Fenerbahçe-Beşiktaş: Zirvede Esen Rüzgarlar

 

Fenerbahçe ve Beşiktaş, 3 Aralık Cumartesi  saat 19.00’da, Kadıköy’de belki de sezonun en kritik maçlarından birinde karşı karşıya geliyor. Futbol severler ve futbol otoriteleri genellikle ligin ilk yarısında oynanan büyük-küçük her mücadelenin telafisi olduğuna inanır. Benim içinse bu mücadelenin getirecekleri veya götürecekleri iki takım için de çok çok önemli ve zirve yarışındaki dinamikleri doğrudan etkileyebilecek boyutlarda. Hem Fenerbahçe hem de Beşiktaş’ın form durumları ve maç öncesi sahip oldukları avantaj-dezavantajları ayrı ayrı ele aldığımızda maçın heyecanını daha yakından hissetmemek mümkün değil.

fenerbahce-1

İlk önce ev sahibi Fenerbahçe ile başlayalım.

KADIKÖY CEHENNEMİ: Sezona teknik direktör değişikliği ve istifa çağrılarıyla başlayan Fenerbahçe’de son haftalarda yüzler gülüyor. Avrupa Ligi’nde önemli maçlarda alınan galibiyetler ve ligde son haftalardaki istikrarlı performansıyla rakiplerine adeta gözdağı veren Fenerbahçe’nin bu maç öncesi en büyük avantajı şüphesiz saha avantajı olacak. Fenerbahçe, Galatasaray’a 18 Beşiktaş’a ise tam 11 maçtır evinde kaybetmiyor ve bu maçları genelde kazanıyor. Derbilerin saha içindeki dinamikler kadar maç öncesi psikolojileriyle de şekillendiğini düşünürsek 10 yılı aşan bu kaybetmeme serisi, taraftar desteğiyle birleşince Kadıköy’ün Fenerbahçe için büyük bir önem taşıdığını söylemek yanlış olmaz.

İYİ FORM: Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Monaco’ya elenmelerinden sonra Victor Pereira ile yollarını ayırıp 2015 yılında teknik direktörlük kariyerini sonlandıran ve son olarak Hollanda Milli Takımı’nda asistanlık yapan Dick Advocaat ile anlaşan Fenerbahçe için işler hemen yoluna girmedi. İç sahada yaşanan puan kayıpları ve alınan mağlubiyetlerden sonra eleştirilmeye başlanan Advocaat ısrarla Kasım ayını işaret etmişti ve fakat kötü form taraftarları çileden çıkarıp yönetime karşı olan sesleri arttırmıştı. Nitekim Advocaat haklı çıktı ve Fenerbahçe Ekim sonu ve Kasım ayında oynadığı 7 maçta 7 galibiyet aldı. Ligdeki Galatasaray galibiyetinin yanında Manchester United ve Zorya gibi dişli rakiplerini de dize getiren Fenerbahçe bir anda kendini formunun ve puan tablolarının zirvesinde buldu.

OYUNCU FARKI: Sezona hem bireysel hem de takım performansı anlamında kötü başlayan Fenerbahçe’de yıldız oyuncularla dolu kadro ilk maçlarda sınıfta kalmıştı. Nani’nin Valencia’ya gidişiyle hücumda büyük bir yara alan Fenerbahçe’de defanstaki Gökhan Gönül ve Caner Erkin gibi kayıpların yanında stopere getirilen Skrtel’ın zayıf performansı, Ozan’ın sakatlığı ve son olarak Lens’in sakatlığı Fenerbahçe için büyük bir soru işaretiydi. Ekim ayı sonuna doğru hem defansif hem de ofansif anlamda güzel işler yapmaya başlayan Fşenerbahçe 7 maçta yalnızca kalesinde 3 gol gördü ve 20 gol attı. Bunların yanı sıra Robin Van Persie ve Moussa Sow gibi yıldızlarından maksimum verim alan Fenerbahçe’nin oyuncu anlamında Beşiktaş’a karşı en büyük kozu Beşiktaş’a karşı çıktığı 7 mücadelede 8 gol kaydeden Moussa Sow olacak.

sow-1

GOL VAR GALİBİYET VAR AMA OYUN?:  Daha önce de belirttiğim gibi Fenerbahçe’nin yakaladığı galibiyet serisi ve form grafiği gerçekten takdire şayan fakat diğer formda takımlarla karşılaştırıldığında Fenerbahçe’nin skordaki üstünlüğünü oyundaki üstünlük genelinde yansıtamadığını söylemek yanlış olmaz. İstatistik açısından da bakıldığında topla oynama gibi önemli istatistiklerde Fenerbahçe’nin çoğu zaman geri kalabildiğini görebiliyoruz bunun haricinde pas sayısı ve oyunu kontrol etme konusunda da hala bir takım sorunları mevcut. Beşiktaş’ın Şenol Güneş yönetiminde oyunu domine eden ve deplasman veya ev sahibi farketmeksizin her seviyede ve her maçta yüksek pas yapabilen bir takım olduğunu göz önünde bulundurursak maçın kilidini açmak için Fenerbahçe’nin erken bir golle Beşiktaş’ın oyun planını bozmasının tek yol olduğunu söyleyebiliriz. Aksi takdirde özellikle maç sonlarına doğru oyun kontrolünü rahatça eline alabilen Beşiktaş’ın Fenerbahçe için çok tehlikeli olabileceğini söylemek gerekiyor.

besiktas-1

Beşiktaş’a gelecek olursak ise:

YENİLMEMEK:  Lige geçen sene olduğu gibi hızlı bir başlangıç yapan Beşiktaş oyunsal anlamda olmasa da skor anlamında çok başarılı bir sezon geçiriyor. Son oynadığı 18 maçta rakiplerine boyun eğmeyen Beşiktaş, geçmiş senelerde karşı karşıya kaldığı derbi kazanamama sorununu da Şenol Güneş ile beraber rafa kaldırmış gibi görünüyor. Özellikle Beşiktaş’ın 3-0 geriden gelip beraberliğe ulaştığı Benfica maçındaki müthiş özverisi ve ayağa kalkışı, şüphesiz rakipler için zorlu bir psikolojik savaşı da beraberinde getirecektir. Nasıl Fenerbahçe için Kadıköy’de rakiplerine boyun eğmemek önemli bir psikolojik üstünlükse Beşiktaş’ın da 18 maçtır kaybetmemiş olması Beşiktaş adına önemli bir psikolojik üstünlük olacak.

SEÇENEKLER: Sezon başında kadroya yapılan takviyelerle önemli bir kadro zenginliğine ulaşan Beşiktaş, ligin ilk maçlarında ortaya çıkan kadro şişkinliğiyle baş etmekte oldukça zorlanmıştı. Bunlara karşılık özellikle Napoli deplasmanındaki 3-2’lik zaferle beraber iyice oturmaya başlayan kadro sistemi Caner ve Talisca’nın uzun süreli sakatlıklarıyla birazcık sarsılmış olsa da Beşiktaş’ın hala önemli bir kadro zenginliğinde olduğunun altını çizmek gerekiyor. Orta sahada ve defans hattında bir şekilde sistem tutturabilen Beşiktaş’ta forvette Aboubakar ve Cenk gibi iki ayrı özellikli oyuncunun skorsal anlamda farklı sistemlere nasıl adapte olacağı merak konusu ama Beşiktaş’ın her oyun planına uygun alternatifli bir kadroya sahip olması Kadıköy gibi zor bir deplasman açısından oldukça önemli bir avantaj olarak değerlendirilebilir.

cenk-tosun-aboubakar

İSTİKRARSIZ SAHA İÇİ VE DERBİ PERFORMANSI:  Önceki Napoli maçı yazısında belirttiğim gibi kadro zenginliğini önemli ölçüde arttıran Beşiktaş saha içinde geçen seneki üstün futbolu ve üretkenliğinden uzak bir görüntü çiziyor. Bunun yanında Gomez veya Gökhan Töre’nin yokluğundan ziyade Jose Sosa’nın Beşiktaş için üstlenmiş olduğu çift yönlü orta saha görevi  Beşiktaş’ın en büyük kaybı olarak nitelendirilebilir. Oğuzhan’ın sakatlıktan sonra tam olarak toparlanamaması ve Gökhan-Atiba ikilisinin de bu sezon çok istikrarlı bir performans gösteremediğinin altını çizmek gerekiyor.

fenerbahce____besiktas__kadikoy_panteri_pancu_36121

Dezavantajları ve avantajlarıyla yine çok heyecanlı bir derbi bizi bekliyor. Fenerbahçe’nin Galatasaray ile oynadığı derbilerdeki yavan futbol ve kapalı oyun anlayışından ziyade bol gollü skorlara ve tempolu performanslara sahne olabilen Fenerbahçe-Beşiktaş maçları futbol severler için hemen hemen çoğu zaman izlenebilir, heyecanlı maçlar oluyor. Deplasman yasaklarının kalkmasıyla Beşiktaş taraftarının yıllar sonra Kadıköy’e gelecek olması da maçın heyecanını arttıran başka bir detay elbette. Fenerbahçe’nin kazanması durumunda Beşiktaş’la olan puan farkını bire indireceğini ve Beşiktaş’ın hafta içi Dinamo Kiev’le çok önemli bir Şampiyonlar Ligi oynayacağını hesaba katarak bir skor tahmininde bulunmak gerekirse benim oyun için planladığım iki farklı senaryo var. Birincisi bir Kadıköy klasiği olarak Fenerbahçe’nin erken bulacağı bir golle Beşiktaş’ın oyun planını bozmasıyla skor olarak sakin bir maç olacağını söyleyebiliriz. Bu senaryoda Beşiktaş’ın zor da olsa beraberliği kurtacağını ve maçın 1-1 sonuçlanacağını düşünüyorum. İkinci senaryo olarak ise karşılıklı oynanacak tempolu futbol neticesinde Beşiktaş’ın ilk golü bulması ve Fenerbahçe’nin usta ayaklarıyla Beşiktaş’ı son ana kadar kovalamasıyla gidecek bir maç için ise skor tahminim 2-1 şeklinde. Umarız bol gollü ve bol heyecanlı bir Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi olur. Kazanan futbol olsun!

Leave a Reply