Fenerbahçe – Eskişehirspor maçını izlemiş bütün futbol severler Emre’nin kırmızı kartından sonra “yok artık yine mi?” demekten kendilerini alamamışlardır. Fenerbahçe’ye geldiğinden beri belki de her maç arkasında duran taraftarların bile bugün gördüğü kırmızı kart ile birlikte sabrı taştı.
Emre Belözoğlu’nun Türk Futbolu’nun son 20 yılda yetiştirdiği en büyük 10 yetenek arasında rahatlıkla sayabiliriz ama sadece yetenek olarak. Hem Galatasaray’da hem Fenerbahçe’de hem de Avrupa’da oynadığı maçlarda pek çok defa oyunuyla göz doldurduğu oldu fakat maç içinde rakipleriyle ve hakemlerle olan ilişkisi saha içinde oyun anlamında yaptığı şeyleri bir saniyede silecek seviyedeydi.
Neden bu sabır?
Özellikle Fenerbahçe’de geçirdiği sezonlara baktığımızda Emre’nin saha içi ilişkileri her geçen gün daha da kötüye gitti. Fakat anlayamadığım bir şekilde hem bazı taraftarlardan hem de yönetimden gördüğü destek onun bu hareketlerine son vermemesinin en büyük sebebi oldu diyebilirim. Özellikle Atletico Madrid’e gittiğinde bunu net bir şekilde gördük. Orada bu tarz münakaşalara ve saçma hareketlere giremedi çünkü girerse ne ile sonuçlanacağını gayet iyi biliyordu. Her futbol kulübünün vazgeçilemeyecek oyuncuları vardır fakat Emre Fenerbahçe için böyle bir oyuncu kesinlikle değil. Hâlâ sabredip ısrarla ondan yararlanmaya çalışmak çok büyük bir yanlıştır.
Böyle kaptan mı olur?
Bir takımda kaptan denilen oyuncunun sahip olması gereken en önemli özelliği; o takıma örnek teşkil edip, liderlik yapmasıdır. Kaptanlar genellikle takımdaki bütün oyunculara örnek gösterilecek performansı gösterip, takdir edilesi davranışlar sergileyen ve eğer varsa kulüp için sembol olmuş oyunculardan seçilir. Emre bu özelliklerden hiçbirine sahip değildir. Hele ki; özellikle genç futbolculara örnek teşkil etme konusunda Emre tamamen sınıfta kalmış bir oyuncudur. Emre’den önceki takım kaptanının Alex olduğunu düşünürsek Alex’ten Emre’ye geçen kaptanlığı “Mercedes’ten inip, el arabasına binmek” deyiminden daha iyi anlatacak bir şey bulamam.
Ne yapılmalı?
Türk Futbolu’na pek çok hırçın ve kavgacı futbolcu girmiştir fakat hiçbiri Emre kadar bu durumu ileri götürememiştir. Bu durum artık normal görülemeyecek kadar rezil bir seviyeye gelmiştir. Bu maçın ardından Emre’nin kaptanlığı elinden alınarak Gökhan Gönül ya da Dirk Kuyt gibi daha çok hak eden futbolculara verilmelidir. Kendisi ya akıllanana kadar süresiz kadro dışı bırakılmalı ya da en kısa sürede sözleşmesi feshedilerek kulüple tüm bağı koparılmalıdır. Hem Türk Futbolu’nda hem de Fenerbahçe’de Emre’nin misyonu artık dolmuştur ve kendisi de bunun farkına varmalıdır ya da birileri onun bu durumun farkına varmasını sağlamalıdır.
İlginç İstatistik
Emre ile ilginç olan istatistik ise Süper Lig’de gördüğü kırmızı kart sayısı. Eskişehirspor maçında gördüğü kart ile birlikte Süper Lig’de toplamda 3.kartını gören Emre’yi tanımayan birisi bunu normal olarak görebilir. Fakat kendisine gösterilmeyen kırmızı kartları ve 2.sarı kartı görüp atılmasın diyerek oyundan alındığı maçları da buna eklememiz gerek. Emre, futbolu bıraktığındaysa onu kendisine çok yakışan kart olan “kırmızı” ve sahada yaptığı gereksiz hareketleri ile hatırlayacağımız kesin.