‘Tüm Zamanların En İyisi, Belki de En Kötüsüydü’ : Me and Earl and the Dying Girl
Ön yargıların, gruplandırmaların bizi çepeçevre sardığı bir dünyada yaşıyoruz. Zihinde oluşan ilk üç saniye görüntülerinden uzun uzadıya edilen sohbetlere kadar bir şekilde elde ettiğimiz izlenimlerle hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Tanığı olmadığımız hikâyelerin, ismini duymadığımız karakterlerin varlığı ise, sırlarını açmayı bekleyen uçsuz bucaksız macera dolu ormanların korkusuz kahramanları olmamızı sağlayan ve kendi senaryolarımızı yazmamızı sağlayan en
Devamı