9 şubat akşamı Rams Park’ta oynanan Galatasaray – Adana Demirspor mücadelesi mücadelenin ilk yarısı henüz dolmadan noktalandı. Demirspor’un sahadan çekilme kararına ilişkin pek çok komplo teorisi de vardı. Ancak kulüp ağızından yapılan açıklama gecikmedi. Başkan Murat Sancak, medya aracılığıyla mücadelenin 12. dakikasında yeni transfer Alvaro Morata’nın gole çevirdiği gol öncesinde de penaltıya sebebiyet veren Mertens’in pozisyonundan kaynaklı olduğunu ilan etmişti. Hemen hemen görüş birliğine varıldığı üzere pozisyon penaltı değildi ve belli ki bu Demirspor’u oldukça rahatsız etmişti. 15 dakika sonunda Demirspor sahadan çekildi ve mücadele yarıda kaldı.

Eminim duymuşsunuzdur. Yeni yeni hayatımıza giren bir kelime var: suyun öte tarafı. Galatasaray ve Fenerbahçe yöneticileri atmosferi daha da germek istercesine birbirlerinden bahsederken isimleri anmadan suyun öte tarafı diyor. Bu kutuplaştırıcı ve nefreti körükleyen söylem dün de meyvelerini verdi. İş hemen Demirspor bağlamından koparıldı ve olayın ikili rekabete indirgenmesiyle yine kavga ederken bulduk kendimizi. Öyle alışmışız ki artık sahadan çekilme eylemi dahi bizleri tatmin etmiyor ve kendi bakış açımızdan bakmak üzere kavgaya tutuşuyoruz. Bu yazı da bunu ele alıyor. Sahi ya, ne oldu bize?
Ligin Son Durumu

Adının hakkını pek de veremeyen süper ligimizde özellikle son üç yılda hayli sivrilen bir ikili rekabet var. Özellikle siyasette basitçe şöyle anlatılır. Birlik diktatörlüğe, ikilik bölünmeye, üçlük ise dengeye yol açar. İşte denklemden hem Beşiktaş’ın hem de Trabzonspor’un çıkmasıyla paramparça olduk. Öyle ki şu sıralayacaklarım son bir, iki yıla sığdı: Hakem tartaklama, ev sahibi tribünün deplasman takımına yönelik fiziksel linci, soruşturmasız gerçekleşen aleni şike itirafları, 3. kez sahadan çekilme, ödenmeyen onca borç ve tahtası kapalı onlarca kulüp. Daha çok var da şimdilik kalsın. Kalsın ki asıl meseleye gelelim.
Belli ki bu lig yönetilemiyor. Pek tabii şimdi mi oldu bu diyebilirsiniz ancak iş artık çığırından çıkmaya başladı. Zira mücadeleye başlarken 5 puanda olan Adana Demirspor tam da battı balık yan gider psikolojisiyle yapabiliyor bunları. Kulüp son yılların en çıkışta olan Anadolu kulübüyken kendini bir anda ligin dibinde buldu. Haddi aşarak yapılan transferler kulübü dönülemez bir noktaya getirmesiyle beyaz bayrak çekildi. Yalnızca resmi olarak düşmeyi bekleyen organizasyonlar aslında. İşte bundan cesaret alarak Galatasaray da bir hafta öncesinde Antep deplasmanında sarı kartlarını temizleyerek maça hayli eksik çıktı. Maça diyorum mazur görün zira ortada futbol falan yoktu. İlk 27 dakikada da yoktu. Bir taraf rakibini küçümsercesine ana rotasyonundan bilinçli olarak yoksun ve düşük viteste top çevirirken bir taraf da bitse de gitsek ruh halindeydi zaten.
Çözüm

O halde çözüm ne? Bu bataktan çıkabilmenin yolu nedir? İtiraf etmek gerekiyor ki ligin bu durumunu ülke ekonomisinden bağımsız olarak ele almak hemen hemen imkansız. Ancak işin o boyutu spor kulüpleriyle çözülemeyecek kadar büyük ve derin bir yara zaten. Biz işin sportif ölçeğinde kalacaksak kendimize dürüst olmakla başlamalıyız diye düşünüyorum. Basit örneklerle gidelim. Örneğin, dün Okan hoca maçtan sonra bu kadar aleni ve ciddi bir görüş birliğine varılan penaltı pozisyonu için “penaltı olmamaya daha yakın” diyerek dürüstlük yarışının fitilini ateşleyebilir. Ya da sanıyorum Galatasaray o penaltıya ihtiyaç duymadan da lig sonuncusunu rahatça geçebileceğinden Mertens hakemlere dürüst davranarak onların işlerini kolaylaştırabilir. Söz gelimi suyun öte tarafı olan Fenerbahçe bu tarz lehte hatalarda da benzer tutumları göstererek iklimi yumuşatma tarafını seçebilir. Ancak işler bireylerin ya da tekil organizasyonların çözebileceği boyuttan çıkalı çok oldu diyorsanız orada da çözüm zannımca Premier Leauge ve NBA’de uygulanan şirketleşme modeli. Kulüpler kendini yönetecek şirketi kurup federasyondan çıkarak başkanı da kendilerini denetlemesi için seçiyor. Bu sayede sadece iş adamlarından oluşan başkanlık düzenimizde onların kendi meslek hayatlarından da hayli alışkın oldukları şekliyle ana maç ligin kalitesi ve kar etmek olacağından emin olun açıklama yaparken de taraftarlarını kandırmak için uydurmalara ve inanmadıkları söylemlere baş vururken de iki kere düşünecekler. İş cüzdanlarına dokunduğunda da emin olun işler değişecek. Tamamen değişmeyebilir ancak şunun yarısı hatta çeyreği kadar yol alsak bile faydamıza.
Görseller Anadolu Ajansı, NTV Spor ve TFF sayfalarından alınmıştır.
KAYNAKÇA: