İşin aslı, bu yazı tam bir tarih yazısı olmayacak. Daha çok, uzun zamandır işleyen bir sürecin geldiği noktayı anlatacak.
Şimdi, hep beraber gözlerimizi 3 Mayıs 2014 gününe çeviriyoruz. Çoğumuz için sıradan bir gündü diye hatırlıyorum, yanlışım varsa düzeltin lütfen. Sosyal medya camiasında da büyük değişimlerin yaşanmadığı bir gündü 3 Mayıs. Her zaman olduğu gibi yine yüzlerce etkinlik gerçekleştirildi, binlerce yeni sayfa açıldı o gün de Facebook üzerinden. O gün açılan bu yeni sayfalardan biri de Masih Alinejad isimli bir kullanıcının açtığı “My Stealthy Freedom” sayfasıydı.
Bu sayfa, pek de öyle sıradan bir sayfa değildi ama. Bu sayfanın bir hikâyesi vardı. Hatta öyle bir hikayesi vardı ki, My Stealthy Freedom sayfası 17 Haziran 2014 tarihinde 579.185 “beğeni” almıştı bile.
Bir özgürlük hikayesiydi My Stealthy Freedom sayfasınınki.
[box_dark]Sürgünde Bir Kadın, Londra’da Bir Araba ve Bir Sosyal Medya Sitesi[/box_dark]
MyStealthyFreedom hareketinin ne olduğunu ve hangi gayeyi güttüğünü incelemeden önce, hareketin kurucusu olan Mashi Alinejad’dan biraz bahsetmek gerek sanırım. Masih Alinejad, İranlı bir kadın. Özellikle 2008 yılında yazmış olduğu “Yunusların Şarkısı” adlı yazısıyla Ahmedinejad hükümetinin nefretini üzerine çekmeye başarabilmiş bir isim kendisi. Bu ve benzeri yazılarıyla Ahmedinejad hükümetine yönelik oldukça başarılı bir biçimde gerçekleştirmiş olduğu muhalifliğinin neticesinde de, 2009 yılından itibaren İngiltere’de sürgünde yaşamak zorunda kalan cesur bir gazeteci. Bu sürgün döneminde de, hükumet politikalarının -özellikle sosyal alanda- yaratmış olduğı çeşitli hak ihlallerini yazmaktan geri durmayan bir kadın Masih.
Ve bu kadın, bir gün Londra’da araba sürerken, baş örtüsüz halde çekilmiş bir fotoğrafını paylaşıyor Facebook üzerinden; bunu yapış sebebini de, Devrim sonrasında yürürlüğe konmuş olan zorunlu hicaba yönelik yasalara karşı kişisel bir duruş olarak açıklıyor fotoğrafın altında.
Bundan sonrası ise, Masih için hayal gibi gelişiyor.
Bu fotoğrafın üzerine birçok İranlı kadın, Masih’e oldukça destek veren mesajlar ve başlarını açmış halde fotoğraflarını göndermeye başlıyorlar. 3 Mayıs 2014 tarihine geldiğimizde ise Masih, bu destek ile Facebook üzerinden My Stealthy Freedom sayfasını açıyor ve tüm sosyal medya mecralarını kullanarak hicabın anayasal bir zorunluluk olmasından rahatsız olan İranlı kadınları sayfayı beğenmeye, ona destek olmaya ve mümkünse hicapsız çekilmiş fotoğraflarını sayfaya yollamaya davet ediyor. Sayfanın oldukça basit iki kuralı var: Fotoğrafını gönderenlerin 18 yaşından büyük olması zorunluluğu ve fotoğraf sahiplerinin isimlerinin yayınlanmaması. Masih’in daveti üzerine binlerce kadın fotoğraflarını sayfaya yollarken, onbinlerce kişi de sayfayı beğenmeye devam ediyor. İkinci haftanın sonuna gelindiğinde, sayfanın beğenisi 200.000’den fazla alıyor ve daha da önemlisi, sayfa Washington Post, Times, ABC gibi önemli haber organlarında kendine yer buluyor. İranlı kadınların anayasal olarak kısıtlanmış kişilik haklarına karşı sergiledikleri tavır, tüm dünyadan destek de almış oluyor.
