769806_129963415834785012947_OriginalEvet, gerçekten bulundu! Atlas dergisi editörü Özcan Yüksek ve dergide fotoğrafçı, aynı zamanda yüksek lisans tezi için 60 gün boyunca Dukhalar ile yani basının onlara verdiği isim olan ‘Kayıp Türkler’ ile yaşayan Selcen Küçüküsteli’nin özverili çalışmaları sayesinde önceden adını sanını dahi bilmediğimiz bu toplulukla ilgili bazı bilgilere vakıf olduk. Atlas Dergisi’nin bu keşfini incelerken iki önemli konu başlığı ben çok etkiledi,bu yüzden bu yazımı bu konu başlıkları altında yazmak bana daha gibi uygun geldi. Peki kimdir bu Dukhalar? Doğa ile ilişkileri nasıl ? Tüm soruları cevaplamadan önce Dukhalar ile ilgili bilgi vermeye başlamak en iyisi.

[box_light]Kimdir Bu Dukhalar?[/box_light]

 Dukhalar Moğalistan’ın kuzeyinde yaşayan ve Türkçeye çok yakın bir dil grubundan dil konuşan göçer ren geyiği çobanlarıdır. Taygada ren geyiği yetiştirerek ve yılda dört kez göçerek yaşıyorlar. Geçimlerini doğadan topladıkları bitkileri ve avladıkları hayvanların etleri ile sağlıyorlar.Ren geyiklerini ise sütü, boynuzu ve ulaşım aracı olarak kullanıyorlar ve kesinlikle etlerinden faydalanmıyorlar. Bu yaşantıları modernize olmamış toplum yaşantısı ile neredeyse aynı ve buda sosyal ilişkilerine gerçekten etki ediyor. Mesela Dukha toplumunda resmi bir lider yok , kadın,erkek eşit haklara sahip,eşitlikçi ve hiyerarşisiz bir toplum anlayışına sahip.Önemli kararlar alınırken hiçbir bireyin görüşü,düşüncesi gözardı edilmiyor.Günümüz dünya koşullarına bakıldığında gerçekten çok ilginç yaşantıları olduğunu görebiliyoruz.g242fa02f_webbuyuk

 

Göç anı: Dukhaların göç zamanı geldiğinde bölgede hayat birden hızlanır.Önce çadırın içindeki eşyalar dışarı çıkarılır, çadırın kumaşı soyulur ve çadırın kumaşını tutan sırıklar eğer sağlamsa bir daha kullanılmak üzere yere koyularak obada bırakılır.

 

 

[box_light]Doğa İle Karşılıklı İlişkileri[/box_light]

 Dukhaların doğa ile karşılık ilişkileri gerçekten inanılmaz! Günümüz toplum yapısının doğa ile ilişkileri karşılaştırıldığında Dukhalar’ın gerçekten doğa canlısı bir toplum olduğunu anlayabiliyoruz. Düşünebiliyor musunuz? Sırf nehir kirlenmesin diye ellerini nehirde yıkamayan bir toplumu veya nehirden su içecekleri zaman aldıkları su ziyan olmasın diye sadece yeteri kadar alan bir toplumu. Bir olayı anlatmak gerçekten bu toplumun doğa ile ilişkilerinin önemini anlamaya yeterde artar bile. Bir gün bir turist kafilesi Dukhalar’ın bulunduğu bölgeye gezi düzenler ve o turist kafilesinden bir üye o bölgede bulunan bir hastalığa yakalanır. Dukhalar o turiste bazı şifalı otların bulunduğu bölgeyi gösterirler ve sadece 3 parça otun yeterli olabileceğini söylerler. Turist, 3 den fazla ot topladığında Dukhalar kızar ve şunu söylerler ‘İhtiyacın kadar almalıydın. Diğerleri başkaları için gerekli olabilir ‘halbuki o bölgede o çeşit şifalı ottan sayısız vardır.Bu örnek gerçekten de şu soruyu aklımıza getiriyor: ‘Doğayı sınırsız bir ortam olarak gören bizler mi ? Yoksa bir parça ot için bile özen gösteren Dukhalar mı medeni ?

966278-12 Ren geyiklerini ulaşım aracı olarak kullanan Dukhalar ayrıca onların sütünden ve boynuzlarından faydalanırlar.Zorunda olmadıkça ren geyiklerinin etlerinden faydalanmayan Dukhalar genellikle beslenmek için doğadan topladıkları bitkileri ve avladıkları hayvanları yiyerek yaşamlarını sürdürüyorlar.

[box_dark]KAYNAKÇA[/box_dark]

 

Leave a Reply