Tenisin Yükselen Değeri Djokovic ve Wimbledon Üzerine

Yıllarca ismini Bodiroga, Divac ve Stajakovic ile yani basketbolla dünyaya duyuran Sırbistan’ın yani eski Yugoslavya’nın artık yeni bir dünya yıldızı var ve bu isim de Novak Djokovic. Tenis dünyasının yükselen yıldızı ve yeni 1 numarası Djokovic Wimbledon finalinde Nadal karşısında gösterdiği performansla önümüzdeki 5-10 yıla damgasını vuracağını gösterdi. Aslında Djokovic’in bu günlere geleceğinin en büyük göstergesi, 2007 Amerika Açık da Roger Federer’e karşı oynadığı ve 3-0 kaybettiği maçtır. O maçta setleri Federer’i çok zorlamasına karşın 7-6, 7-6 ve 6-4 ile kaybetmişti ve o günlerde 20 yaşındaki bir tenisçi için çok muhteşem bir mücadele sergileyerek bu günleri de işaret etmişti aslında. Djokovic, hırsı ve yaptığı yoğun çalışmalara ek olarak düzgün yaşantısıyla da tenis için yeni bir dev “beyefendi” olarak karşımıza çıktı aslında. Beyefendi olarak nitelendirdim çünkü kazandığı zaferlerden sonra bile rakibini öven bir oyuncu olan Djokovic, bu geleneği Wimbledon zaferinden sonra da sürdürdü. Nadal ile daha çok finaller oynamak istediğini belirten Djokovic, onu da iyi oyunundan dolayı övdü. Son yıllarda İspanyol boğası olarak nitelendirilen ve şua n itibariyle dünya 1 numarası olan Nadal ise bu sezon elde ettiği Roland Garros zaferiyle ben de ayaktayım mesajı vermişti bizlere; lakin bu mesajı verirken Djokovic’ten şöyle bahsetmişti. Ben kendimi geliştirmek için çok çalışıyorum ama benden daha çok çalışan ve aşama kaydeden bir isim var ve bu isim de “Novak Djokovic” demişti. Bu demecine ek olarak: “Djokovic sadece rakiplerini yenmiyor onları bir anlamda eziyor ve mental olarak da yok ediyor” demişti. Sanırım bu öngörüsünde de yanılmadı Nadal. Bu sezon Avustralya Açık’ı da kazanan Djokovic çim ve tartar kortlara yeni bir hâkimin geleceğini bize haber verdi aslında. Federer’in de çim kort hâkimiyetini bir şekilde ele geçirdi böylece.

Wimbledon’a dönecek olursak bu sene Wimbledon’da ilk turlar fazla sürprize gebe değildi bütün favoriler ilk turları rahat geçti ama bu durum çeyrek finalde Tsonga’nın 2-0 geriden gelip müthiş bir geri dönüşle Federer’i yani Fedex’i 3-2 elemesiyle değişti. Yarı finalde Tsonga karşısında Djokovic’i bulurken, diğer yanda ise Mardy Fish’i eleyen Nadal ile Feliciano Lopez’i eleyen Andy Murray karşılaştı. Bu müsabakalarda da sürpriz yaşanmadı ve neticede finale bu sezon Grand Slam zaferleri yaşayan Djokovic ve Nadal adlarını yazdırdı.

Final müsabakasına Djokovic’in servisleriyle başlandı ve ilk oyunu Djokovic rahat bir şekilde aldı. İlk set boyunca servis oyunlarını iki oyuncu da 4. oyuna kadar aldı. Durum Djokovic lehine 5-4 iken Djokovic geri çevirmesi zor bir hamleyle Nadal’ın servisini kırdı ve ilk seti 6-4 aldı. İkinci sete başlayan Djokovic Nadal’ın servis oyununda servis kırarak durumu 3-0’a getirip büyük avantaj elde etti ve seti 6-1 ile geçti. Maçta durumu 2-0’a getiren Djokovic artık kupanın bir sapından turmuş gibiydi. 3 sette Nadal etkili servisler ve güçlü return’leriyle geri geldi ve seti 6-1 aldı. O an acaba Tsonga-Federer maçına benzer bir maç izler miyim diye düşündüm ama 4. sete iyi başlayan ve gerisini getiren Djokovic maçı da 3-1 ile almayı başardı ve bu sezonki ikinci Grand Slam turnuvasını kazanarak 3 te 2 yaptı ve Amerika Açık öncesi rakiplerine iyi bir gözdağı verdi diye düşünüyorum.

Son olarak bu gün oynayan Djokovic’in 2007 Amerika Açıkta Federer’e karşı oynayan ve kaybeden Djokovic’ten en büyük farkı 4 yılda kazandığı büyük tecrübe ve vuruşlarına getirdiği büyük yüzde. Neticede bu sezon 2 Grand Slam ve toplamda 8 turnuva kazanan Djokovic aslında 1 numara olmayı ne kadar çok hak ettiğini de gösterdi bizlere. Umarım bu performansı yükselerek devam eder ve bize yeni bir efsane izletir. Bir şey daha eklemek gerekirse, Djokovic ülkesinde 2 kere de yılın sporcusu seçilmiş ve sanıyorum daha da seçilmeye devam edecektir.

Leave a Reply