GazeteBilkent Spor Yazarları FB Ülker- GS Liv Hospital Derbisini Yorumladı

[box_dark]Mert Özateş[/box_dark]

Sürpriz Oyuncular ve Savunma

mert ozates

[box_light]

Euroleague’de ülkemizi başarıyla temsil eden, BBL’ de ise zaman zaman bocalamasına karşın ligin tartışmasız en iyi 2 takımı olan ezeli rakiplerin karşılaşmasının son dakikaya kadar basketbol severleri heyecanlandıracak bir mücadele olacağını tahmin etmek zor değil. 2 takım da son Euroleague maçları nedeniyle moralli, ancak CSKA Moskova karşısında Rusya’da oldukça yıpranan Fenerbahçe’nin İstanbul’da nispeten kolay bir maç oynamış ve 1 gün fazladan dinlenme fırsatı bulmuş Galatasaray’a oranla fiziksel olarak dezavantajlı olacağı aşikar.

Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın lideri Arroyo’ya, Galatasaray’ın ise Fenerbahçe’nin istikrarlı skoreri Bogdanovic’e alacağı önlemler düşünüldüğünde sürpriz oyuncuların performansı 2 takım için de maçın kilit noktası. Fenerbahçe’nin pivot pozisyonundaki zayıflığı düşünüldüğünde Galatasaray adına Bonsu ya da Furkan, Fenerbahçe’nin forvet zenginliği göz önünde bulundurulduğunda ise Bjelica ya da Preldzic maçta parlaması muhtemel oyuncular. Bütün bunların ötesinde daha iyi savunma yapan, sahada takım oyununu daha iyi ortaya koyan takımın avantajlı olacağını düşünüyor, sezon başından beri Euroleague’de bu şekilde Avrupa devlerini deviren Fenerbahçe’yi koç Obradovic faktörünü de eklediğimizde bir adım önde görüyorum.

[/box_light]

 

 

[box_dark]Can Tüysüz[/box_dark]

Hızlı oyun + Ribaund = Galibiyet

can tuysuz

[box_light]

Cumhurbaşkanlığı Kupası’nın ardından ikinci kez karşı karşıya, Ataman ve Obradovic. Samsun’da oynanan kupa maçında Galatasaray’ın iç-dış dengesini iyi ayarlayamaması yenilgiye sebebiyet vermişti. Bu maçın kilit noktalarından biri yine bu denge olacak. İç-dış dengesini ayarlayamadıkları her anda iyi yapılan şeylerin de verimi aşağıya inecektir. Çünkü kötü bir iç-dış dengesi Fenerbahçe’nin tempoyu arttırmasını sağlayacaktır. Bu konuda Obradovic, takımına belirli bir esneklik sağlamakta. Galatasaray’da ise Sinan ve Göksenin’in bu dengenin ayarlanmasında kilit rolleri var ancak bu ikiliden biri oyunda olduğu zaman Fenerbahçe’den çift guardlı (Kenan – Bo) sisteme geçiş görebiliriz. Öte yandan Fenerbahçe’de savunma ribaundlarından sonra kanatlardan forvetlerin tüm sahayı kat edip fast-break sayıları ürettiğini görüyoruz. Bu noktada swingman özellikleri ile Bogdanovic ön plana çıkmakta. Bu konuda Fenerbahçe hem hızlı hücumu iyi yapıyor hem de savunma tam oturmadan transition veya secondary break dediğimiz savunma tam oturmadan sayıyı bulma eğilimine sahip.

Galatasaray cephesinde ise oyunu hızlı oynayamama sıkıntısı var. Euroleague gibi elit seviyelerde takımın özellikle set hücumunda yavaş kalıp, top sirkülasyonunu hızlı yapamaması istenilen oyunun sahaya yansıtalamamasını sağlıyor. Bunun üstüne spacing dediğimiz saha yerleşiminin de doğru yapılamaması sıkıntıları arttırıyordu. Ancak son Malaga maçında bu sıkıntının biraz aşıldığını gördük. Galatasaray çok hızlı tempoda oynamadı belki ama uzun oyuncularını açık alanda hızlı kullanıp sonuca gitmesini bildi. Tepede top of the key denilen 1-4 ve 1-5 ikili oyunları oyunları çok iyi oynadılar. Bu oyunu iyi oynamak; oyunun iki yanında da pas ve topsuz oyundaki perdeleri daha iyi değerlendirmenizi sağlar. Bu nedenle Galatasaray’ın böyle bir oyunla Fenerbahçe karşısında etkili olması mümkün. Eğer Galatasaray, Malaga maçındaki gibi pota altı yerleşimini doğru yaparsa uzunlarını etkili şekilde kullanabilir. Burada double high dediğimiz iki uzunun tepede konumlanması üzerinden başlayan oyunları Fenerbahçe’nin nasıl savunacağı çok önemli. 2-3-4 rotasyonu fiziksel açıdan iyi olan Fenerbahçe’nin eşleşme problemi yaratması muhtemel. Öte yandan sene başından bu yana yardım savunmasını iyi yapan bir ekip olmaları da Galatasaray’ın dikkat etmesi gereken önemli bir nokta.

