1928 yılında Mısır’ın İsmailliye şehrine kurulan İhvan-ı Müslimin ya da bilinen adıyla Müslüman Kardeşler belki de 20.yy ve günümüz Orta Doğu’sundaki en önemli gelişmelerden biridir. Orta Doğu gündemine çok önemli bir yer kaplayan bu teşkilatı anlamanın en iyi yolu İhvan’nın karşılaştığı tarihsel konjektürü bilmek. İhvan’ın kuruluş felsefesini anlamak ve dömein şartlarının ne ölçüde İhvan’a etki ettiğini görebilmek için kurucusu Hasan El Benna’nın hayatına bakmak hiç de yanlış olmaz.
Hasan El Benna 1906 yılında El Mahmudiye kırsalında dünyaya gelmiştir, babası Sünni bir hadis alimi idi aynı zamanda geçimini sağlamak için Saatçilik ile uğraşıyordu.Kısmi olarak 19.asırdaki İslami modernistlerin fikirlerinden etkilenmişti.Oğullarından birinin adını da Cemalledin Afgani’ye ithafen ‘Cemalleddin ‘ koyması gazeteci Selin Çağlayan’a göre bu sempatinin bir tezahürü olarak yorumlanıyor. El Benna’nın ailesi Mısır ekonomisi göz önüne alındığı zaman orta sınıfa aitti, El Benna’nın babasının az da olsa toprak sahibi olması ve El Benna’nın annesinin zengin bir aileden geldiğinin düşünülmesi buna işaret ediyordu.Fakat aile El Benna gençken Kahire’ye taşınmak zorunda kaldığında bir çok zorluklar ile karşılamış hatta El Benna’nın annesi çocuklarının geçimini sağlamak için bileziklerini satmak zorunda kalmıştı.
Hasan El Benna’yı çocuk döneminde etkileyen iki önemli olaydan bahsebiliriz, bunlardan biricinsi tasavvuf diğeri ise 1919 yılında Mısır’da İngilizler’e karşı patlak veren halk hareketi idi.
El Benna gençliğinde Hasefi tarikatına mensuptu, hatıralarına baktığımız zaman bu tarikatın zikir meclislerine gitmekten büyük zevk alıyordu, hatta öğrencilik yıllarında tarikat kökenli ‘Hasefi Yardım Cemiyeti’ isimli bir grubun içinde bulunmuş ve hizmet vermiştir. Bu tasavvufi altyapının daha sonra kurulacak İhvanı Müslimin’e etkileri büyük olmuştur, örneğin cemiyete giriş usulü ile Mısır’da müritlerin tarikata giriş usulü arasında büyük benzerlikler vardı, aynı zamanda tarikatlardaki itaat usulü ile İhvan mensuplarının lidere olan itaat usulü de benzerlikler arasında sayılabilir
1919’da El Benna daha 12-13 yaşlarındayken İngilizlere karşı büyük bir ayaklanma patlak vermişti.İngilizlere karşı verilen bu ‘bağımsızlık ayaklanması’ o yıllardaki bütün genç nesli bir yönüyle etkilemişti.Hasan El Benna da 1919’daki ‘aktivist ruh’tan bir hayli etkileniştir ve nümayişlere katılmıştır: El Benna kendini rolünü,Damanhur’da ateşli şiirler derleyen ve hatta göstericileri dağıtmaya çalışan polisle görüşen,göstericilere öncülük eden öğrenci eylemcilerinden biri olarak tasvir etmektedir. 1919 olayları en basit şekiyle El Benna’yı siyasi meselelere daha duyarlı hale getirmiştir. İlerleyen yıllarda İhvan hareketinin İngiliz kolonicliğine karşı duruşunu 1919 olaylarından bağımsız düşünmek imkansızdır.
Hasan El Benna, babasının isteğine rağmen, bir din enstitüsüne bağlı okula gitmek yerine Dar’ul Ulum’a gitmiş ve sınıf öğretmeni olarak 21 yaşında mezun olmuştu.Darul Ulum Kahire’de bulunuyordu ve bu yıllarda İngiliz kolonciliğinin de tesiri ve 19. yüzyıldan beri devam eden Batılılaşma süreci en somut bir biçimde bu şehirde görülüyordu. Hasan El Benna’yı üniversite yıllarında en çok etkileyen şeyin seküler bir şehir hayatı ve Batılılaşma olduğunu söyleyebiliriz, El Benna Mısır’ın büyük şehirlerindeki bu Batılılaşma sürecini son derece olumsuz bir tablo çizerek şöyle tasvir ediyordu :
” Akli özgürleşme adına tüm sıkı inançları zayıflatan bir çözülme dalgası Mısır’ı içine alıyordu.Bu eğilim,kişi özgürlüğü bahanesi altında değerlere,hareket ve erdemlere saldırmaktaydı.Ülkemizi silip süpüren bu güçlü ve zalim inançsızlık ve serbesti dalgasının önünde hiçbir şey duramıyordu ”
İlerleyen yıllarda bu ‘serbesti dalgası’na olan tepki İhvan teşkilatının ana dinamiklerinden birini oluşturacaktı, bu durumu İhvan’ın açısından Sekülerleşmeye karşı sert bir duruş ve ‘öze dönüş’ olarak özetleyebiliriz.
