Geçen sezon ki Leicester masalının etkisi tam olarak geçmemişken Premier Lig’de futbol tarihinin belki de en rekabetçi sezonu start verdi bu hafta itibariyle. Daha önceki sezonlarda da bünyesinde sayısız yıldız ve efsane hocalar barındıran ligde bu sezon zirveyi göreceğiz gibi duruyor. Teknik Direktör kadrosu olarak All-Star seviyesine ulaşan lig taraftarları fazlasıyla heyecanlandırıyor. Juventus’la tarih yazan Conte, Chelsea’nin başına geçerken Chelsea ile özdeşleşen Mourinho da kırmızı şeytanların başına geçti. Futbol tarihinin belki de en büyük başarısının altına imza atan Ranieri, Leicester ile daha zorlu bir yeni sezona başlarken, kendi özgü futbol anlayışıyla şimdiden tarihe geçen Guardiola, Manchester’ın mavi yakasının çehresini değiştirmek için yola çıktı. Geçen sezon lig başladıktan sonra takımın başına geçmesine rağmen lige renk katan ve eğlenceli kişiliğiyle dikkat çeken Klopp bu sezon yaz döneminde takımı kendi hazırladığı için daha iddialı geliyor. Arsenal’in başında yıllarını harcayan Wenger bu sezon eleştirilerden kurtulmak için beklerken, Tottenham’a tarihinin en başarılı sezonlarından birini yaşatan Pochettino ile West Ham’ın başında büyük maçlarda parlayan Bilic de yabana atılmayacak hocalar olduklarını kanıtladılar.
Sezon öncesi yaptıkları transferle sansasyon yaratan Manchester United, Ibra’yı bonservissiz kadrosuna katarken, Mourinho’dan Real Madrid’de yaptığı Varane hamlesine benzer bir hamle geldi ve Villareal’le yıldızı parlayan genç savunma oyuncusu Eric Bailly’i transfer etti. Yaz boyu dedikodusu dolaşan Pogba transferi de geçtiğimiz günlerde resmileştikten sonra Mourinho’nun başarısızlık için hiçbir bahanesi kalmadı. Süper Kupa maçında İbrahimovic’in golüyle Leicester’ı devirip taraftarına güven veren ManU sezonun ilk maçında Bournemouth’u 3-1 yenerek sağlam bir görüntü çizse de hücum anlamında işlerin tam olarak oturmadığı gözlerden kaçmadı. Fellaini’nin yerine Pogba’nın monte edilmesiyle ve Mourinho’nun sistemine alışmalarıyla birlikte yenilmez bir takım olmaları güçlü bir olasılık. Bunun yanı sıra Martial, Depay, Lingard, Rushford gibi genç yeteneklerin sezon içinde yaşayacakları gelişim United’ın kaderini çizen önemli noktalardan olacak.
)
Şehrin diğer yakasında Manchester City şampiyonluklara alışık Guardiola’yı takımın başına getirdikten sonra transfer döneminde yine para saçmaya devam etti. Sane, Nolito, İlkay, John Stones gibi bilinen yıldızların yanı sıra Zinchenko, Marlos Moreno, Gabriel Jesus gibi genç yıldızları da kadrolarına kattılar. City ilk maçında tahminleri yanıltmadı ve pasa dayalı oyunuyla ilk gole kadar beğeni toplasa da sonrasında istediklerini tam olarak sahaya yansıtamamaları halen zamana ihtiyaç olduğunu gözler önüne serdi. Beklerin hücumlarda çıkıp orta saha gibi oynamaları Guardiola’nın Bayern günlerini anımsattı. Elimde olsa futbolu 11 orta saha oynatırım, diyen hocanın Fernandinho’yu stoperde denemesi bekleniyor. Şampiyonluk için benim favorim onlar bu sezon.
Bu sene işi en zor olanların takımlarından başında ise Leicester City geliyor. Küme düşme adayı gösterilirken Ranieri’nin taktik becerileriyle mucize bir şampiyonluğa uzanan Leicester’da her ne kadar Ranieri mütevazı davranıp hedefimiz 14.lük dese de medyanın da taraftarların beklentisi de doğal olarak daha yüksek. Bunun üstüne bir de takımın yarısı gibi oynayan Kante’yi de kaybedince Leicester’ın işi daha zor. Diğer takımların da onlara karşı artık daha motive oynayacağı düşünülürse Leicester’i bu sene zor günler bekliyor olabilir. Hazırlık maçlarındaki kötü sonuçlar ve ilk hafta alınan Hull City mağlubiyeti bu günlerin sinyalleri olabilir.
Chelsea taraftarı yıllardır alışık oldukları sonuç odaklı futbolu Conte’den de fazlasıyla görecekler bu sezon. Hırslı ve disiplinli yapısıyla dikkat çeken Conte’nin yurtdışındaki ilk meydan okuması olduğu için motivasyonu ve çalışma azmi en üst seviyede olacak diye bekliyoruz. Orta sahada ihtiyaç duydukları iki yönlü çok koşan oyuncu açığını Kante ile kapatıp forvet bölgesini de genç yıldız Batshuayi ile takviye ettiler. Conte, takımı sıklıkla kullandığı 3-5-2’ye çevirir mi bilinmez ama ilk hafta 3 puanı geçtiğimiz sezonun sürpriz ekiplerinden Bilic’in West Ham’ından son dakikalarda attıkları golle kurtardılar. 2 sezon önce şampiyonluk yaşayan kadronun istikrarı korunduğu ve başlarında çok hırslı ve yetenekli bir hoca olduğu için bu sezon yine şampiyonluğun en önemli adayları arasındalar.
Arsenal tarafında ise Wenger’in harcamadığı(!) paralar artık taraftarın sabrını taşırmış durumda. Yıllardır yıldız bir forvet almayıp Giroud ile idare eden Arsenal’de artık kasayı boşaltmanın vakti gelmiş gibi gözüküyor. Basında adı sıkça geçen Lacazette transferi gerçekleşirse ligin kaderi değişebilir. Sezonun ilk maçında hat-trick yapan Lacazette adeta performansıyla Arsenal’e beni alın diye yalvarıyor. İlk maçında Liverpool’a 4-3 yenilen topçularda sezona iyi başlayamama hastalığı devam ediyor gibi gözüküyor. Başarısız bir sezona daha tahammülü olmayan Arsenal taraftarının baskısıyla transfer dönemi bitmeden yıldız bir forvet takıma katılacak gibi gözüküyor. Bu sezonki kaderleri de bu transferin büyüklüğüne göre şekillenecek gibi gözüküyor.
Bu sezon sürpriz beklenilen takımların başında Liverpool geliyor. Klopp gibi hırslı ve taktik bilgisi yüksek bilgisi bir hoca ile 26 yıllık şampiyonluk hasretlerine son verebilirler. Bonservis ücreti eleştirilse de Mané bu sezon çok can yakacak gibi duruyor. Wijnaldum da beklenen patlamayı yapabilirse, ki bunun için belki de en ideal hocayla çalışıyor, bu sezon büyük işler yapabilecek potansiyelleri var. Şampiyon olamasalar bile sezon boyu çok keyifli maçlar izleteceklerinin sinyallerini daha ilk hafta Arsenal karşısında verdiler.
