A Be Gülüm! Bi’ Bana mı Vefasızlığın?

Juan_de_Echevarría_Gitana_de_Granadaİngilizce’de “Gypsy” kelimesinden ziyade Roma olarak adlandırılan, bizimse roman, çingene dediğimiz, siyah saçlı koyu tenli, insanlar… Çiçek satan, kapı gıcırtısına oynayan, içlerinden en kıdemlisi Notre Dame’ın Kamburundaki Esmeralda olan insanlar. Her ülkede alt tabakaya mensup, yarı göçebe yaşantılarıyla yüzyıllarca nesillerini devam ettirmiş insanlar…

[box_light]Nazi Almanya’sında Onlar Neler Yaşadılar Biliyor muyuz?[/box_light]

Hitler, “mükemmel Alman ırkı” yaratma çabası içerisindeyken, bilindiği üzere başta Yahudiler olmak üzere, eşcinselleri, karşıt siyasi görüştekileri, sakatları, zihinsel engellileri, toplama (concentration camps) ve imha kamplarına (extermination camps) göndermiştir. Bu kamplara gönderilen çoğu zaman ya es geçilen ya da bilinmeyen bir başka grup ise Romanlardı. Naziler tarafından “ruhları kötülenmiş”, “büyücülük yapan”, “fakir ve göçebe” sıfatlarıyla nitelendirilen Romanlar, 1938-1945 yılları arasında büyük kamplarda büyük eziyetler görmüş, çoğu hapishanelerde yatmış, geri kalanlarının üzerinde tıbbi deneyler yapılmıştır. Bu geçen 7 yıl içinde yaklaşık olarak 220.000-250.000 Roman kötü koşullar ve üzerlerinde yapılan deneyler yüzünden ölmüş ve öldürülmüşlerdir.

 

[box_light]Hapse Tıkılması Gereken İkinci Sınıf Asosyal Varlıklar…[/box_light]

… diye tanımlanmışlardı, Nuremberg Yasalarına 1937 yılında eklenen maddeye göre. O tarihten itibaren Naziler, Romanları keyfi olarak gözaltına alabilme, zorla çalıştırma ve toplu katliam yapabilme hakkına sahip oldular. Alman ırkının saflığı için çok büyük bir tehlike!.. 1936 yılında Alman Sağlık Bakanlığı’nın Irk Araştırmaları Bölümü’nden Eva Justin tarafından yayınlanan belge aynen böyle söylüyordu.

 

[box_light]1938-1945[/box_light]

Asperg, Deportation von Sinti und Roma1938 yılından itibaren toplama kamplarına alınmaya başlanan Romanlar için Buchenwald kampında özel bir yer oluşturulurken diğer Romanlar ise,  kamplarına gönderildiler. Çingenelerin ‘toplu imhası’ 1941 Sonbaharı’nda başladı. Bu dönemde Çingeneleri bulmak, öldürmek ya da toplama kamplarına göndermek için özel Einsatzgruppe timleri kuruldu. Almanya’dan on binlerce Çingene (kadın, yaşlı, çocuk ve bebek dahil) Polonya’ya ve oradan Belzec, Treblinka, Sobibor ve Majdanek toplama kamplarına gönderildiler. Hollanda, Fransa ve Belçika’dan yola çıkarılan 30 bine yakın Çingene de Auschwitz’e gönderildi. Bu insanların çok büyük bir bölümü Naziler tarafından öldürüldü. Auschwitz Müzesi Tarih Bölümü Müdürü Dr. Franciszek Piper’e göre, Auschwitz’in bir parçası olan Birkenau’ya 23 bin Çingene transfer edilmiş ve bunların 21 bini öldürülmüştü. Bu demek oluyor ki; çingenelerin öldürülme oranı Yahudilerinki kadar yüksekti. Auschwitz Kumandanı Rudolf Hess’in anılarında yazdığı gibi, öldürülen bu Çingenelerin arasında çok sayıda çocuk, yaşı neredeyse yüze varan ihtiyarlar ve hamile kadınlar vardı.

“Saf Alman ırkına” mensup kişilerle evlenen Romanlar, nesillerini devam ettiremesinler diye, kurulan Düsseldorf-Lierenfeld’teki bir hastane kısırlaştırılma ameliyatları yapıldı. Hamile kadınlarında kısırlaştırıldığı bu ameliyatlarda bir çok kadın hayatını kaybetmiştir.

[box_light]Onları Kimler Hatırlayacak?[/box_light]

2005_08_01_1_d

 

Toplama Kampında Roman olduklarını belirten simge

Ward Churchill Romanların, Nazilerin yaptığı katliamdaki önemlerinin oldukça es geçildiğini şu sözlerle vurgular: “Bu büyük trajediye rağmen, Çingene soykırımı çoğu zaman görmezden gelinmektedir. Soykırımı anlatan kitaplarda, filmlerde, makalelerde Çingene soykırımı ya hiç belirtilmemekte veya önemsiz bir konu gibi geçmektedir. Oysa Çingenelere yapılan muamele ile Yahudilere yapılan muamele arasında fark yoktur. Her iki grup da 1936’daki Nuremberg kanunları tarafından Alman toplumundan dışlanmıştır. Nazilerin toplu imha kararı da yine her iki grubu birden hedef almıştır.” Soykırım konusunda en yetkili Nazilerin arasında yer alan Adolf Eichmann, “Yahudi sorunu ile Çingene sorununun birlikte ve aynı anda çözülmesi gerektiğini” yazmıştır ki, bu her iki halkın da yok edilmesi anlamına gelmektedir. Gerek toplama kamplarında, gerekse işgal altındaki bölgelerde, Çingeneler acımasızca katledilmiştir.

[box_light]8 Nisan Dünya Romanlar Günü[/box_light]

Nisan 1971′de, Romanlar’ın sorunlarını tartışmak üzere Londra yakınlarında ilk Uluslararası Roman Kongresi toplandı ve katliam kurbanlarını anmak için 8 Nisan’ı Dünya Romanlar günü ilan etti. Romanlar her yıl 8 Nisan’da deniz ve ırmak kenarlarında toplanıp katliamda hayatlarını kaybedenleri anıyor ve bugünün Yahudilerinki gibi “Soykırım” olarak tanınmasını istiyorlar.

 

[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]

 

 

Leave a Reply