İsveç, hatta biraz daha genelleyecek olursak İskandinavya Tarihi, Avrupa’nın diğer ülkelerine nazaran, çok dingin geçmiştir. Savaşlarını bile, eğer yapmaları gerekiyorsa kendi aralarında yapmayı tercih eden, her zaman gelişen büyüyen İskandinav ülkelerinin bu sebeple kayda değer en önemli tarihsel karakterleri, şüphesiz Vikingler olmuştur. Bu yazımda, İsveç için önemli olan, aynı zamanda her biri birer kırılma noktası niteliğinde olan dört önemli olaydan ilki olacak olan Vikingler’den bahsedeceğim.
Yazıyı okumadan önce bilmemiz gereken önemli unsurlar:
-
Vikinglerin boynuzlu kaskları yoktu. Hatta özel bir savaş kıyafetleri dahi yoktu. Sadece üst kademedekilerin giydikleri kasklar vardı. Bu kasklar Vikinglere özgü değil, İskandinavya’ya özgü kasklardı.
-
Vikingler, bilinen en iyi çiftçilerdi. Denizlere açılmadıkları zamanlarda, diğer topraklardan ele geçirdikleri tohumları eker ülkelerinde tarımı geliştirirdi.
-
Vikingler, kocaman baltalarla savaşmıyor; o zamanın savaş aletleri ne ise, aynı aletleri kullanıyordu.
-
Sürekli bira ve şarap içip zevk sefa içinde yaşamıyorlardı. O zamanlar sulardan çok fazla hastalık bulaştığından ötürü su içmek çok tehlikeliydi. Bu yüzden sıvı olarak bira ve şarap tüketiliyordu. Gıda maddelerinin bozulmasını önlemek için kullanılan fazla miktarda tuz, sık sık susattığı içinse, bira ve şarap çok sık içiliyordu. Kısacası sadece Vikingler değil, tüm İskandinav halkı, zorunluluktan oldukça fazla alkol tüketiyordu.
-
Vikingler çok hijyeniktiler. Özel sıcak su akıntıları bulunuyordu ve haftada en az bir kere banyo yapıyorlardı. Haftada bir kez yapılan banyo, o zamanın Avrupa’sında oldukça sık sayılabilir.
-
Vikingler hiçbir zaman hiçbir boyunduruk altına girmemiştir. Tamamen bağımsızdırlar.
-
Vikingler eşitlikçiydi. Viking kadınlarının, mülk edinme, mirasa sahip olma ve boşanma hakları vardı.
[box_dark] VİKİNGLER[/box_dark]
Vikingler – kuzeyin adamları olarak da bilinirler – özellikle dokuz, on ve on birinci yüzyıllarda yaşadıklarına dair veriler olan; İskandinavya kökenli denizcilerdir. Tarihçilerin hepsi, Vikinglerin yaşadıklarını kanıtlasalar dahi, onların ne tür denizciler olduğuna dair büyük tartışma içerisinde olmuşlardır. Birtakım tarihçiler, İskandinavya’daki aşırı nüfus yoğunluğu sebebi ile ülkelerinden ayrılıp uzaklarda yaşam mücadelesi veren insanların, gemilere binip ülkelerine ve ailelerine refah getirmek için bir araya geldiklerini öne sürerler. Fakat bugün bile, İsveç nüfusunun İstanbul’un nüfusunun neredeyse yarısı kadar olduğunu düşünecek olursak; “aşırı nüfus” sebebi ile denizlere açılma durumu çok tatmin edici bir tez olarak görülemez kanımca. Bir diğer tez ise Vikinglerin vardıkları toprakları yağmalayan ve/ya ele geçiren deniz savaşçıları hatta korsanları olduğu üzerine. Eski İskandinav dilinde “vikingr” kelimesinin korsan anlamına geldiği düşünülecek olursak, ikinci tez en azından akla yatması bakımından, daha doğru geliyor.
Başka bir tartışma konusu ise, Vikinglerin sayısı üzerinedir. Kullandıkları gemilerin sayısı ve kapasitesi incelendiği zaman akademisyen Pete Sawyer, Vikinglerin yaklaşık olarak 1000 kişi olduğunu söyler. Fakat özellikle Britanya’da önemli etki bırakan Vikinglerin bu kadar az sayıyla koskoca Britanya’ya büyük tehdit oluşturmasını biraz efsanevi bulan Laurent Mazet-Harhoff ve Guy Halshall, henüz kanıtlayamasalar da sayılarının binlerce kişiden oluştuğunu öne sürmektedirler.
