İstanbul Park’a Beş Kala!

2010 sezonundan bu yana geri sayım yaparak takip ettiğimiz Türkiye GP hafta sonu nihayet geldi! 6-7-8 Mayıs’ta düzenlenecek olan Formula 1 Türkiye Grand Prix’i için son hazırlıklar devam ediyor. Her ne kadar ülkemizde yapılacak son yarış olma ihtimali bir hayli yüksek de olsa, fanlar ve hız tutkunları bu yarışı merakla bekliyor, tabii pilotlar ve takımlar da… Bildiğimiz üzere Formula 1 Türkiye ayağıyla Avrupa sezonunu açıyor ve bu sayede takımlar artık gerekli güncellemeleri ve yeni parçaları kısa sürede fabrikalardan pistlere ulaştırabilecek. Bunun etkisini daha ilk Avrupa yarışı olmasına rağmen ülkemizde de görebileceğiz. Ferrari, Mercedes, Redbull ve Mclaren daha geçen haftadan kendi güncellemelerine ne kadar güvendiklerini biraz olsun belirttiler bile.

Pilotların hepsi adeta zafer kazanmaya susamış ve hepsinin İstanbul Park’tan beklentileri yüksek. McLaren geçen seneki gibi yine iki pilotunu da podyuma taşımaya ve zafere ulaşmaya kararlı; fakat Redbull da, yaptığı açıklamalara göre meydanı McLaren’e bırakmış değil. Sezona çok iyi başlayan Redbull takımının Sebastian Vettel’e ve Mark Webber’e güveni tam. Adrian Newey’in tasarladığı araba onlarda olunca da ister istemez sınırları zorlamaya hazır görünüyorlar. Bu iki takımın dışında Mercedes de artık kendilerinden beklenen çıkışı yapmak istiyor. Renault’dan Nick Heidfeld ise verdiği röportajlara göre Türkiye’den iyi sonuçlar almayı hedeflemiş. Pilotların çoğu İstanbul Park pistini keyifli buluyor, özellikle 8.virajın yapısını, pilotların rekabetçiliğini tartması açısından beğeniyorlar; fakat herkes seyirci azlığından şikâyetçi. Dileriz ki, bu son yarışımızda bilet satışları biraz olsun artar ve son Türkiye Grand Prix’inden hem pilotlar, hem takımlar hem de izleyiciler mutlu bir şekilde ayrılırlar.

Geçtiğimiz günlerde, 2011’de gelen yeni kurallara göre, hareketli arka kanatın (DRS’in) pistimizde nerede kullanılacağı belirlendi. Geçişe en müsait düzlük olarak 10.viraj ve 12.viraj arasında DRS’in aktif edilebileceği açıklandı. Aslında pilotlar hala DRS sistemine ısınabilmiş değil. Pilotlardan bazıları DRS ve KERS sisteminin F1’i kirlettiğini ve pilotların yeteneklerini arka plana ittiğini söylüyorlar. F1 yorumcuları da DRS’in geçişleri çok kolaylaştırdığını ve tek bir tuşa basarak öndeki aracı geçmenin, yarışın keyfini kaçırdığını söylüyorlar. Mark Webber başta olmak üzere birkaç pilot ise KERS’in aslında gereksiz yük ağırlığından başka bir şey olmadığını savunuyorlar. DRS ve KERS bir yana, Lewis Hamilton da bir başka konuya parmak basıyor. Hamilton’a göre, lastikler strateji için en önemli faktör ve Türkiye Grand Prix’inde birinciyi belirleyecek olanın büyük ölçüde lastikler olacağına inanıyor. Aslında bütün takımlar bunun farkında. Artık yarışlarda en az üç pit stop yapılmaya başlandı. Pilotların lastiklerini korumaları çok önemli, bu yüzden sıralama turlarında bile lastikleri korumak için pilotlar maksimum performans göstermiyorlar. Ayrıca pit stop ekipleri de pit stop süresini azaltmak için çok çaba sarf ediyor. İlk üç yarışta gözlenen, Redbull pit stop ekibinin en hızlı pit stop zamanlarını elde etmiş olması. Ferrari ise bu konuda biraz yavaş kalmış gibi ve saliselerin önemli olduğu pit stoplarda kendilerini bir an önce geliştirmeleri gerekli. Göründüğü üzere takımların stratejileri birçok şeye bağlı ve herkes neler olacağını merakla bekliyor.

Bu hafta açıklanan önemli bir başka haber ise Türkiye Grand Prix’sinin geleceğinin Ağustos ayında belirlenecek olması. Bernie Ecclestone en son yaptığı açıklamalarda çok değerli bir pist olan ve birçok farklı özelliklere sahip İstanbul Park pistinin takvimden çıkmasının çok üzücü olduğunu ve Türk yetkililerle bir uzlaşmaya varılmasını umduğunu belitti. Bu açıklamalara rağmen Ecclestone, hala teklif ettiği parada ısrarcı görünüyor. Yapılan en son anlaşmada Türkiye Grand Prix’sinin kaderi Temmuz- Ağustos gibi belli olacak. Yani Ağustos ayına kadar gergin bir şekilde beklemeye devam edeceğiz.

Merak edilen bir başka konu ise tabii ki havanın nasıl olacağı. Geçen seneye göre 1 ay geri çekilen İstanbul Park yarışında bu sene pilotların alışık olmadığı bir hava tahmin ediliyor. Ülkemizde havaların da bir türlü ısınamaması herkesin kafasında soru işaretleri yaratıyor. Autosport’un tahminlerine göre, genelde sıcak ve güneşli geçen Türkiye GP’sinde bu sene %95 yağmur bile olabilirmiş. Eğer Autosport’un bu tahminleri tutarsa belki de Pirelli’nin ilk intermediate hatta yağmur lastiklerini bile pistte görebiliriz! Yani her anlamda Türkiye yarışı 2011 sezonu için birçok ilke imza atabilecek gibi görünüyor. Bu keyifli yarışı kaçırmamak için biletlerinizi alıp İstanbul Park’ta gitmeyi ya da en azından 8 Mayıs Pazar günü televizyonlarınızın karşına geçmeyi unutmayın!

Leave a Reply