Tribünlere gitmeyi adet edinmiş bir toplum değiliz maalesef. Ne yapalım, keyif düşkünüyüz biraz. Evimizde, ofisimizde, hiç olmadı mahallemizdeki kahvehane ve kafelerde maçları seyretmek kolayımıza geliyor. Taraftar marşlarında görüyoruz ki takımının yanında olmak çok güzel bir jest olduğu hâlde tribüncü diye bir aşağılama var toplumda. Kim gidecek şimdi deplasmana, kim tezahürattan ötürü sesini kaybedecek 90 dakika sonunda? Hele de seyrederken çekirdek çitleyip; çay, meşrubat içmek varken ekran başında… Hem kaçan gole bir daha nasıl hayıflanacaksın tekrarını izlemeden ya da nasıl yetecek sana bilezik gibi golleri tek bir açıdan izlemek? Nefse hoş gelen söylemler… Haklıyız, tribünde zor olur bunlar. Ama merak etmeyin, artık ekran başında da zor.
En büyük sorunumuz birçok kanal ve dijital sağlayıcımızın olması. Bunun neresi problem demeyin, birkaç satır daha ilerleyin. Her branş için muzdaribiz bu durumdan. Ama derdimizi en popülerini kullanarak anlatalım: Futbol. Dünyanın her yerinde futbol sezonu hazırlık maçlarıyla başlar. Hâliyle ülkemizde de bu durum geçerli. Tatil dönüşü oyuncularının birbirini hatırlaması, kampta yapılan çalışmaların meyvelerinin toplanması ve transferlerin takıma monte edilmesi için gerçekleştirilen bu maçları D-Smart ekranlara getiriyor yıllardır. Bu sene de durum değişmedi. Fakat hazırlık maçlarına duyulan ilgi yok denecek kadar az olduğundan genelde bu konu bu dönemde pek dikkat çekmez. Taraftarlar genellikle maç sonuçlarını öğrenmekle yetinir. Fakat ikinci dalga sene içinde yaşanacak olan homurdanmaların habercisi oluyor: Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi ön eleme ve play-off maçları. İşte yeni maceralar bu noktada başlıyor. Eğer maçları kendinize ait mekânlarda (ev, ofis, vb.) izlemekse niyetiniz televizyonunuzu yeni dijital platformlarla tanıştırmanız gerekiyor: Digiturk, Tivibu. Örneğin, Başakşehir-Sevilla maçı Tivbu Spor kanalında yayınlandı. Vardar-Fenerbahçe maçını ise yıllardır lig maçlarının değişmez adresi olan BeinSports tarafından ekranlarımıza ulaştı. Rövanş mücadelesi ise D-Smart aracılığıyla karşımızda olacak. Yanlış anlamayın lütfen. Hedefim sadece ücretli platformlarda yaşanan bu kargaşa değil, diğer kanallarda da yaşanmakta benzer durumlar. ATV Ziraat Türkiye Kupası ve Süper Kupa maçlarının yayıncı kuruluşu. TRT bazı Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarını ekranlarımıza sunmakta. A Milli Takım’ımızın hazırlık ve eleme maçları ise TV8’in sorumluluğunda. Daha NtvSpor, SportsTv, Eurosport gibi büyük kanallar dökülmedi kalemimden. Hey maşallah, bu ne çeşitlilik! Dikkat ettiyseniz sadece ülkemiz takımlarının mücadelelerinin yayınları hakkında konuştuk. Diğer ülkelerin liglerini takip etmek isteyen futbolseverler ne yapsın? La Liga, Premiere League, Bundesliga, Eredivisie… Çok basit(!) Yukarıda saydığım dijital sağlayıcıların dekoderlerini edinsinler. Ama ben gider kafede, kahvehanede izlerim dersen işler farklı. Çok farklı. Sevinme, menfi manada farklı. El Clasico’yu bile yayınlamayan yerler varken bu memlekette RP Leipzig-Bayern München maçını kimse yâr etmez sana.
Basketbolu, voleybolu, tenisi, Formula 1’i, Nascar’ı, atletizmi var daha. Her biri için yine saydığımız dekoderlerden lazım. Hadi futbol maçlarını, biraz daha zorlarsak basket maçlarını yayınlayan kafeler bulursun etrafta. Ama diğerlerini izlemek için eve kurulum şart. Peki, olur verdik, kurduracağız sistemi. İçerdikleri paketler neler ve ücretleri ne kadar? Gelin bakalım beraber.
Dijital Platform |
Paket İçeriği |
Üyelik Ücreti |
D-Smart |
NBA TV, FOX Sports, Eurosport, Smartspor, Fıght Box, S Sport |
₺29 |
Tivibu | Eurosport, Tivibu Spor, Spor Mozaik, Motorsports Tv, FOX Sports |
₺39 |
Digiturk |
Beinsports, Eurosport, S Sport, FOX Sports, Extreme Sports |
₺99 |
Peki, Türkiye’nin genel çehresine baktığımızda bu ücretleri karşılayabilecek sporsever kesim ülkemizin kaçta kaçıdır? Zaten ateş pahası olan bilet fiyatlarından uzak duran taraftarlar TV karşısına da mı oturamasınlar? Ülkemizin değerli yorumcularından biri olan Bağış Erten de bir muhabbetimiz esnasında bu durumun, spora olan ilgiyi azalttığına dikkat çekmişti.
Peki, bu olumsuz havanın suçluları yukarıda adı geçen şirketler mi? Böyle bir şey söylemek doğru olmaz. Şu unutulmamalıdır ki ekranlarımıza taşınan maçlar, müsabakalar, yarışlar birçok teknolojik donanım ve insanın takım hâlinde çalışıp ortaya koydukları birer iştir. Bu işin maliyeti oldukça fazla, sunulan kalite oldukça yüksek. HD,4K hatta 3D yayınlar yapılmakta. Onlarca kamera, ses sistemleri ve daha birçok sistem koordineli bir şekilde yönetilmekte. Bu sistemin izleyicilere aktarılırken ortaya çıkardığı masrafların üyelik fiyatlarına yansıması gayet doğal. Hatta bu işi yapan şirketlerin kâr amacı güdüyor olmaları da yadırganacak bir durum değil. Fakat bizlerin merak ettiği nokta bu sistemin daha uygun bir ücret ve hizmet anlayışı içinde gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceğidir. Bunun cevabı için Sözcü sitesinin yapmış olduğu araştırmayı paylaşmak istiyorum sizlerle.
Göründüğü üzere bizden daha değerli liglerde bile izleyicilere biçilen yayın ücretleri bizimkinden daha az. Gerçi para odaklı bir etkinlik hâline gelen sporun yayınlanma hususunda şirketlerin tokgözlü davranmalarını beklemek büyük hayal olur. Olsun hayallerinizi izleyin. Onların dekoderi sizsiniz. İyi seyirler…
Kaynakça
Digiturk Web Sitesi
<http://www.digiturkkampanyalari.com/bein-sports-superlig-kampanyalari/digiturk-sporun-yildizlari-kredi-kartina>
Tivibu Web Sitesi
<http://www.tivibu.com.tr/kampanyadetay/tivibu-mobil-indirim-kampanyasi>
D-Smart Web Sitesi
<https://www.dsmart.com.tr/tv-paketleri/aile-spor-paketi>
Sözcü-Skor Web Sitesi
<http://skor.sozcu.com.tr/2017/08/19/bein-sportsun-turkiyedeki-mac-yayini-fiyatlari-tartisma-yaratti-652969/>