Türk Futbolu ve Fenerbahçe’deki Kısır Döngü

Kısır döngü nedir? Aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması, sürdürülmesi. Yazının genelini anlayabilmek için ilk bilmemiz gereken terim bu olmalı çünkü bugün Türk futbolunun içinde bulunduğu durumdan bahsedeceğim. Çünkü 15 senedir heyecanımı kaybetmeden takip ettiğim bir spor dalı artık izlenilmeyecek hale gelmiş durumda.  Bu 15 yılın 6-7 yılı bilinçsiz sadece gol mü attık, yendik mi, şampiyon mu olduk diye geçerken, özellikle liseden sonra futbolu sadece sahada değil, saha dışında da takip etmeye başladım. Yönetimlerin hamleleri nelerdir? Bu futbolcu bu takıma niye geldi? Menajerler kimler? Maddi durumlar nasıl? Altyapı ne durumda? Söylemem gerekir ki bu soruları sormaya başlamak bir anlamda iyi bir şeyken aynı zamanda sizden bazı şeyler de götürüyor. Bu soruların cevaplarını buldukça kendinizi aydınlanmış, artık daha büyük bir resmi gören bir kişi olarak hissediyorsunuz. Tabii bu duyguları yaşarken aynı zamanda adeta çocukluk aşkını kaybeden bir insana dönüşüyorsunuz çünkü bütün bu arka planı görmek futbolun sadece sahada oynanan masum bir oyun olmadığını görmek sizi kırıyor, uzaklaştırıyor futboldan. Siz avazınız çıktığı kadar bağırırken, yakınlarınızla ağlarken, belki maç günü sabah 6’da kalkıp totem yaparken ve takımınız yenilince acaba totemi doğru yapamadım mı diye düşünürken oyunun asıl kahramanlarının olduğu tarafta çok farklı şeyler yaşanıyor. Hani gerçekliği hiçbir zaman kanıtlamamış ama efsane gibi sürekli ortada dolanan bir “Futbolun baronları” kavramı vardır ya; işte bu baronları bulmak için göz önünde bulunmayan karanlık adamlara bakmaya gerek yok. Asıl futbol baronları, futbolun gelişmesinin önündeki engeller; her gün spor haberlerinde izlediğimiz, kimimizin hayran olduğu kimimizin ise nefret ettiği insanlar. Üzücü olan durum ise futbol camiasının içinde bulunan herkesin bu tarz insanları çok iyi bilmesine rağmen asla ses çıkarmamasıdır. Kimi korkusundan, kimi bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışından, kimi de yalakalık yapmaktan dolayı bu tarz kişileri eleştiremezler. Peki ne yapar bu sözde “Futbol baronları”? Bu insanların asıl görevleri Türk futbolunu kısır bir döngüye sokmak ve kendilerinin zorla kurduğu bu ufak camiada her zaman en üstte olup saygı görmektir.  Saygı görüyorlar mı? Her ne kadar değerli ve gerçek bir saygı olmasa da evet diyebiliriz. Kimisi evinde paraları saymakta, kimisi bir medya çalışanını arayıp yarın şu haberi bas demekte, kalanları da daha fazla ne kadar yükselebilirim derdinde.

Ersun-Yanal-Abdullah-Avci

Milli takımda arka plandaki patronlar tarafından hakkı yenen iki teknik adam(a24.com)

Gelelim buradaki en büyük sorunumuza: Bu insanlar o pozisyonlarda kalabilmek için Türk futbolunu büyük bir kısır döngüye sokmakta ve birçok yeniliğin önünü kesmektedir. Biraz dikkatli bakarsanız Türk futbolunda her 3-4 yılda bir dejavu günleri yaşarız. Dönüp dolaşıp kendimizi aynı filmin başlangıcını izliyor halde buluruz. Küçük bir örnek vermek gerekirse:
Sürekli, belli zaman aralıklarında Galatasaray ve Milli Takım’da yeni bir dönem vaat edilir donanımlı veya potansiyelli yeni bir yüz gelir takımın başına. Hemen ardından bir başarısızlık dönemi yaşanır ve Fatih Terim takımın başına gelir. Bu işi çeviren Fatih Terim midir? Tabii ki hayır. Ancak onun oraya gelmesinden fayda sağlayan birçok insan olduğu da bir gerçek. Bu kısır döngü yüzünden birçok değerli teknik adamın acımasızca hakkı da yenmiştir. Bu olayı sadece Fatih Terim ile kısıtlamamız da yanlış olur. Zaten yıllardır ligde aynı isimler dönüp dolaşıp görev almakta. Anadolu takımları sanki dünya üzerinde başka teknik adamlar yokmuşçasına aynı teknik direktörlere sarılıp durmakta.

