Her futbolcunun hayali genç yaşta keşfedilip parlamaktır. Şu an gündemde olan birçok ünlü futbolcunun bu hayali çoktan gerçek olmuştur. Ancak ne yazık ki her futbolcunun şansı o kadar da yaver gitmez. Bazı futbolcular gerçek potansiyellerine çok ama çok sonra ulaşır. Onlar gerçek potansiyellerini geç yaşta keşfetmişlerdir. Bu futbolculardan akıllara gelen ilk isim ise yaptığı ikonik ve rakibi kışkırtıcı gol sevinçleri ile tanıdığımız Jamie Vardy.
Jamie Vardy 11 Ocak 1987 yılında Sheffield’da doğdu. Jamie çocukluğunda futbola büyük ilgi duyuyordu netice de futbolun merkezi olan İngiltere de dünyaya gelmişti. Futbol ile içli dışlı olmaya başladığında da artık Jamie’nin hayata tutunacağa bir dalı oluşmuştu. Ancak ne yazık ki hayat Jamie’ye futbol opsiyonunu altın tepside sunmamıştı. İlk kulübü olan Sheffield Wednesday onu yetersiz bulmuş ve onunla bir sözleşme imzalamayı reddetmişlerdi. Yaşıtları farklı kulüpler ile sözleşme imzalayıp futbolculuk kariyerlerine ilk adımlarını atmıştı ancak 16 yaşındaki Jamie ise bu fırsatı elde edememişti. Ayrıca ailesinin maddi durumundan dolayı Jamie’nin para kazanması gerekiyordu. Bu yüzden de elinde kramponları ile fabrikanın yolunu tutmuştu.
Fabrikada ailesine yardım etmek için çalışan Jamie için futbol artık ulaşılamayacak bir hayaldi. Ancak Jamie futbola duyduğu tutkudan vazgeçmedi. Her ne kadar hafta içleri fabrika da harıl harıl çalışsa da hafta sonları onun için altın değerindeydi. 2007 yılında Stockbridge Park’ta forma giyerek futboldan kopmamaya çalışıyordu. Her ne kadar aldığı para verdiği emekleri karşılamasa bile Vardy için bu hiçbir şeydi. Onun için önemli olan tek şey futbol oynamaktı. Vardy 3 yıl boyunca bu takımda ter döktü. Zorlu geçen o 3 yılın sonunda döktüğü terlerin karşılığını almıştı. 2010 yılında Northern Premier League takımlarından Halifax Town’a 18.000 pound karşılığında transfer oldu. Bu amatör takımda Vardy harika bir performans sergileyerek 37 maçta 26 gol atmıştı. Bu performansı ile yılın oyuncusu seçilmişti. Artık Jamie para kazanmak için fabrikaya ihtiyaç duymuyordu. Ancak bunlar bir yıldızın görünen ilk parıltılarıydı, yeni bir yıldız doğuyordu.
2011 senesinde ise Konferans Premier takımlarından Halifax Town’a 170.000 pound karşılığında transfer olmuştu. Vardy üst düzey bir performans sergileyerek takımıyla çıktığı ilk sezonda 36 maçta 31 gol atarak takımını sadece şampiyon yapmadı aynı zamanda bir üst lige taşıdı. Ligde gol kralı olduğundan dolayı da “Yılın Oyuncusu” ödülünü kazandı. Vardy’nin art arda gelen başarıları birçok takımın dikkatini çekmişti. 2012 yılında Leicester City 1 milyon pound vererek Vardy’yi transfer etmişti. Belki ilk başlarda Vardy tam olarak istenilen performansı gösteremiyordu. Ancak bu durum kısa sürede değişti. İlk olarak Leicester City’yi Premier Lig’e taşımıştı. Ardından da kümede kalma savaşı vermişlerdi. En sonunda ise Leicester City için unutulmayacak olan 2015-2016 sezonunda şampiyon olmuşlardı. Vardy sezon boyunca yaptıkları ve bireysel başarılarıyla da dikkatleri üzerine çekmişti. Premier Lig’de üst üste 11 maçta gol atarak Ruud van Nistelrooy’un rekorunu kırmıştı. Ayrıca “Premier Lig Yılın Futbolcusu” ve “Futbol Yazarları Derneği Yılın Futbolcusu” ödüllerini de toplamıştı.
Neredeyse ailesi için futbolu bırakacaktı. Hayallerini o fabrikaların tozlu raflarında eskitecekti. Ancak Vardy bunu tercih etmedi ve o zor yolu seçti. Hafta sonları futbol oynayarak kendini geliştirdi. Başarı merdivenlerini tırmanarak en sonunda hayali olan futbolculuk kariyerine ulaştı. Jamie halen Leicester City formasını giymekte. Belki kendisi geç bir yaşta parladı ama inanılmaz bir şekilde adını futbol tarihine altın harflerle yazdırdı. Aslında Vardy’nin kariyeri hepimize umut olabilecek bir öykü. Yaşadığımız karanlığı aydınlatmak için bir fener arıyoruz. Bu arayış sırasında da her yere bakıyoruz ama bakmayı ihmal ettiğimiz bir yer var. Orası da kendimiz. Ne zaman kendimize bakıp motivasyonumuzu hatırlarsak o karanlığı aydınlatabiliriz ve de aynı Jamie gibi parlayabiliriz.
Kapak resmi Twitter’dan, diğer görseller Vikipedi’den alınmıştır.
Kaynakça:
Pingback: GazeteBilkent – GEÇ YAŞTA PARLAYAN FUTBOLCULAR: IAN WRIGHT