“İlerisi için düşündüklerim mi? 15 yıllık bir kariyer, birkaç kere (NFL final maçı) Super Bowl görmek, ah bir de San Diego’da şampiyonluk kutlamaları.” Ryan Leaf, 1998 NFL Draft’ının hemen ardından basına bu şekilde açıklama yapmıştı. Üstün fiziksel özellikleri ve vadettiği müthiş potansiyelle San Diego Chargers tarafından ikinci sıradan seçilen Leaf ve hemen üstünden seçilen ve daha az potansiyelli, ama daha güvenli bir seçim olarak gözüken Peyton Manning ikilisinden beklenen quarterback (QB) pozisyonunun çıtasını yükseklere taşımaları ve ligi uzun yıllar boyunca domine etmeleriydi. Manning beklentilerin de üstüne çıkıp 18 sezonluk NFL kariyerinde kırılmadık rekor bırakmadı ve pek çoklarınca tarihin en iyi QB’si olarak kabul ediliyor. Leaf içinse aynı şeyleri söylemek zor, çünkü o günden bu yana işler kendisi için pek iyi gitmedi. Hatta hiç iyi gitmedi.
Washington State’te geçirdiği iki iyi sezondan sonra üçüncü sezonunda deyim yerindeyse patlayan Leaf, okulunu 1931’den beri ilk defa (ulusal şampiyonluk maçı kabul edilen) Rose Bowl’a taşımayı başarırken (kolejde yılın en iyi oyuncusuna verilen) Heisman Ödülü’nde de ikinci olmuştu. Yıldız QB, bu başarıların ardından son sezonunu pas geçerek drafta girmeye karar verirken, San Diego Chargers da draftta ikinci sıraya çıkıp Manning ya da Leaf’ten birini seçebilmek için Arizona Cardinals’a dört draft hakkı yollamış ve takımın geleceğini seçeceği genç adama ipotek etmişti. Birinci sıradan seçecek Indianapolis Colts’a gitmek istemeyen Leaf, Colts’un draft öncesi görüşme teklifine cevap bile vermeyerek onları Manning’e yöneltti. Chargers’la 11.25 milyonu garanti olmak üzere (o zamana dek bir çaylağa verilen en büyük garanti para) 4 yıl – 31.25 milyonluk bir sözleşme imzalayan oyuncu, hemen o akşam takım sahibinin jetiyle Las Vegas’a uçtu ve gece boyunca parti yaptı. Sonraki sabah basına ve şehre tanıtılacağı toplantıya kıpkırmızı gözlerle katılan ve sürekli esneyen Leaf, aslında kariyeri boyunca ne kadar profesyonel olacağının da sinyallerini veriyordu.
Daha sahaya adım bile atmadan çaylaklar için zorunlu oryantasyon programına katılmayıp 10,000 dolar ceza alan Leaf’in profesyonel kariyeri pek iyi başlamadı. Koçlarının tepkisini çeken bu davranışa rağmen nispeten iyi bir hazırlık sezonu geçiren oyuncunun, normal sezonun ilk pozisyonunda fumble yapması ise bir anlamda sezonun nasıl geçeceğinin de habercisiydi. Chargers sezonun ilk iki maçını kazansa da yaptığı interceptionlarla saç baş yolduran QB, dördüncü haftadaki New York Giants maçının sadece ilk yarısında dört interception yapmasıyla benche çekildi. Sezonun kalan kısmında aldığı sürelerde de felaket oynamaya devam eden Leaf, idmanlarda fazladan çalışmak yerine golf oynamayı tercih etmesi, takım arkadaşları ve basın mensuplarıyla ettiği kavgalarla da gündeme geldi. Takım arkadaşı Rodney Harrison’ın Leaf’in 2 touchdown (TD) – 15 interception (INT) ve %45.3 pas yüzdesiyle bitirdiği sezon hakkındaki “Herhalde böyle bir sezon geçirsem, futbolu bırakırdım.” demeci, sezonun adeta özeti gibiydi. O yaz hazırlık kampında omzundan sakatlanıp sezonu kapattıktan birkaç hafta sonra sahilde futbol oynarken görülmesi (ki bu sözleşmesinin açık bir ihlaliydi), koçlarını çıldırtmış ve kendisinin suyu ısınmaya başlamıştı. Üçüncü sezonunda kendisine biraz çeki düzen verse de sahadaki performansı halen felaketti. 11 TD – 18 INT ve %50 pas yüzdesiyle bitirdiği sezonun ardından Chargers, sadece üç sene önce geleceğini bağladığı ismi serbest bıraktı. Üç sezonda çıktığı 21 maçta sadece dört (!) galibiyet alabilen Leaf, başka takımlarla idmanlara çıksa da kadrolarda yer bulamadı ve futbolu bırakma kararı aldı. Takım arkadaşı Harrison, kendisi için “Parayı aldı ve gitti. Geceleri nasıl rahat uyuyacağını merak ediyorum.” yorumunda bulundu.
Kariyerini noktaladıktan sonra Chargers ponpon kızlarından sevgilisi Nicole Lucia ile evlenen ve okula geri dönen Leaf, 2004 yılında diplomasını aldı ve sonrasında Texas A&M Üniversitesi’nde QB koçu olarak çalışmaya başladı. “Futbol oynamak bir iş olduğu anda benim için cazibesini kaybetti. Şimdiyse gözlerden uzaktayım ve mutluyum.” açıklamasını yapan oyuncu, hayatını düzene sokmuş gözükse de kullandığı Vicodin’in (bir tür ağrı kesici) dozunu ufak ufak arttırmaya başlamıştı. Bağımlılık etkisi yaratmasıyla bilinen bu ilaç, aynı etkiyi Leaf üzerinde de göstermeye başladı. Bağımlılığının artmasıyla 2008 yılında üniversitedeki görevinden ayrılan zamanının yıldız adayı, yavaşça bataklığa batmaya başlamıştı. Mayıs 2009’da Texas’ta hırsızlık ve uyuşturucu bulundurma suçlarından gözaltına alınan Leaf, 10 yıl boyunca denetimli serbestlik altında bulunmayı kabul ederek serbest kaldı. Ancak başı beladan kurtulmayacaktı. Mart 2012’de memleketi Montana’da yine aynı suçlardan tutuklanan isim, Haziran ayında rehabilitasyona girdi. Program çalışanlarını tehdit etmesi sebebiyle tekrar tutuklanan Leaf, bu sefer hapis cezasından kurtulamadı ve Ocak 2013’te Montana’da cezaevine gönderildi. Kasım 2014’te şartlı tahliye edilen Leaf, o tarihten bu yana pek göz önünde bulunmadı.
Muhteşem kolej kariyeri sonrası önünde uzun ve başarılı bir NFL kariyeri gözüken Ryan Leaf için hikâyenin sonrası maalesef karanlık. Öyle ki ESPN, tarihin en büyük draft fiyaskoları listesinin birinci sırasına Leaf’i koydu. Leaf sonrası birkaç sene belini doğrultamayan Chargers, 2004 yılında seçtiği yeni QB’si Philip Rivers’la ligin kalburüstü takımları arasına girse de, Leaf’in ilk basın toplantısında kendisi ve kulüp için hayal ettikleri hiçbir zaman gerçekleşmedi. Sanırım Leaf’in en büyük başarısı, bir kendisine, bir de Peyton Manning’e bakan Chargers taraftarlarını bugün bile depresyona sokabilmesi oldu!
- Kapak resmi toledoblade.com’dan, diğer resimler sırasıyla smartfootball.blogspot.com, ocregister.com, usatoday.com ve NBC Sports’tan alınmıştır.