsanız ben de sizler gibi, biraz daha profesyonelce düşünüyordum. Şimdi de bu bana altın bir tepside sunulmuş oldu.
Kahraman: 25 milyonluk Galatasaray taraftarı diyoruz. Bunun fazlası da var: Avrupa’daki Galatasaraylılar, Balkanlar, Türki Cumhuriyetler… Bu büyük potansiyele nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz? Kısa ve orta vadede GS Store’u neler bekliyor?
Kantarelli: Öncelikle GSStore.org ile başlamamız gerekiyor. Burayı çok etkin bir şekilde çalıştıracağız. Bu sayede çok kısa sürede çok geniş bir coğrafyaya ulaşacağız. İnternet mağazacılığıyla çok geniş kitlelere ulaşma imkânınız var. Dünyanın her tarafına daha ucuz ve daha hızlı şekilde ürünlerimizi göndereceğiz.
Kahraman: Taraftarla bir hayli yakınsınız. Çeşitli forumlar olsun, twitter olsun sürekli iletişim halindesiniz. Bu hususla alakalı neler söylemek istersiniz?
Kantarelli: Eskiden biz kamuoyu yoklama için çok ciddi paralar harcıyorduk. Kamuoyu araştırma şirketleri ile anlaşıyorduk ve bunlar çeşitli yaş kategorilerinde insanlar ile görüşmeler yaparak testler uygulayarak bir pazar analizi yapıyorduk. Markaları araştırıyorduk, sayısal araştırmalar yapıyorduk ve dünyanın parası harcanırdı bu iş için. Şimdiyse sosyal medya o kadar önemli bir araç ki… Şimdi insanlar sosyal medya aracılığıyla her şeyi rahatça ve net olarak söyleyebiliyor. Taraftardan böylece kesin dönütler alabiliyorum.
Kahraman: Taraftar da olduğunuz için tecrübeli bir perakendeci olarak uzun yıllar bu görevde kalmak istediğinizi tahmin ediyorum. GS Store ile alakalı uzun vadeli hayallerinizi sormak istiyorum.
Kantarelli: Mağaza sayısının bugünkünden çok daha fazla olduğu, cirosunun, iş hacminin şu andaki durumun 4-5 katına çıktığı, taraftarın kalitesine fiyatına, getirdiği yeniliklere %100 inandığı, dostun, düşmanın kısaca herkesin bildiği bir Galatasaray kurumu haline getirmek benim en büyük hayalim.
Kahraman: Başında bulunduğunuz kurumun iş imkânları hakkında bilgi almak isteriz. Bilkentliler ne gibi iş imkânlarına sahip olabilir GS Mağazacılık ve Perakendecilik A.Ş. çatısı altında?
Kantarelli: Tabii öncelikle bazı imkânları zaten kullandırdık ve doldurduk Bilkentliler olarak, bazı stajyer arkadaşlarımızı istihdam edeceğiz bu yaz. Bunun dışında iş imkânı olarak da mağazalarımızı büyüttükçe sürekli yeni insan kaynaklarına ihtiyaç duyacağız.
Kahraman: Son olarak da Bilkentlilere mesajınızı alalım.
Kantarelli: Burada olmaktan çok mutluyum. Yabancı bir okul değil benim için, biliyorsunuz. Tekrar inşallah yeni dönemlerde de görüşmek üzere…
merve
ben şuan 11.sınıfa gidiyorum ve hedefim mağazacılık ne yapmalıyım.