Son olarak maçın denge noktası ”ribaund/top kaybı oranı” olacak bana göre. Eğer Fenerbahçe yayın gerisini iyi savunur ve Furkan-Bonsu ikilisinden birinin oyunda olduğu anlarda ribaund sıkıntısı yaşamazsa avantajı eline geçirecektir.

[/box_light]

 

 

[box_dark]Alperen Saylar[/box_dark]

Büyük Maçları Oynayabilmek

AlperenSaylar[box_light]Basketbolu her zaman satranç tahtası olarak gören biri olarak, Pazartesi günkü maçı Ataman ve Obradovic arasındaki Dünya Satranç Şampiyonası finali olarak görüyorum. Fenerbahçe Obradovic’in de etkisiyle bu sezon bambaşka bir basketbol oynuyor, eski oyuncuların geçtiğimiz sezonlardaki umursamaz hallerinin yerinde yeller estiğini, yeni gelenlerin de bir şekilde takıma adapte olduklarını görmek zor değil. Ayrıca 18 yaşındaki Kenan Sipahi’nin yaşının ötesinde bir basketbol oynadığını, Obradovic’in güvenini boşa çıkarmadığını, Bo McCaleb’in delici bir skorerden, her topa atlayan bir savunmacıya dönüştüğünü görüyoruz. FB Ülker adına olumlu örnekler çoğaltılabilir. Fakat hala takımın önemli eksiklikleri var ve bunlardan en önemlisi de ribaund mevzusu. FB Ülker’in maçtaki gidişatı genelde ribaundlara bağlı oluyor; bu konuda son iki Euroleague maçı olan Barcelona ve CSKA maçları gayet açıklayıcı diye düşünüyorum. Ribaundlarda ezilen FB Ülker, Blaugrana’daki Barcelona maçında farkı 24 sayıdan 3’e indirmesine rağmen 13 sayıyla kaybederken, ribaundlarda ezilmeyen FB Ülker, Moskova’da bir ara 7 sayı geri düşmesine rağmen galip gelmeyi becerdi. GS Liv Hospital da bu açıdan takımı zorlayacak uzunlara sahip ki en önemli isim de Mensah-Bonsu. Mensah-Bonsu’nun (ve hatta Furkan’ın) ribaund konusunda FB Ülker’in başına dert açması muhtemel. Maçın kritik noktası Fenerbahçe uzunlarıyla Galatasaray uzunları arasındaki ribaund mücadelesi olacak. Ribaundlarda ezilmeyen bir Fenerbahçe’nin Abdi İpekçi’de rakibi boğan Galatasaray taraftarına (GS deplasmanı Euroleague’de neredeyse bir Partizan ya da Panathinaikos deplasmanı kadar zor bu yüzden) rağmen maçı alacağını düşünüyorum. Kısacası bu sezonki büyük maç performansıyla FB Ülker GS Liv Hospital karşısında yarım adım önde gibi. Bakalım maçın sonucu nasıl olacak ve basın toplantısında kim gidip mağlubiyeti açıklayacak.[/box_light]

 

[box_dark]Ersin Sezer[/box_dark]

Beyinler Konuşur

ersinsezer

[box_light]Potada yılın maçı sonunda biz basketbolseverlerle buluşmaya hazır ! Sezona iddialı kadrolarla giren Fenerbahçe ve Galatasaray’ı buluşturacak maç için ben de oyuncular gibi dakikaları sayıyorum. Özellikle Arroyo – Bo McCalebb savaşını iple çekmemek mümkün değil, bakalım hangi takımın beyni oyuna hakim olmak için ağır basacak bekleyip göreceğiz. Maçta ki asıl beklentim ise genellikle maçlarında yüksek sayıların çıktığı bu iki ekibin mücadelesinde savunmaların öne çıkması. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe’nin ”atmak”tan önce ”attırmamak” anlayışını benimseyecekleri düşük skorlu ve başa baş bir mücadele bekliyorum. Gönlüm mü? Tabiki Obrakadabra faktörüyle Fenerbahçe her rakibe karşı 1-0 önde.[/box_light]

Leave a Reply