ersunhakan

Sağda bugün ülkede hain ilan edilen futbolcu-Solda zamanında onun yüzünden milli takımdan uzaklaştırılan Ersun Yanal (yenisafak.com)

Şimdi asıl konuşmak istediğim örneği vereceğim: Aykut Kocaman’ın tekrar Fenerbahçe’ye dönmesi. Biliyorsunuz son yapılan “Futbol Zirvesi” ve ardından söylenen sözlerden sonra Aykut Kocaman’ın tekrar Fenerbahçe’nin başına geçeceği kesinleşti diyebiliriz. Burada Aykut Kocaman’a bir suçlama yapmıyorum. Şimdi bana biri gel Fenerbahçe’nin başına geç dese en azından bir deneyeyim derim her ne kadar mantıksız da olsa. Bu yüzden bağlı olduğun kulüpten böyle bir teklif alınca pek de düşünmezsin. Burada asıl sorun yine Türk futbolunun en çok yozlaşmış adamındadır: Aziz Yıldırım. Sanırım kısır döngü yaratma konusunda Türkiye’nin en başarılı adamıyla karşı karşıyayız. Daum’u gönder başarısız ol Daum’u geri getir. Aykut Kocaman’ı gönder başarısız ol Aykut Kocaman’a sarıl. Emre’yi gönder, Emre’yi geri al. Hele kulüp politikası inanılmaz durumda. Eğer rakip takım bir futbolcunu alırsa alabildiğin ilk futbolcuyu al onlardan. Eğer Anadolu takımlarından bir futbolcu size attığı golle  maçı kazandırmışsa takımına o gün onunla söz kes ve seneye büyük bir maaşla takımına al. Şan şöhret kaldıramasın hüsran olsun. Sokaktan geçen futbola biraz ilgisi olan birisine sorarsanız eğer Fenerbahçe bu sezon ne yaptı diye, bilmese bile gayet güzel yorumlar anlatır size. Nedeni basit: Kulüp her konuda büyük bir kısır döngüde. Bırakın futbolcuları, teknik adamları. Kulübün ana yöneticileri bile belli durumda. Yaptıkları işi ellerine bulaştıranlar önce yönetimden elini ayağını çekiyor, daha sonra bir bakmışız Aziz Yıldırım’ın 1 numaralı adamı durumunda. Artık bu döngüden kurtulmalıyız, Ali Koç gelmeli o olmazsa dinamik genç yeni bir yüz gelmeli derken bütün umutlar yine söndü. Herkes biliyor ki Aykut Kocaman 1 seneliğine gelmez garanti almadan. Daha çok sistemli takım üzerine bir teknik direktör. Böyle bir teklifin edilmesi demek yönetimin de orada hala uzun süre devam edeceğini göstermektedir.

1086226_620x410

Fenerbahçe’de yaratılan kısır döngünün içerisindeki iki başrol (htspor.com)

Bir zamanlar Türk futbolunu resmen kontrol eden adam şu an tüm dikkatini enerjisini Fenerbahçe’ye yöneltmiş durumda. Tam da umutlanmıştık birinden kurtuluyoruz ve yerine gelecek adam çok çok daha iyi, belki düzene girer biraz futbolumuz diye. Sonunda ne oldu “Sözünü tutması” ile bilinen Aziz Yıldırım tabii ki yine bizi yanıltmadı ve Türk futbolunun biraz olsun düzelip gelişmesini gayet güzel engelledi. Diyeceğim şudur ki zaten Aykut Kocaman’ın söylemlerini ve futbolunu sevmeyen birisi olarak bir de bunun Aziz Yıldırım’ın daha da kalacağı mesajını vermesi Türk futbolu ve Fenerbahçe için olan umutlarımı iyice azaltmış durumda.

Kaynakça:

  1. Öne Çıkarılmış Görsel: ligtv.com.tr

Leave a Reply