Biliyorsunuz ki Bursaspor, 2009-2010 sezonunda 4 büyüğün egemenliğinde yıllardır devam eden Süper Lig’i 75 puanla 1. sırada bitirerek şampiyon olmuştu. Bu şampiyonluk yeni bir devrin başlangıcıydı adeta. Çünkü bu zamana kadar Trabzonspor harici herhangi bir Anadolu takımı şampiyon olamamış, şampiyonluğun kıyısından dahi geçememişti. Şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı ve Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ın önderliğinde Bursaspor o sene bir tarih yazmıştı. Kimse beklemiyordu Bursaspor’un bu şampiyonluğunu. O sene Bursaspor’un kadrosu, rakiplerine göre zayıftı ancak tabiri caizse takımda bir ruh vardı ve takım, bu ruhla sahaya çıkıyordu. Özellikle büyük takımlara karşı aldıkları galibiyetlerle sansasyonel bir etki yaratmıştı Türkiye’de Bursaspor. Bu şampiyonluk da diğer Anadolu kulüplerine armağan edilmiş ve birkaç maçta görselde gördüğünüz pankart açılmıştı : “Gözün Aydın Anadolu’m Darısı Başına.” Sonra ne oldu peki? Bursaspor bu şampiyonluğu kaldıramadı ve süreç iyi bir şekilde yönetilemedi. Bugün Bursaspor, 1 Milyar TL borçla tarihinde ilk kez TFF 2.Lig’te mücadele ediyor. Gelin birlikte şampiyonluktan sonraki sezonlarda neler oldu hatırlayalım.
Şampiyonluktan sonraki sezon Bursaspor ve Bursaspor taraftarı için rüya gibi bir sezondu aslında. Kulüp, tarihinde ilk kez şampiyon olmuş ve ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ediyordu. Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi Grubu’nda o zamanların iyi takımları diye adlandırabileceğimiz Manchester United, Valencia ve Glasgow Rangers vardı. Bursaspor taraftarı açısından rakipler pek de önemli değildi aslında. Şampiyonlar Ligi mücadelesi pek de uzun sürmedi ve Bursa temsilcisi, şampiyonların ligine Glasgow Rangers beraberliğinden aldığı 1 puanla veda etmiş oldu. Önemli olan, ilk kez 4 büyük dışında bir takımın stadında Şampiyonlar Ligi müziğinin çalmasıydı aslında. Bursaspor yönetimi ve taraftarı o günlerin kıymetini bilemedi. Uzun yıllar boyunca yaşanmayacak anılardı o anlar. Çocukluğumda canlı olarak bu özel anlara şahit olduğum için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. O sezon Süper Lig’de de iyi bir performans sergiledi. Fenerbahçe ve Trabzonspor’un arkasında sezonu 3.olarak tamamladı. Daha sonra Avrupa Ligi’nde Türkiye Kupası ve Süper Kupa finallerinde boy göstermiş Bursaspor, artık sadece “2010 Şampiyonu Tarih Oldu” sözleriyle anılıyordu.
Sonraki yıllarda Bursaspor, yavaş yavaş gerilemeye başladı. Özellikle Şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı’nın vefatından sonra kulübün başına gelen menfaatçi başkanlar ve yöneticileri, şampiyon kulübü doğru yönetemedi ve sonucu gözlerinizle görüyorsunuz. İbrahim Yazıcı’nın vefatı, Bursaspor için bir dönüm noktasıydı resmen. Sonrasında Bursaspor, ne sportif anlamda ne de ekonomik anlamda iyi yönetilemedi. Altyapısıyla ve altyapısından çıkan oyuncularıyla ünlüydü aslında Bursaspor takımı. Şampiyon takımda da Sercan Yıldırım, Volkan Şen, Serdar Aziz, Ozan İpek gibi oyunculara sahipti. Altyapıdan çıkan oyuncularıyla şampiyonluğa ulaşan bir takım, yavaş yavaş bu oyuncuların yerlerine menajerler tarafından önerilmiş (!), şişirilmiş sözleşmelere sahip olan oyuncu kitlesiyle dolmaya başladı. Maliyetler git gide artıyordu. Ortada herhangi bir başarı da olmadığından gelir/gider dengesi bir türlü sağlanamıyordu. Bir türlü istikrar sağlanamıyordu. Her sene değişen başkanlar, kulübü nasıl yöneteceklerini bilmemelerinin yanı sıra kulübü yüklü miktarda borca sokup kendi şirketlerini zengin ettikten sonra çekip gidiyorlardı.