Bu noktada şunu da belirtmek gerek ki, süreç Masih için pek de kolay işlemiyor. Neredeyse her gün tehdit mesaj ve mailleri almasının yanı sıra, bir İran haber kanalı tarafından oğlunun gözleri önünde tecavüze uğradığına yönelik haberler yayınlanıyor [1], başka bir İran kanalının haber sunucusu ise kendisini “orospu” olarak nitelendiriyor [2]. Ne olursa olsun, Masih geri çekilmiyor yaptığı işten ve My Stealthy Freedom hareketi de hızlı büyümesine devam ediyor.
[box_dark]Masih’in Sesindeki “Özgürlük” Tınıları [/box_dark]
My Stealthy Freedom hareketi, kaba taslak bir biçimde yukarıdaki gibi özetlenebilir. Bunun üzerine biraz analiz yapmak ve bu doğrultuda Masih ile yapmış olduğum online ropörtajdan kesitler dinlemek yararlık olacaktır sanırım.
Öncelikle hareketin temel amacını kavramamız gerek. Masih Alinejad şu şekilde anlatıyor sürecin başlangıcını:
İranlı kadınların başörtüsüyle ilgili deneyimlerini ve başörtüsü zorunluluğu olmadan yaşamayı isteyip istemediklerini İranlı kadınlardan duymak istedim. Yani her şey İranlı kadınların başörtüsüyle ilgili duygularını öğrenmeye çalışmakla başladı. Hukuki olarak başörtüsü takmanın zorunlu olmasını yanlış buluyorum, kadınların seçme hakkı olmalı.
Bu sözlerden de görebileceğimiz üzere, hareketin amacı hicaba karşı bir tavır almak ya da hicabın yasaklanmasını talep etmek değil; hicabın anayasal bir zorunluluk olmaktan çıkıp kadınların yapacağı bir seçim haline gelmesi. Bu noktayı her fırsatta vurgulamakta Masih. Zira My Stealthy Freedom hareketi hükümet taraftarı çoğu yayın organı tarafından Şah rejimine dönüşü talep eden bir hareket olarak gösterilmekte. Masih’in ve destekçilerinin talep ettiği ise, sadece nasıl giyineceklerine kendilerinin karar verebilmesi. İran’daki kadın haklarının başında hicap zorunluluğunun gelmediğinin Masih de farkında; fakat kadın-erkek eşitliğine yönelik hareketlerin başında da bu zorunluluğa karşı bir tavır sergilemenin geldiğini düşünüyor:
İranlı kadınlar erkeklerle aynı haklara sahip olmalı. Ne giyeceklerine bile karar vermeye hakları yokken iş dünyası ve politikada hiç rolleri olmamasına şaşırmamak gerek.
Bu sözlere şunu da ekliyor Masih, kendisine “özgür kadın”ın ne olduğunu sorduğum vakit:
Özgür kadın, hukuki, sosyal ve sivil haklara sahip olan kadındır. Kadınlar “seçebilecek” kadar özgür olmalılar ve senin de tahmin edebileceğin gibi, Virginia Woolf’un belirttiği gibi kendilerine ait bir odaları, yani bağımsız ve kişisel bir yaşamları yoksa, onları özgür kabul etmemiz imkansız olur. Bu doğrultuda, özellikle İran söz konusu olduğunda, isteğim, kadınların erkeklere muhtaç olmamalarını sağlayabilecek kadar özgür olmaları.
Görülebileceği üzere, My Stealthy Freedom hareketinin temelleri, kadınların kendi hayat biçimleri ile ilgili seçimleri bizzat kendilerinin yapabileceği bir ortamın sağlanabilmesi. Bunu sağlayabilmek namına hareketin kullanmış olduğu yol ise, aktif hareketten ziyade, sosyal medya ile insanların bu konuda bilgi sahibi olmasına ön ayak olmak. Eylemsel bir yönü yok My Stealthy Freedom hareketinin; sadece Facebook üzerinden fotoğraf paylaşımına dayanıyor diyebiliriz. Böylece Masih, İran kadınlarına sahip oldukları potansiyeli göstermeyi ve hicabın halk arasında tekrar tartışılır bir konu haline gelmesini amaçlıyor. Şöyle belirtiyor ropörtajda bu konuyu Masih:
Bu hareket küçük bir adım olsa da kadınlar güçlerinin farkına varmalarını sağladığını görebiliyoruz. Sosyal medyanın sesini duyurma konusunda sivillere sağlamış olduğu avantaj sayesinde, artık küçük bir kampanya hükumet kısıtlamalarını ve sansürü geçip kitlelere ulaşabiliyor.
