Bu Sezonun Süprizleri:

 

Jeremy Lin : Şüphesiz ki, ileride Nba 2011-2012 sezonu denildiği zaman lokavtla beraber akla gelen ilk şey Jeremy Lin ve onun yarattığı etki olacaktır. Nba’e gönderdiği oyuncu sayısından daha fazla bir sayıda Amerikan Başkanı çıkartan bir okuldan, Harvard, mezun Jeremy Lin. Lisede başarılı bir kariyeri olmasına rağmen basketbol programıyla meşhur hiç bir okuldan teklif alamayan Jeremy Lin, Ivy League takımı olan Harvard Üniversitesi’ne gidiyor. Hikayede buradan itibaren 2012 Ocak’ına kadar durmadan inişler var Jeremy Lin’in kariyerinde. Draft edilmeyi başaramıyor, 10 günlük kontrat imkanı bulmasına rağmen herhangi bir takımda tutunamıyor. 2012 Ocak’ında kendini Gotham City’de buluyor Jeremy Lin. Bu şansı elde etmesine rağmen Lin pek umutlu olmayacak ki bir ev tutmak yerine dişci olan abisinde kalıyor. Hatta kariyerindeki ilk 5 çıktığı ilk maç olan New Jersey Nets maçından önce takım arkadaşı Landry Fields’in kanepesinde uyumak zorunda kalıyor. Peri masalı da bu maçla başlıyor, draft dahi edilmemiş bir oyuncu olan Lin, ilk 6 maçında 27 sayı ortalamayla oynuyor, takımın en önemli 2 yıldızı Amare Stoudemire ve Carmelo Anthony oynamamasına rağmen bütün bu maçları kazanıyor Knicks. “Linsanity” çılgınlığı daha sonraları biraz durulsa da (şu anda 15 sayı-6.5 asist) bu peri masalı hikayesi anlatılmaya devam ediyor.

Ersan İlyasova :Jeremy Lin kadar göz önünde ve onun kadar spektaküler olmasa da bir başka yeniden doğuş hikayesi de tanıdık bir simadan geliyor. Lokavt sebebiyle sezona Anadolu Efes’te başlayan Ersan İlyasova, lokavtın sona ermesiyle takımı Milwaukee Bucks’a dönmüştü ancak bir çok kaynak kendisinin bu durumdan memnun olmadığı ve sene sonunda yeniden Avrupa’ya dönmek istediğini söylüyordu. Ben dahil bir çok kişi ise, Nba’in en dağınık ve de-organize takımlarından biri olan Bucks’da Ersan’ın kendisini yeteri kadar gösteremediğini düşünüyorduk. Ersan son 1 aydır gösterdiği performansla böyle düşünenlerin ne kadar haklı olduğunu göstermiş oldu. 29 sayı 25 ribaundla oynadığı New Jersey Nets maçı, maç kazandıran basketi attığı Washington maçı, 32 sayı 12 ribaundla oynadığı Chicago maçı gibi süper star düzeyinde performanslara imza atan Ersan, geçtiğimiz haftayı ise Doğu Konferansı’nda haftanın oyuncusu olarak kapattı.(25 sayı-10.8 ribaund) Bunların yanında, Ersan’ın en büyük kazancı ise artık ilk 5’teki yerini iyice sağlamlaştırması ve takımın en önemli opsiyonlarından biri haline gelmesi oldu. Bu sene kontratının son senesi olan Ersan formunu böyle devam ettirirse uzun soluklu ve bol sıfırlı bir kontratı kapması hiç de uzak bir olasılık değil.

Hayal Kırıklıkları:

Dallas Mavericks ve Lamar Odom : Geçen sezonun şampiyonu Dallas Mavericks sezona hafif revize edilmiş kadrosuyla girmişti. En önemli değişikliklerden biri ise takımın savunma komutanı Tyson Chandler’in gönderilip yerine Lamar Odom ve Vince Carter gibi iki büyük tecrübenin katılmasıydı. Mavs yönetiminin özellikle Odom’dan beklentileri çok yüksekti. 3-4 ve 5 numaralarda oynayabilen, oyun zekası üst düzeyde ve en önemlisi kazanmaya ve yüksek seviyelerde oynamaya alışkın bir isimdi (2 şampiyonluk yüzüğüne sahip). Kağıt üstünde her şey tozpembe görünüyordu Dallas için. Ama sezon başladığında durum Dallas ve Odom için hiç de iç açıcı değildi. Dallas sezona kötü bir giriş yaptı ve şampiyonluk yolundaki rakiplerinden hiç birine karşı kayda değer bir galibiyet alamadı. Şu anda Batı Konferansı’nda 7.sırada bulunuyorlar ve oynadıkları oyun hiç de iç açıcı değil. Bunun yanında Lamar Odom’da kariyerinin en sönük sezonlarından birini geçiriyor. 7 sayı ve 4 ribaund gibi çok sıradan istatistiklere sahip Odom şu an için Dallas’a yarardan çok zarar veriyor. Üstelik, bu durumun farkında olan Dallas yönetimi, Odom’u 10 günlük de olsa, geliştirme ligine(NBDL) göndermek zorunda kaldı. Bu 10 günlük süreç bile Odom’un kendisine gelmesine yeterli olamadı.

 

New York Knicks : Kağıt üstünde çok iyi bir kadroya sahip New York Knicks. Kenar yönetiminde Phoenix Suns’la beraber harikalar yaratan, son yılların izlemesi en zevkli takımlarından birini kuran D’Antoni, 3 numarada saf skorer Carmelo Anthony, 4 numarada ligin dominant uzunlarından Amare, 5 numarada Dallas’la şampiyonluk kazanan savunma uzmanı Tyson Chandler, 1 numarada Nba’in yeni yükselen starı Jeremy Lin, benchten gelip katkı yapabilecek Baron Davis, J.R Smith, Mike Bibby gibi önemli isimler. Ancak bütün bunların bir araya gelmesi dahi New York Knicks ve Spike Lee’nin yüzünü güldürmeye yetmedi. Şu anda 19-24’le Doğu Konferansı’nda 9.sırada ve play-off resminin dışında Knicks.  Bu sezon herkes Knicks’ten şampiyonluk için mücadele etmesini beklerken, şu an içinde bulundukları durum hiç de tatmin edici değil. Amare-Carmelo ikilisinden neredeyse hiç verim alamayan Knicks, bu kötü gidişi durdurmak için çareyi D’Antoni’yi kovmakta buldu. Yeni gelecek koçla şu anki durum değişir mi bilinmez ama  bu konuda bir an önce bir şeylerin yapılması gerektiği su götürmez bir gerçek.

Leave a Reply