Vikingler, yaklaşık 250 yıl boyunca ( 800-1050) egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Günümüzdeki Danimarka, İsveç ve Norveç topraklarındaki insanlardan oluşmuştur. Dolayısıyla bu yazımda, İsveç için önemli bir öge olan Vikinglerden bahsederken, tam İsveç- Vikingler bağlamını inceleyemememin sebebi, İsveç’in aslında güney topraklarının yaklaşık iki yüzyıl öncesine kadar Danimarka toprağı olmasından ve okuyucuda kafa karışıklığına sebebiyet vermemesi açısından, Vikinglerin genel İskandinav ülkeleri ile ilişkisini açıklamaktayım. Fakat bu üç ülkenin Vikingleri, Viking çağı boyunca, farklı bölgelere yelken açmışlardır. Norveç Vikingleri, İrlanda, İzlanda ve Grönland’a giderken; Danimarka Vikingleri, daha bereketli ama daha zorlu olan İngiltere, Fransa ve İrlanda’ya yönelmişlerdir. Konstantinapol’e yani günümüz İstanbul’una dahi gelen Danimarka Vikinglerinin İstanbul’da bulundukları süre boyunca, yağmalama amacından ziyade, aslında bir çeşit şehri koruyan gardiyanlar olduğu tezi bulunmaktadır. İsveçli Vikingler ise rotalarını daha çok bugünün Rusya’sına yöneltmişlerdir.
[box_dark]Büyük Viking Ordusu[/box_dark]
Büyük Viking Ordusu, Danimarka’dan ve İsveç’in güneyinden yola çıkan denizcilerden oluşmuştur. Ancak o zamanlar İsveç’in güneyinin de Danimarka toprağı olduğu unutulmamalıdır. Vikingler o zamana değin, ani bir zamanda gelip liman ve çevresini ele geçirip, istedikleri malzemeleri aldıktan sonra oradan uzaklaşmaları ile bilinmektedirler. –Bu gemilerin takip edilememesi ise, Viking gemilerinin açık denizlere uygun sağlamlıkta olmalarının yanı sıra, ince uzun ve yüksekliği olamayan gemilerinin hemen her yerden geçmek için tasarlanmış olması, böylelikle başka gemilerin onlarınki gibi tasarlanmış gemileri olmamasından ötürü, Vikingleri yakalayamamalarıdır- 865 yılında, ilk defa yağmala ve kaç şeklinin dışında Danimarka Vikingleri, hedeflerini Britanya’ya çevirmişlerdir. O zamana kadar İskandinavya’da tarımsal verimsizlikten ötürü bir nevi Robin Hood’luk yapan, aldıkları gıda maddeleri ile bu sefer yetinmeyen Vikingler, ilk kez toprak fethetme amacı ile Britanya’ya gelmiştir. Yaklaşık on dört yıl süren bir fetih ile, yedi krallıktan altısını ele geçiren Vikingler bir tek Edington Muharebesi’nde Büyük Alfred‘e yenilirler. Muharebe sonrasında yapılan barış antlaşması ile, kuzey ve doğuda topraklara sahip olmayı kabul ederek geri çekilirler. Sanıyorum, belirli bir güce, makama erişen herkesin sonunda oluğu gibi, Vikingler de ailelerinin, insanlarının ihtiyaçlarını karşılamak için çıktıkları bu yolda, kolay kolay yenilmediklerini gördükleri ilk fırsatta, daha da ileriye gidip toprak fethetmeye başlamışlardır. Hep daha fazlasını istemek, açgözlülük sanıyorum, insanlığın tabiatında var olan bir şey.
Nihayetinde, Vikingler, ülkeleri için – etik olmayan yollarla- sağladıkları gıda ve eşyalarla, aslında bir nevi İskandinavya’yı açlıktan kurtarmışlardır. Ülkelerine tarım yapabilmesi için tohum, ürün sağlamış ve bugün İskandinavya’daki bağımsız ve hak sahibi kadın modelinin temellerini atmışlardır. Vikingler hakkında yazılmış onlarca efsaneyi bir kenara bırakacak olursak, Vikingler kısacası bıçkın birer denizci Robin Hood olmuştur.
Yazı dizimin ikinci kısmında, kendi yağıyla kavrulan, kendi kültürlerini oluşturan İskandinav ülkelerinde Martin Luther’in etkisinin ne olduğunu. Protestanlığın etkilerini anlatacağım.
KAYNAKÇA
http://global.britannica.com/EBchecked/topic/628781/Viking
Jones, Gwyn, and Kimiaki Sasada. A History of the Vikings. Oxford: Oxford University Press, 1984.
Kendrick, Thomas Downing. A History of the Vikings. Courier Dover Publications, 2004.
Arbman, Holger. The Vikings. Vol. 21. Thames and Hudson, 1961.