Kitleselliği ile farkındalık yaratmayı amaçlayan böyle bir hareketin destekçilerini konuşmaya geliyor sıra. Harekete uluslararası arenada da oldukça yoğun bir destek olmasına rağmen, hareketin bölgesel olduğunu ve İran kadınının özgürleşmesini öncelikli olarak amaçladığını belirtiyor Masih röportajın bu kısmında:
My Stealthy Freedom hareketinin odağında sadece İran var. Burası doğduğum ve hayatımın çoğunu geçirdiğim yer. Haliyle, İran’ı ve insanlarını gayet iyi biliyorum. Bu hareket gibi konuların temelinde evrensel meseleler yatsa da, bu doğrultudaki uygulamalar yerel olabilir. Üzerine bilgi sahibi olduğum bir coğrafya ve kültüre odaklanmak istiyorum; hakkında az bilgiye sahip olduklarım hakkında değil.
Bunu belirttikten sonra da, İran’da hareketi destekleyen gruplar hakkında bilgi veriyor:
Alt, orta sınıf ve işçi sınıfından zengin Tahranlılara kadar, tüm yaş grupları ve sosyal gruplardan hareket için destek geldi. Torunlar ve büyükanneleri hareketi desteklemekteler; bazen bu iki jenerasyon hicabsız halde beraber çekilmiş fotoğraflarını dahi gönderiyorlar. Daha da önemlisi, hicabın yasal olarak zorunlu olmasına karşı duran bu hareketimize, hicablı kadınlardan da destek almaktayız.
Ropörtajın sonuna gelirken, hareketin karşılaştığı zorlukları soruyorum. Fotoğraf çektirirken Basij ve sivil polislere yakalanan kadınların olduğunu belirtmenin yanı sıra, İran’daki Facebook’u da kapsayan yasağına değiniyor ve şu sözleri ekliyor ardından da:
İran’da sosyal medya kullanımı resmi olarak yasaklanmış olsa da özellikle VPN ve benzer methodların kullanımı ile çoğu İranlı bu ve benzeri yasakları delip sosyal medya araçlarına erişebiliyor. My Stealthy Freedom hareketi, adeta içlerimizde bir şeye dokundu; İranlı kadınların desteğini arkasına aldı zira bizler, yani İranlı kadınlar, seçebilmek istiyoruz, seçebilme özgürlüğünü istiyoruz. Bir örtü parçası bizlerin namusunun ya da şerefinin ölçütü değildir. Bir örtü parçası, sadece bir örtü parçasıdır.
Mailleşerek gerçekleştirmiş olduğumuz bu ropörtajın ardından teşekkürlerimi iletiyorum Masih’e, o yoğunluğunun içinde bana zaman ayırabildiği için.
[box_dark]Çuvaldız[/box_dark]
Masih Alinejad’ın öncülüğünü yapmış olduğu My Stealthy Freedom hareketinin İran başta olmak üzere, Ortadoğu kadınlarının yaşam koşullarının daha iyi ve daha özgür hale getirilmesi konusunda önemli bir adım olduğu su götürmez bir gerçek. Yine de, bu hareketin de kimi eksiklikleri bulunmakta. İlk olarak -yazı boyunca belirtildiği gibi- My Stealthy Freedom hareketi Facebook tabanlı bir hareket ve Facebook, 2009 seçimlerinden itibaren İran’da yasaklı halde [3]. “Reporters without Borders” kurumunun araştırmalarına göre 77 milyonluk İran’ın yaklaşık %32’si İnternet kullanıcısı ve başka bir kurum olan Chimigi’nin raporuna göre İranlı internet kullanıcılarından sadece %58’inin bir Facebook hesabı var [4][5]. Rahatlıkla görülebileceği üzere, bu durum İran’da hareketin büyük bir yaygınlık kazanmasını sınırlandırır nitelikte. Hareket değerlendirilirken bu sayısal veriler de göz önünde bulundurulmalı. Bunun yanı sıra, önceki yazımda da belirttiğim üzere, hicab İran’a bir gecede gelmediği gibi, yasal zorunluluk olmasının ardından da yoğun bir propaganda süreci ile toplumsal bilince yerleştirilen bir değer olarak kabul edilmekte. Haliyle, hicap yasağının kaldırılması durumunda İranlı kadınlarının çoğunluğunun başlarını açacağını ileri sürmek, oryantalist bir değerlendirmeden başka bir şey olmayacaktır. Muhakkak, hatırı sayılır sayıda İranlı kadın hareketin talep ettiği özgürlük yararlanacak olsa da, kadınların çoğunluğu hicabları ile yaşamaya devam edeceklerdir hatta. Elbette Masih de bunun farkında ve savaşı başını açmak isteyip de açamayanlar için veriyor. Ancak hareketin destekçileri için My Stealthy Freedom hareketinin bir çoğunluk hareketi olarak ele alınması ve tanıtımının bu şekilde yapılması yanlış olacaktır. Bu iki noktayı da aklımızda bulundurmamız gerek.
