Spor dünyası gün geçtikçe astronomik rakamların ödendiği bir endüstri haline geldi. Özellikle futbolda Real Madrid’in “Los Galacticos” dönemleriyle öncülük ettiği, yıldız oyunculara dudak uçuklatan fiyatlar ödeme durumu yıllar geçtikçe daha da alışılır hale geldi. Aynı zamanda, sadece yetenekli orta saha oyuncularının ya da golcü santrforların bonservis bedellerinin yüksek olması durumu tamamen ortadan kalktı ve görevini (neredeyse) kusursuz bir şekilde yerine getiren bir kalecinin ya da bir savunma oyuncusunun yüksek bonservis bedelleriyle transfer edilmesi durumu da son yıllarda şahit olmaya başladığımız bir durum haline geldi (örn. Alisson Becker, Ederson, Virgil van Dijk).
Zaman sporda veya futbol özelinde bazı algıları değiştirmiş olsa da hala maddi anlamda değeri en yüksek olan oyuncular “tabelada” değişiklik yapabilme potansiyeli en yüksek olan oyuncular. KPMG Football Benchmark’a baktığımızda tahmini piyasa fiyatı en yüksek 3 oyuncu sırasıyla; 225 Milyon Euro ile Kylian Mbappé, 195 Milyon Euro ile Neymar ve 190 Milyon Euro ile Lionel Messi. Bu sıralama ve ölçülen değerler kimilerinin hoşuna gitmeyebilir ya da yalnızca önümüzdeki sezon düşünüldüğünde takımınıza katmak isteyeceğiniz, takımınıza en çok değeri katacağını düşündüğünüz oyuncu bu üçlü arasından Lionel Messi de olabilir. Ancak oyuncuların bedellerini belirleyen birden çok faktör var. Oyuncunun oynadığı pozisyon (kaleci, defans, orta saha, forvet), yaşı ve uyruğu, bir oyuncunun mevcut kulübü ile sözleşme durumunun değerlendirilmesi, bireysel performansı, oyuncunun saha içi performansının değerlendirilmesi (örneğin; gol, asist, oynanan dakika, top sürme, başarılı müdahele), faul sayısı, sarı ve kırmızı kart sayısı, oyuncuların milli takım performanslarının değerlendirilmesi, oyuncuların medya ve ticari potansiyeli, maç sonuçları, oyuncunun oynadığı ligin seviyesi ve kulübünün finansal durumu, oyuncunun takım içindeki önemi, yapılan transferin zamanlaması ve oyuncuların sosyal medya hesaplarındaki takipçi ve beğeni sayıları oyuncuların tahmini piyasa değerini belirleme sürecinde göz önünde bulundurulan faktörlerdir. Dünya genelinde erişilebilirlik arttıkça, hayatın içinde de olduğu gibi futbol dünyasında da değer yargılarımız kendini ister istemez değiştiriyor.
Kariyerinin zirvesindeki bir dünya yıldızı için Spor Toto Süper Lig hiçbir zaman tercih edilen bir durak olmamıştır. Kariyerinde yükselmek için bir basamak arayan bir yıldız adayı ya da kariyerinin sonlarında biraz daha para kazanmak isteyen bir süper yıldız bu coğrafyaya uğrayabilir. Kariyerlerinin sonlarındaki bu “eski” süper yıldızlar Didier Drogba gibi iş/çalışma etiği yüksek oyuncular değillerse formasını terlettikleri kulüplere forma satışından başka bir artıları olmuyor. KPMG Football Benchmark’a göre oyuncuların kendini bu endüstrinin içinde değerli kılabilmesi için birçok ölçüt var. Peki Spor Toto Süper Lig’in kendine değer katabilmesi için kulüpler, federasyon ne tür bakış açılarını değiştirmeli? Ligue 1 gibi bir gelişim ligi haline gelip, yabancı sınırı olmadan rekabeti ve yetenekli genç (yerli/yabancı) oyuncularını artırmalı mı, yoksa taraftarın gözünü boyayacak tecrübeli futbolcu alımına devam mı etmeli? Fenerbahçe ve Galatasaray’ın şu ana kadar yaptıkları Max Kruse ve Jean Michael Seri transferleri gerçekten geleceğe dair ümit veren akıllıca transferler oldu. Bu oyuncular Süper Lig’deki performanslarıyla hem kendilerine hem de ligimize değer katabilirler. Umuyorum ki diğer takımlarımızdan da böyle incelikle düşünülmüş kaliteli transferler görmeye devam ederiz.