Toprak sezonu tenis takviminde birçok tenis severin merakla beklediği en önemli anlardan biridir. Toprak kort, birbirinden çekişmeli maçlara sahne olmuştur. Monte Carlo Masters, Madrid Masters, Rome Masters ve Roland Garros turnuvaları toprak sezonunun en özel turnuvaları olarak dikkat çeker. Nisan ayının başından Haziran ayının ortalarına kadar izleyiciler bu turnuvaları takip edebilmek için ekran başına kilitlenir. Ayrıca uzun ralliler, ağır topspinler ve tempolu oyun en çok toprak kort maçlarında olur.

Güçlü servislere, güçlü volelere sahip oyuncular bu zeminde sert ve çim zeminde olduğu kadar başarılı olamamışlardır. Örneğin, 7 kez Wimbledon, 2 kez Avustralya Açık ve 5 kez Amerika Açık şampiyonu olan Pete Sampras, takvimdeki tek toprak kort Grand Slam’i olan Roland Garros’u bir kere bile kazanamamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Sampras’ın oyun stilinin servis ve vole kombinasyonundan oluşmasıdır. Aktif tenisçilerden John Isner ve Ivo Karlovic de servis ve vole oyun tarzını benimsemeleri nedeniyle diğer zeminlerdeki başarılarını toprak korta yansıtamamışlardır.

rafael-nadal-king-of-clay-french-open-roland-garros (1)

Rafael Nadal’ın Roland Garros şampiyonlukları

Toprak kortta başarılı olan oyuncular genellikle oyunu baseline çizgisinden oynayan ve güçlü forehand ve backhand topspinlere sahip oyunculardır. Bu özellikleri duyunca ilk akla gelen oyuncu şüphesiz Rafael Nadaldır. Nadal kort içi dinamizmi ve güçlü forehand topspinleriyle toprak kortta çok büyük başarılara imza atmıştır. Nadal 8 kez Monte Carlo’yu, 4 kez Madrid’i, 7 kez Rome Masters’ı ve tam 9 kez Roland Garros’u kazanarak adeta toprak kortta bir tarih yazmıştır. Kazandığı bu başarılarından dolayı Nadal, tarih sayfalarına tenis tarihinin en önemli toprak kort oyuncularından biri olarak yazılmıştır.

Ülkemizde ise toprak kort sezonu 2015 yılından itibaren farklı hava yakalamıştır. Garanti Koza Arena’nın zeminin sert zeminden toprak zemine geçmesiyle 2015 yılından itibaren Istanbul Open toprak kort turnuvası olarak takvimdeki yerini almıştır. ATP 250 seviyesinde olan bu turnuva ilk yılında Federer ve Dimitrov’un da katılmasıyla büyük yankı uyandırmıştır. Kortun şehir merkezine uzaklığı fazla olmasına rağmen İstanbul’dan ve Anadolu’nun dört bir yanından gelen seyirciler tribünleri tamamen doldurmuş ve adeta turnuvanın ilk yılı olmasına rağmen turnuvada tenis şöleni yaşanmıştır. Turnuva sonunda Roger Federer tam 3 yıl sonra bir toprak kort şampiyonluğuna ulaşmış ve bütün tribündeki insanlarda en az kendileri şampiyon olmuş kadar sevinmişlerdi. Tarihin en önemli oyuncularından birisinin ülkemize ayak basması ve şampiyon olması gerçekten gurur vericiydi. 2016 Istanbul Open da ise maalesef Federer ve onun gibi Büyük Dörtlü arasında gösterilen hiçbir oyuncu yoktu ama turnuva ülkemiz için yine unutulmaz anlara sahne olmuştu. Temsilcimiz Çağla Büyükakçay kadınlar kategorisinde şampiyon olmuş ve WTA 250 seviyesinde şampiyon olan ilk Türk tenisçi olarak bir rekora imza atmıştı.

ÇAĞLA-İSTANBUL-CUP

Istanbul Open 2016 Çağla Büyükakçay

Leave a Reply