[box_dark]Örtülemeyen Zihinler[/box_dark]
Masih çok güzel bir şey yapıyor, kabul etmemiz gerek diye düşünüyorum. Geldiği ve bildiği kültürün kadınlarının giyimleri başta olmak üzere, kendi hayatları hakkında söz sahibi olabilmeleri için uğraşıyor ve bunu insanları bir kalıba sokmadan ve bir bir bütünün parçası olmaya zorlamadan yapıyor. Şah’ın ve Humeyni’nin ellerinden aldığı özgürlüğü, İranlı kadınlara geri vermeye çalışıyor. Belki sokaklarda, eylemlerle yapmıyor bunu; fakat yine de özgürlüklerini isteyen İranlı kadınların sesini İran hükumetine ve dünyaya duyurmayı başarıyor. Şah’ın zorla açtığı, Humeyni’ninse zorla kapattığı saçları, sadece ve sadece o saçların sahibi açıp kapatabilsin diye uğraşıyor. Bence, yanıbaşımızda yükselmekte olan bu sese özgürlükten yana olduğunu ileri süren bizler de kulak vermeli ve de en azından sayfayı beğenerek -sayısal olarak da olsa- destek olmalıyız.
Yazımı, Masih’in bana attığı ilk mail’e iliştirdiği şu sözlerle bitirmek istiyorum sevgili dostlar:
İnsanların karanlıktan korktuğu vakitler vardı; yaktığımız ateş ile bu korkuyu savdık başımızdan ve yeni özgürlükler yarattık kendimize. Bugün, farklı bir tür karanlıktan korkuyoruz ve insanları korumak için bu elde ettiğimiz özgürlüklerden feragat etmenin bu korkuyu dindireceğini düşünüyoruz. Halbuki, seçme özgürlüğüne sahip olduğumuz vakit, bu karanlığa karşı savaşabilecek asıl sorumluların bizler olduğunu öğreneceğiz.
Not-1: Hareketi takip edebilmeniz ve destekleyebilmeniz namına, linkini de buraya iliştiriyorum dostlar.
Not-2: Özellikle İngilizce olan ropörtajı Türkçe’ye çevirme sürecindeki büyük desteği ve yardımları için Selen Sarıkaya‘ya ne kadar teşekkür etsem az.
KAYNAKÇA
1) Carpenter, J. 2014, May 16. Iranian women shed hijabs for ‘Stealthy Freedoms’ Facebook page. Washington Post’tan alıntılanmıştır: <http://www.washingtonpost.com/blogs/she-the-people/wp/2014/05/16/iranian-women-shed-hijabs-for-stealthy-freedoms-facebook-page/>
2) Kahen-Kashi, F. 2014, May 23. ‘Stealthy Freedoms of Iranian Women’ Campaign Gains Steam. ABC News’tan alıntılanmıştır: <http://abcnews.go.com/blogs/politics/2014/05/stealthy-freedoms-of-iranian-women-campaign-gains-steam/>
3) AssociatedPress. 2009, June 24. Iranian Women Fight on the Frontlines of Protests. Nbc News’ten alıntılanmıştır: <http://www.nbcnews.com/id/31531225/ns/world_news-mideast_n_africa/t/iranian-women-fight-frontlines-protest/#.U82Wz7H_1tE>
4) ReportersWithoutBorders. 2014. Enemies of Internet: Special Edition: Surveillance. Reporters Without Borders raporundan alıntılanmıştır: <http://surveillance.rsf.org/en/iran/>
5) Knowles, J. 2012, November 8. 58% of Iranians use Facebook despite blocks and censorship, study finds. The Next Web’den alıntılanmıştır: <http://thenextweb.com/me/2012/11/08/iranian-online-research-panel-releases-its-latest-study-into-attitudes-and-behaviours-online-inside-iran/>