1927 Yılında El Benna okuldan mezun oldu ve İsmailliyye kentine atandı, bu yıllar El Benna için çok kritik idi çünkü bir yıl sonra İhvan’ı kurmaya karar verecekti.İhvan ilk olarak kurulduğunda günümüzde anladığımız gibi siyasi ya da sosyal bir oluşum değildi.En basit tabiriyle ‘İslami Hayır Cemiyeti’ şeklinde tezahür etmişti, yalnız en başından beri El Benna’nın cemiyeti diğer tipik İslami hayır cemiyetlerinden farklıydı.Normalde hayır cemiyetleri sadece belirli bir kısma hitap eder: Alkolü Önleme Cemiyeti, Esnafları Koruma Cemiyeti ya da Cami Tamiratları ile ilgilenen hayır cemiyetleri gibi. Ayrıca bu cemiyetler yalnız belirli noktalarda tebliğde bulunuyordu. Camiler gibi. Halbuki El Benna’nın cemiyeti spesifik bir hayır işine yoğunlaşmamıştı ayrıca El Benna bulduğu her yerde tebliğde bulunuyordu.Kahvehaneler İhvan için çok mühim noktalardı, El Benna buralara çok önem veriyor ve güçlü vaaz yeteneği ile buradaki insanları teşkilata katmaya çalışıyordu.
1930’lu yılların başında İhvan hızlı bir değişiklik geçirmeye başladı. İlk defa İsmailliyye’de 2.500 sterline bir cami ve eğitim kurumu inşaa etti, ayrıca 1931’in Temmuz ayında Kahire’de İhvan’ın şubesi açılmıştı.1930’lu yıllar İhvan’ın örgütlenmesinde kritik rol oynuyordu , Hasan El Benna örgüt içinde kongreler düzenlemeye başladı , düzenli bir başkanlık idarecilik sistemi getirdi. (Norveçli araştırmacı Lia’ya göre bu sistem Tasavvuf’tan etkilenmişti) Ayrıca eğitim faaliyetlerine hız verdi. Örgütün şube sayısı sayısal olarak da 1930-40 arası çok hızlı bir şekilde artmıştı. 1929’da dört şubesi olan Müslüman Kardeşler, 1932’de 15 ,1938’de 300 şubeye ulaşmıştır.
Bu yıllarda Müslüman Kardeşlet teşkilatının bu denli hızlı büyümesinin birkaç temel sebebi vardı
1-Hasan El Benna’nın sosyal eşitlik üzerine vurgusu o yıllarda çok mühimdi. Mısır’da krallık vardı ve sadece belli bir zümre idare ve ekonomide pay sahibi idi. El Benna’nın bunu tenkit etmesi halk arasında çok taktir toplamıştı
2-Örgüt 1930’lu yıllarda yoğun olarak hayır işleri ve eğitimle uğraşmıştır.Okuma yazma oranını arttırmaya çalışmaları, Kur’an eğitimleri ve hayır işleri gibi. Hatta İhvan yılda 800’den fazla kişinin tedavi edildiği bir klinik bile açmıştır
3-Hasan El Benna için Filistin meselesi çok mühim bir problemdi ve Filistin meselesine El Benna’nın aşırı ilgili olması 1930’larda örgütün sayısının artmasında büyük faydası oldu.Bu yıllarda İhvan, Filistin’e savaşmak için İzgi Tugayı adını verdiği ekipten elemanlarını gönderdi, Filistin’e binlerce sterlin bağışta bulunuldu ve Mısır’da İhvan Filistin yardım kampanyaları, yürüşler düzenledi
4- El Benna’nın anti koloyanlist söylemleri İhvan’a karşı sempatiyi arttırdı.30’lu ve 40’lı yıllarda Müslüman Kardeşler sık sık İngilizler aleyhine yazılar yayımladı protestolarda bulundu ve hükümetle masaya oturmada ‘ İngilizlerin ülkeyi terk etmesi’ni İslami kanunlarla birlikte ön şart koştular. 1919’da başlayan İngiliz karşıtlığı sayesinde Müslüman Kardeşler tabanını büyük ölçüde genişletme şansı buldu.
Müslüman Kardeşler 1949 yılında Hasan El Benna süikasta uğrayana kadar hızlı büyümesini sürdürdü, bilhassa Abdul Nasr’ın iktidarı devralmasıyla teşkilatın Mısır’daki etkinliği bir hayli azaldı ve yeraltına çekilmek zorunda kaldı.
Sonuç olarak İhvan hareketinin kuruluşunda El Benna’yı etkileyen olaylar silsilesinin büyük bir etkisini görüyoruz. El Benna’nın büyük şehirde aldığı bir eğitim ve şehirlerde gördüğü toplumsal değişim, Mısır’ın İngilizler tarafından işgal edilmesi ve El Benna’nın çocukluğunda aldığı eğitim ilerleyen yıllarda İhvan’nın temel dinamiklerini ve reflekslerini oluşturmuştu.
Kaynaklar
1-Müslüman Kardeşlerin Doğuşu 1928- 1942, Brynjar Lia, Ekin Yayınları, 2013
2-Mısır’da İslami Akımlar, Salih El Verdani, Fecr Yayınları, 2011
3-Müslüman Kardeşler’den Yeni Osmanlılar’a İslamcılık , Selin Çağlayan, İmge Yayınları, 2010