Günümüz spor dünyasında artık müsabakaların kendisinin ana ilgi çekici unsur olduğunu söylemek zor. Herhangi bir izleyiciye takip ettiği sporla ilgili en çok ne yapmayı sevdiğini sorduğunuzda çoğu kişinin listesinde ‘maç izlemek’ ilk sıralarda yer almayacaktır muhtemelen. Transfer dönemini takip etmek normal sezondan daha heyecanlı geliyor olabilir mesela çoğuna göre, Football Manager’ın insanlara bulaştırdığı ele kağıt kalem alıp takımı için hayali kadro oluşturma hastalığı giderek yaygınlaşmakta.
Basketbolda da aynı durum geçerli. Özellikle NBA’de trade deadline’a 1 aydan kısa süre kala maçlardan daha çok tartışılan takas senaryoları twitter’ı alev yerine dönüştürdü. ESPN’in yarattığı trade machine de bu yangına benzin döküyor adeta. Sistem oldukça basit. Kafanızdaki takasın parçalarını sırasıyla oluşturuyorsunuz ve bu takasın takımların salary cap’leri açısından uygulanabilir olup olmadığını görüyorsunuz. Bonus olarak John Hollinger’ın kimi algoritmalara göre oluşturduğu ‘Eğer bu takas gerçekleşirse X takımının beklenen galibiyet miktarı ne kadar artacak/azalacak?’ sorusunun cevabına ulaşıyorsunuz. Evet, fazlasıyla soyut. Evet, denediğimiz takasların belki de hiçbiri gerçekleşmeyecek. Ama kabul edin, eğlenceli.
Bu aralar yazarlar ve twitter’daki taraftarlar arasında gündemde olan birkaç takas senaryosuna göz atacak olursak:
Carmelo – New York ilişkisi artık ilerlemiyor, bu çok açık. 7 yıl boyunca en fazla 2. turun görülmesinin ardından bu sene başında Rose-Noah eklemelerine rağmen halen 8. sıra yarışından ileri gidilemedi. Knicks’in elinde Porzingis gibi ‘franchise player’ olma potansiyeline sahip bir oyuncu var ve geç de olsa onun üzerinden bir yeniden yapılanma sürecine gitmeleri gerekliliğinin farkına vardılar.
Cavaliers’ın Love-Melo eksenindeki takası reddetmesinin ardından geriye iki majör alıcı kaldı: Clippers ve Celtics. Bu senaryo Carmelo’yu Clippers’a gönderiyor. CP3-Griffin-Jordan üçlüsünden bir şey kaybetmeden yıllardır sıkıntısını çektikleri 3 numara pozisyonuna ligin en iyi kısa forvetlerinden birini getirdikleri için bu takasın açık kazananı onlar. Amir Johnson’ın takasa biten kontratı yüzünden dahil edildiğini düşünürsek Knicks’in eline Carmelo karşılığında geçen tek önemli parça Austin Rivers oluyor ki Phil Jackson’ın bundan daha fazlasını istediğine eminiz, o nedenle bu senaryo New York için en son başvurulacak ihtimallerden biri. Boston cephesine geldiğimizde ise Amir Johnson; JJ Reddick gibi bir parça için gözden çıkarılabilir duruyor, o yüzden onlar da kazananlar cephesine geçiyor.
Bir Carmelo takası daha, bu kez alıcı Celtics. Çoğu Boston taraftarı bu takasa sıcak bakmıyor ancak Melo’nun en iyi uyum sağlayacağı ve gelişiyle birlikte hücum-savunma dengesinin en doğru derecede kurulacağı takımlardan biri Celtics. Yazın Durant’i almak için Warriors’la yarışıp başarısız olan Celtics, böyle bir takas gerçekleşirse kaliteli çekirdek – süperyıldız eşleştirmesini Carmelo ile yapmış olacak. Knicks içinse Avery Bradley – Jaylen Brown ikilisi en ideal senaryo olmasa da üstteki ihtimale oranla daha olumlu olsa gerek.
Özellikle Nikola Jokic’in çıkışıyla Jusuf Nurkic’in Denver’da kendine şans bulması gittikçe zorlaşmış durumda ve adı takas dedikodularının içinde sıkça geçiyor. Nuggets, Nurkic’i muhtemelen ortalama bir kısa + ileri yıllara ait 1. tur draft hakkı benzeri bir pakete karşılık takas edecektir ancak yukarıdaki senaryo işleri biraz karşılaştırması bir yana iki takım adına da win-win durumu yaratıyor. Millsap’ın takıma dahil olması Denver’ın hem çember savunması sorununa bir nebze yardımcı olacaktır, ek olarak hücumda sahanın bir miktar daha açılmasını sağlayacaktır. Sefolosha ise play-off yarışında olan bir takım için ilk beşte hiç de sırıtmayacak bir isim.
Atlanta cephesinde ise Nurkic ve Schroder uyum yakalamaları halinde takımı uzun vadede sırtlayacak bir ikiliye dönüşebilirler. Will Barton da hem gelişen oyunu hem de hafif kontratıyla Hawks için kaçırmak istemeyecekleri bir isim olacaktır.
Ortaya atılan bütün takas senaryosu ihtimallerinin arasında en göz kanatanı açık ara bu. The Inquisitr adlı sitenin haberinden yola çıkılarak oluşturulan bu senaryoya ”Lakers’ta transfer bitmez” kafasındaki Los Angeles medyasını düşünerek çok da şaşırmamak lazım aslında. Gündemdeki en küçük haberi alıp konuya bir şekilde Lakers’a bağlamayı başaran LA medyasını bir kez daha tebrik edip gerçekleşmesi pek de mümkün gözükmeyen bu takasın olası sonuçlarını düşünelim. Pacers – George birlikteliği bir Melo – NYK kadar tükenmiş olmasa da artık tavanının çok da yüksek olamayacağının sinyallerini veriyor. Yeniden yapılanma sürecine girdiklerinde Myles Turner’ın yanında Brandon Ingram ve Jordan Clarkson gibi iki potansiyelli ismi görmek onları mutlu eder muhtemelen. Kings – Cousins cephesinde ise işler hiç olmadığı kadar olaysız ve pozitif ilerliyor ancak Pacers’taki tavan probleminin aynısı onlar için de geçerli. Cousins her ne kadar ligin en dominant uzunlarından biri olsa bile -belki de 1.’si- Kings’in onun etrafına kaliteli bir yapı oluşturması kısa vadede mümkün gözükmüyor. Russell ve Randle, üzerlerinde soru işaretleri taşıyan gençler olmalarına rağmen Kings onların kadroya dahil olmasından uzun vadede fayda sağlayabilir, hem de orta sıralarda gezinmeyi bırakıp tekrar batı konferansının diplerine doğru gitmeleri lotaryadaki şanslarını arttırabilir.
Son olarak Lakers’a gelecek olursak, bu olası takasın ilerisi için bir projeksiyon yapmak için yeterli olmadığı açık. Şampiyonluk adayı mı yoksa hayal kırıklığı mı olacakları George-Cousins ikilisinin oluşturacağı havayı doğru kullanıp bu ikilinin etrafını doğru yan parçalarla doldurup dolduramayacaklarına göre şekillenecektir.