“Biz bitti demeden bitmez” sloganıyla başladığımız bir turnuva yine alışık olduğumuz şartlara döndü. Hiçbir zaman eleme turları olsun gruplar olsun rahat maç izlettirmeyen milli takım yine yapacağını yaptı ve işini son maça bıraktı. Ama bu sefer yanında getirdiği dağ gibi büyüyen sorunlarla beraber.
İlk 2 maçta en çok göze çarpan fizik kalite olarak turnuvanın belki de en kötü takımı olmamız iken buna oyuncuların son 2 Avrupa Şampiyonası’nı kazanmış gibi isteksiz bir tavır içine girmeleri ülkenin umutlarını dibe çekmeyi yetti. Arda’nın sahada yürümesi, keyifsiz futbolcular derken İspanya maçından sonra skandal haberler ayyuka çıkmaya başladı. Arda ile Fatih Terim arasında yaşandığı iddia edilen sorunlar, prim kavgaları derken son 3 4 gün içerisinde bunlardan başka konu konuşulmadı. Takım içi huzursuzluk vs derken artık takımın bir an önce toparlanması için umut etmekten başka bir yol kalmadı elimizde. Bu konuda Terim’in elini taşın altına sokması gerekirken, buraya katılırken de olduğu gibi tabi ki bize bağlı değil tamamen olay.
Bizim yanımızda Belçika’nın İtalya’nın duruma göre de Almanya’nın ve Macaristan’ın da bitti dememeleri lazım. Grupların tamamlanmasına 8 maç kala olasılık hesapları biraz daha belirginleşti ve önümüzdeki en güzel yol Çekleri 2 farkla mağlup etmemiz. Belçika ve İtalya’nın da son maçlarında yenilmemeleri durumunda gruptan çıkıyoruz. Bunun üstüne de Galler’le eşleşiyoruz. Gruptan direk çıkması sürpriz olarak görünüyorken lider bitiren Galler üst turda en çok isteyeceğimiz takımlardan. Böyle de bir piyango çıkmışken her şeye rağmen bu takımdan beklentimiz bugün sahada istediğimiz o, 2 farklı skoru getirmeleri. Bu durumlara alışık olan Terim’in takımı bir an önce toparlayıp gereken motivasyonu sağlaması, böyle bir turnuvaya kim bilir kaç sene sonra katılacak olan futbolcuların da artık durumun farkına varmaları gerekiyor. Milli takıma oyunculara ve teknik heyete eleştiriler turnuva sonrası aylarca devam edecek olduğundan bugün bu kilit maçta destek verilmesi lazım. Oynanan oyun mücadele her ne kadar umut vermese de bu akşama umutla bakmamıza sebep olan en önemli etmen Çeklerin de ilk
2 maçta bizim kadar etkisiz ve kötü oynamaları. Mücadele kısmında bize oranla fark yaratarak İspanya’ya karşı son dakikalara dayanıp Hırvatistan’a karşı 2-0’dan geri gelseler de onların da oynadıkları oyun hiç umut vermedi. Turnuvanın 2 kötü performans veren takımının mücadelesi olacak maçta kazanmamamız için kağıt üstünde bir neden yok. Yeter ki oyuncular formanın hakkını versinler. Üstelik aynı eleme grubundan geldiğimiz için rakibimizi de yakından tanıyoruz. Dünkü basın toplantısında Pvel Vrba’nın da dediği gibi maçlarımızda savunma yapan taraf kazandı maçları. Deplasman takımlarının defans artı kontra-atak taktiğiyle sonuca giden maçlar hocalara da bugünkü taktikler için de yardımcı olacağı kuşkusuz.