2010-20 yılları arasında satmış olduğu oyunculardan yaklaşık olarak 60 Milyon Euro gelir etmişti Bursaspor. Altyapısı, futbolcu fabrikasıydı adeta. Bugün bile A Milli Takım’da forma giyen bazı oyuncuların yolu Bursaspor altyapısından geçmiştir. Ancak yeni transferlere yapılan sözleşmelerin performansa dayalı olmaması, gelirlerin har vurulup harman savrulması, iş bilmez yöneticilerin ve şehrin dinamiklerinin ağırlığını ortaya koyamaması sonucunda inanılmaz kötü bir mali tabloyla karşı karşıya kaldı Bursaspor. Bu mali tablo karşısında hiçbir şey yapamayan Bursaspor, futbolcuların ve takım personelinin maaşlarını ödeyemedi. Maaşlarını alamayan, Bursaspor için çok değerli olan bazı futbolcular haklı olarak kulüpten ayrıldı ve takım iyice kötü hale bürünmeye başladı. 2016-2017 sezonunda son maçta küme düşmekten kurtulmuştu ancak sadece 2 sene sonra Bursaspor’un gücü yetmedi ve 2018-2019 sezonunda TFF 1.Lig’e düştü.
Bir alt lige düştükten sonra belki de çoğu insan bu sene tekrar yükselir gözüyle bakıyordu bu takıma çünkü takımda Burak Kapacak, Ali Akman, Batuhan Kör gibi genç yeteneklerin yanı sıra Selçuk Şahin, Özer Hurmacı, Latovlevici gibi 3 büyük takımlarda forma giymiş yetenekli futbolcular bulunuyordu. Ancak Süper Lig’e yükselme savaşında Play-Off aşamasında Adana Demirspor’a elenen Bursaspor’un Süper Lig hayali 19-20 sezonunda da suya düşmüştü. 2020-21 sezonuna iyi başlamıştı aslında Bursaspor. Genç yeteneklerini parlatmıştı adeta. Ancak mali açıdan en kötü zamanlarını geçiren Bursaspor’un bela peşini bırakmadı ve birçok genç oyuncuyla yollar ayrıldı. O sezonu orta sıralarda noktalayan Bursaspor, yeni sezona Burak Kapacak ve Ali Akman gibi en yetenekli iki futbolcusundan yoksun başlıyordu. Transfer yasağının da kalkmasıyla takıma birçok isim transfer edilmişti ancak bu isimler arkasında sözleşmelerinden süregelen birçok ihtar bıraktı. Devre arasında takıma katılan 4 isim de Bursaspor’a ilaç olamadı. Takım, elektrik faturalarını dahi ödeyemiyordu ve Timsah Arena’nın elektrikleri bir süre kesilmişti. Süper Lig Şampiyonu olunan ve Şampiyonlar Ligi’nde Manchester United taraftarının bile hayran kalarak telefonlarına sarılıp Bursaspor taraftarının videolarını çektiği günlerden elektrikleri kesilen bir stadyuma… Sonunda olan oldu ve Bursaspor 2021-22 sezonunda, tarihinde ilk kez, Süper Lig takımlarının bile olmadığı kadar yüklü bir borçla TFF 2.Lig’e düştü.
Bugün Bursaspor, TFF 2.Lig Beyaz Grup’ta Enver Cenk Şahin, Hasan Ayaroğlu ve Kubilay Sönmez gibi tecrübeli oyuncuların dışında tamamıyla altyapısından çıkartmış olduğu 16-17 yaşlarındaki çocuklarla mücadele ediyor. Stadyum ışıklandırmalarını geçiyorum, soyunma odaları bile olmayan deplasmanlara gidecek bu takım. Aslında Türk Futbolunun belki de özeti bu kare. Futbolun F’sinden anlamayan yöneticilerin başa gelmesiyle yanlış yönetilen kulüpler, içinden çıkılmayacak hale gelen mali tablolar, altyapıların gerekli önemi görmemesi, menajer bozması insanların kulüplerin içlerinde adeta bir akbaba gibi beklemesi Türk futbolunun uzun yıllar boyunca bir adım ileri gidemeyeceğinin göstergesidir bence. Bu konuda sadece Bursaspor değil; Eskişehirspor, Kocaelispor, Sakaryaspor, Göztepe, Karşıyaka ve daha birçok kulüp ve bu kulüplerin taraftarı acı çekiyor. Saydığım bütün kulüpler belki de bugün Süper Lig’in taraftar ortalamasının çok çok üstünde bir ortalamayla maçlarına ev sahipliği yapıyor. Edinmiş oldukları borçlarla belki de kapanma noktasına bile gidebiliyorlar. Ama inanıyorum ki liyakat sahibi, kriz yönetimi iyi, güçlü ve saygın bir duruşa sahip olan yönetici kadrosuyla bu takımlar kısa süre içerisinde toparlanır ve Süper Lig’e geri dönerler. En azından temennimiz bu yönde.
Kapak fotoğrafı, milliyet.com.tr’den alınmıştır.
