6 Mayıs 2009’da Stamford Bridge’de çok tartışmalı kararları olan ve hak eden tarafın değil de hak etmeyen tarafın son dakikada kaleyi bulan ilk şutunda attığı golle finale çıktığı bir maç vardı. Futbolseverlerin hafızalarından kazınmayacak maçlardan birisi olduğuna eminim. Çünkü Chelsea o maçta gayet iyi oynamış topla oynayan Barcelona olsa da pozisyonlara giren Chelsea olmuş ve hakem Tom Ovrebo tarafından 2 tane net penaltısı verilmemesine rağmen yinede son dakikalara kadar maçı 1-0 önde götürmüştü. Fakat son dakika da Barcelona kaleyi bulan ilk ve tek şutunu Iniesta ile atmış ve o da ağlarla buluşup Barca’yı finale taşımıştı. Bu maçın ardından Uefa’nın finali Barcelona-Manchester United olarak ayarlamak için uğraş verdiği tartışılmış ve hakem Ovrebo maçın ardından uzun bir süre Chelsea’li taraftarlar tarafından ölüm tehditleri almıştı. İşte o maçın rövanşında 3 yıl sonra yine Barcelona ve Chelsea bir Şampiyonlar Ligi yarı finalinde daha eşleştiler.

Fakat bu maçın şöyle bir farkı vardı. Geçen 3 yılda Barcelona gücüne güç katmış kupalara ambargo koymuştu. Yine geçen bu 3 yılda Chelsea sadece 1 kez lig şampiyonluğu 2 kez de FA kupası almış ve her yıl yeni bir teknik direktör getirerek bir türlü istediği istikrara ulaşamamıştı. Barcelona kadro olarak dinamikleşip güçlenirken, Chelsea kadrosu yaşlanıp zayıflamıştı. İşte bu durumlarda olan 2 takım ilk maçta Stamford Bridge’de karşı karşıya gelmiş ve Chelsea Di Matteo yönetiminde klasik defansif bir anlayışla Barca’yı tek golle geçmeyi başarmıştı. Bu maçta Barcelona pek çok gol fırsatından yararlanamamış ve turu Nou Camp’a bırakmak zorunda kalmıştı.

Nou Camp’da Barcelona’nın %99 ihtimalle Chelsea’yi eleyeceği ve finaldeki rakibini bekleyeceği konuşula dursun Chelsea haftasonu ilk 11’inden 8 oyuncusunu dinlendirip Barcelona maçına konsantre olmaya başlamıştı. Barca ise El Classico’da oyuncu dinlendireyim derken La Liga şampiyonluğundan da olmuştu.

Maç başladı ve Barcelona yine klasik %70’in üstünde topa sahip olarak golü arayan ve turu isteyen taraf olarak göz önüne çıktı. İlk golü Chelsea’nin basit bir defansif yerleşim hatasında Busquets’le bulan Barcelona Chelsea’de kaptan Terry’nin kırmızı kartının ardından ikinci golü de Messi’nin klas ara pasında Iniesta’nın üstün bitiriciliğiyle elde etti. Bu maç farka gider yorumları yapılmak üzereyken 10 kişilik Chelsea’de, Lampard’ın enfes ara pasını inanılmaz bir aşırtma golle bitiren Ramires bir anda Chelsea’ye turu getiren skoru yarattı.

İkinci yarıda ise Drogba’nın defansta yaptırdığı penaltı az kalsın Chelsea’ye tura mal oluyordu. Fakat büyük üstat uzaylı Messi topu direğe nişanlayınca Barcelona kendini şokta buldu. Son dakikaya kadar verdiği çabalar yeterli olmadı ve tam son saniyelerde golü ararken bir anlık hatada takımca ilerde kalınca, bu sezon belki de Chelsea’de en formsuz isim Torres bomboş pozisyonda Barca yarı sahasında yalnız başına topu sürüp Valdes’i geçerek topu ağlara gönderdi ve Di Matteo’yu ve Chelsea’yi tarihe geçirdi.

İşte 3 yıl önceki pek çok haksızlığın yaşandığı, penaltıların verilmediği ve Stamford Bridge’de son dakikada kalesine gelen ilk şutta finali, belki de kupayı kaybeden Chelsea, bu sefer aynı tarifeyi Nou Camp’da Barcelona’ya uygulamıştı.

Bu maçın ardından futbolun adaletine saygım tekrar sonsuz bir seviyeye geldi. Bir maçla adalet olmadığını, o maç kaybedilse bile ilerde bir gün mutlaka onun hakkının bir yerlerden geleceğine artık inanıyorum. Tebrikler Chelsea, Tebrikler Di Matteo. Teşekkürler  Futbol ve Adaleti.

Leave a Reply